18 Ekim 2015 Pazar

Eşcinsellere şiddetin de bir anatomisi var!

Gazeteci Ahmet Hakan şiddete maruz kaldıktan sonra fiziksel hasarlarını gazete de paylaşmış...
Yanlış anlaşılmasın; bizim yaşadığımız şiddetin yanında sizinkinin esamesi bile okunmaz demek istemiyorum...
Bu ülkede beterin beteri şiddetler yaşanıyor ölümlerle falan sonuçlanan özellikle kadınlar trafından... Bunun da bilincindeyim tabii...
Herkes kendi davasına inancı doğrultusunda şiddet uyguluyor veya...
Fiziksel gücü elinde bulunduranlar, bu güçle düşüncelerinin doğruluğunu pekiştirmeye çalışarak, haklılıklarına inandırmaya çalışıyorlar...
Benim hayatta, bir insanda affedemeyeceğim tek kuusur şiddettir...
O yüzden insanın üzerine yürümeleri, dizilerdeki bir tokadı falan kabul edemiyorum...
Sözel şiddetten falan bahsediyorlar ya...
Lafı mı olur...
Sürekli sözlü şiddete maruz kalınca kanıksıyoruz artık...
Hatta fiziksel şiddete maruz kalmalarımızın yanında sözlü şiddetle dalga geçmeye bile çalışıyoruz...
Saçma gelecek ama insan fiziksel şiddetin yanında sözlü şiddeti iltifat olarak bile görmeye başlıyor..!
Kimlerden mi bahsediyorum..?
EŞCİNSELLERDEN TABİ... Eşcinsellerin maruz kaldığı şiddetten...
SIRF CİNSEL YÖNELİMLERİNDEN DOLAYI VEYA TRANSSEKSÜELLERİ DE KATARSAK İŞİN İÇİNE, SIRF TRANS CİNSİYETLERİNDEN DOLAYI ŞİDDETE MARUZ KALIYOR LGBTİ'LER ÖLÜMLERLE BİLE NETİCELENEBİLEN...
Tabi eşcinsel dünyadan uzak olduğu için heteroseksist dünya, kimsenin de umrunda olmuyor yaşadığımız şiddetler...
Hatta LGBTİ dünyası sapık olarak düşünüldüğü için, maruz kaldıkları şiddet hak edilmiş olarak bile düşünülebiliyor...
ONLAR SU TESTİSİDİR VE SU YOLUNDA KIRILMALARI OLAĞANDIR..!
Ne toplum tarafından düşünülüyorlar, ne de devlet tarafından...
Çünkü ne normlar koruyor eşcinselleri, ne de yasalar...
Güvenlik sistemi ve karar vericiler de toplumun eşcinselliğe bakış açısı çerçevesinde davranabiliyor...
İlgilenilmediğin gibi, haksız bile çıkartılabilirsin bir eşcinsel olarak.
Çünkü sen bir eşCİNSELsindir ve mutlaka cinsel anlamda rahatsız etmişsindir ahlakçı sistemi..!
Asılmışsındır erkeklere, götürmüsündür(!) onları..!
Hatta onların erkekliklerine leke sayılabilecek davranışta bulunup, asabiyetlerini tahrik etmişsindir..!
Veya onların seni kadın zannetmelerine sebep olmuşsundur..!
Yani bir şekilde erkek egemen dünyanın erkeklerini, erkekliğini rahatsız etmişsindir..!
Yani sen bir insan bile sayılmazsın eşcinsel olarak...
Duyguların yoktur, aşık olamazsın, birini beğenip ona bakamazsın... Teklifte falan bulunmak mı; haşa!
Yani yaşayan bir ölüyken bile rahatsız edersin erkek dünyayı ve şiddete, nefret saldırılarına maruz kalabilirsin;
ÇÜNKÜ SEN EŞCİNSELSİNDİR!
Şiddete maruz kalmak için bu bile yeterlidir.
Yani eşcinselsen her türlü kötü muameleyi hak ediyorsun demektir.
Hastasındır, dinde yerin olmadığı için lanetlisindir, sapıksındır çoluk-çocuğa musallat olabilecek, seks manyağısındır erkeklere asılabilecek..!
İnsanların öyle veya böyle şiddete maruz kalmalarının bir sebebi vardır ama eşcinseller sebepsizce şiddete maruz kalırlar, cinayete kurban giderler...
Ve hiç kimse neden böyle oluyor demez, hiç kimse eşcinsellerin yanında durmaz, haksızlığa maruz kaldıklarını akıllarına bile getirmez...
Gerçekten dünya üzerinde kaç kişi vardır eşcinsellere heteroseksüeller kadar eşit gözüyle bakabilen?
Pardon eşit gözüyle bakabilmek demokrasi olarak çok üst perdeden bakış açısı oldu değil mi?
Yani eşcinselliğe, eşcinsellere normal gözüyle bakabilen kaç kişi vardır?
Peki eşcinseller anormal mi?
Normaller ama normal bakılmaması gerektiği kafalara yerleştirilmiş...
Anormal düşünülmesi gerekene de anormal davranışlar ne yazık ki normal karşılanıyor işte...

Yıllar önce yaşadığım bir şiddeti saklamıştım... İşyerime yalan söyledim yıllık izne çıkarak ve eve kapandım 15 gün boyunca ve ihtiyacım olunca da dışarıya çıkarken suratımı fondöten ile kapatıyordum. Utanması gereken ben değildim biliyorum ama... Mahkemeye taşıdım tabi olayı ama beraat etti bana saldıranlar... Yaşadıklarımı hem fiziksel olarak, hem de duygusal olarak gömdüm. Çünkü bu yaşadığım ne ilk şiddetti, ne de son şiddet oldu ve hep dayak yediğimle kaldım. Çünkü yanımda hiç kimse yoktu, hiçbir şey yoktu... Hayatı seviyordum ve her şeye rağmen yaşamak zorundaydım. Göz yaşlarımı bile içime akıttım güçlü gözükmek adına... Tabi dolup taştığı, kendimi tutamadığım anlar olmadı mı; olmaz olur mu; onu da kimselere göstermedim... Çünkü beni hiç kimse anlamayacağı için, yaşadıklarımı dramatize etmenin hiçbir anlamı yoktu. Çünkü ben ne heteroseksüeldim, ne de ünlü bir gazeteci veya işte kariyeri-konumu olan birisiydim. Sıradan bir eşcinseldim insan yerine bile koyulmayan. O yüzden paylaşmadım yaşadıklarımı... Şimdi niye mi paylaşıyorum; bunun da mı hesabını vereceğim? Dışarıya karşı çok sakin, çok pozitif bir insanım beni patlama noktasına getirmezlerse eğer ama yaşadıklarım içimde sürekli fırtınanın esmesine sebep oldu; dilim belki o yüzden öfkeli gibidir. Bu öfke de kişisel olarak kimseye karşı değil; adaletsizliğe karşı... Burnumun yamukluğu fotoğraftaki şiddetin eseridir ve hala tek burun deliğimden nefes alarak yaşıyorum. Ahmet Hakan gibi düzelttiremedim de..! Başka şiddetlerde başka taraflarım da kırıldı; dişlerim, kaburgam, vesaire... Bana geçer diyen bile olmadı; kendi yaralarımı kendim sardım; iyileşti-m mi; bilmem(!); ŞÜKÜR!

Şu notu da düşeyim; benim yaşadığım şiddetLER, bir çok eşcinsel veya transseksüel arkadaşımızın yaşadığı şiddetlerin yanında çok hafif kalıyor; bu da biline...

Bir not daha düşmeden edemeyeceğim... Bazıları diyor ki, niye her gün eşcinsellikle ilgili yazılar yazıyorsun..? Çünkü ben eşcinselim ve eşcinseller sırf eşcinsel oldukları için her gün, her an ayrımcılığa maruz kalıyorlar...

Not: Şiddete maruz kaldığım fotoğrafları, sonradan yazıdan kaldırdım..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder