16 Ağustos 2015 Pazar

Kadın voleybolunda geleceğin Milli Takım'ı hazır gibi...


Dün U23 Kadınlar Dünya Voleybol Şampiyonası'nda Filenin Sultanları'nın şampiyonluğun en güçlü adaylarından Brazilya ile olan maçının kendi yüzme etkinliğim yüzünden 1. setini kaçırmıştım. İlk seti Türkiye'nin aldığını öğrenmeme rağmen, belki hezimet yaşayabiliriz düşüncesiyle izlemedim ve sonucu öğrendim sadece. Oysa eze eze 3-0 yenmişiz Brezilya'yı. Maçın tekrarı da olmayınca kaçırdım bu güzel galibiyeti izlemeyi.

Bugün de bizim 3-1 yendiğimiz İtalya'nın yendiği Bulgaristan'ı rahat geçeriz diye düşünüyordum. İlk iki seti aldık ama o kadar da kolay almadık. Bulgaristan hep takipteydi skorda. 3. ve 4. sette Bulgaristan resmen sahadan sildi Türkiye'yi... Burada yani 3. ve 4. sette yapılan bir değişiklikte antrenörümüzü bir noktada eleştirmek istiyorum. Oyuncular aksadığı zaman mutlaka değiştirilmesi gerektiğini savunanlardanım her zaman. Ferhat Akbaş da zaten fazla uzatmadan gerekli değişikliği yapıyor ama bazı değişikliklerin ne kadar yerinde olduğu tartışılır. Yetenek kadar ben tecrübenin de çok önemli olduğuna inananlardanım. Aynı yaş grubunda olsalar da, bazı oyuncularımızın uluslararası maçlara çıkma durumları fazla ve bu da tecrübe adına çok büyük avantaj. Hatta bazı oyuncularımızın antrenörler tarafından ihmal edildiğini bile düşünürüm. Özgenur da bunlardan biri. Ayrıca bir oyuncuyu oynatabilmek de çok önemlidir ve burada pasöre çok iş düşüyor. Lo Bianco mesela Gökçen ve Özgenur'u çok güzel oynatmıştır Galatasaray'da. Ferhat Akbaş hele şükür ki Özgenur'u gördü bu sefer ama bu son maçta 3. sette oyundan alması doğru muydu bilmiyorum. 5. seti almamızdaki faktörlerden biri de Özgenur'un sahaya dönmesiydi. Özgenur bana U23 takımında en tecrübeli oyuncu gibi geliyor nedense...

Yalnız 3. ve 4. setteki hezimetten sonra yapılan değişiklikler, bazı oyuncularımıza da dikkat çekilmesini sağladı. Mesela Melis Durul'un Handen'in yerine girmesi, Bulgaristan ekibinin çözdüğü oyun stilimizi değiştirdi... Ama maçı kazanmamızı sağlayan özellikle 5. setteki performansıyla pasör Ezgi Dilik'ti. İlk golünü ikinci topa yaptığı samaçla attı Bulgaristan'a. İkinci toplara smaç yapan bildiğim kadarıyla dünyada Belçikalı Diricks ve Alman Denise Hanke sadece Ezgi ile birlikte. Ezgi zaten takımı oynatmadığı zamanlarda da iyi servisiyle oyuna katkı sağlayanlardandı ama bugün Çağla'nın yerine oyuna girmesiyle gücünü cümle aleme göstermiş oldu. Ezgi çünkü sadece pasörlük yapmıyor... Yeri geliyor defans yapıp pas verme işini bile arkadaşlarına bırakıyor. Ama oyununa bakrasanız, hani ruhuyla oynamak diye bir şey vardır ya... Ezgi işte böyle bir oyuncu... Takımı ateşleyen, seyirciyi coşturan bir oyuncu... Hem Fenerbahçe'ye, hem de Milli Takım'a çok katkı sağlayacağına inanıyorum. Bugün 5. seti almamızda onun oyun gücü ve özellikle Bulgaristan'a sayı farkı atmamızı sağlayan servisleriydi...

Hande'nin altını çizmek istiyorum tekrar... 17 yaşında bir kız takımı sürüklüyor... Neslihan'dan sonra şöyle çatır çatır oynayan bir pasör çaprazımız çıkmıyor diye hayıflanıyordum... Tabi burada Seda ve Polen'e haksızlık etmeyelim... Gözde Yılmaz'a da... Bu gidişle oyuncu enflasyonu yaşanacak sanırım... Daha Eda, Neriman, Gözde Kırdar, Seda, Neslihan ve diğerlerini emekli etmeden üstelik. Yani oyuncu açısından gelecekte kadın voleybolumuz sıkıntı yaşamayacak.. Tek sıkıntımız voleybola olan ilginin yetersizliği... Bugün TRT bile 3. ligden mi, 5. ligden mi ne futbol maçı yayınladı voleybol milli maçı oynanırken ve maçı baştan itibaren izletmedi bize...

Pasörlerle ilgili de bir şey diyeceğim... Tamam, bazen kötü manşet veya karşı tarafın iyi servisinden dolayı iyi manşet alınamayıp pas atarken köşelere mahkum kalabiliriz ama bizim zorda kalınca en kötü topu bile öldürebilecek dev gibi 2 metrelik orta oyuncumuz Kübra Akman varken, mümkün mertebede ortadan oynatmamız gerekir takımı. Fiziğiyle hem caydırıcı, hem de topu öldürme gücü yüksek... Pasörlerimizin Kübra'yı en iyi şekilde değerlendirebilecek şekilde kendilerini hazırlaması gerekiyor...

Bir de şu konuya değinmek istiyorum... Esra, Gözde Kırdar ve Neriman gibi hem manşet alıp hem de top öldürme gücü yüksek oyuncular 10 veya 20 yılda bir gelir ama onlar da o seviyeye hemen gelmedi. Gerçi Esra sahneye erken yaşta çıktı ama onun boyu uzun olmamasına rağmen sıçrama yeteneği sayesinde avantajı vardı... Şunu demek istiyorum... 4 numara oyuncularımızdan ikisi Şeyma ve Meliha olacak gibi... Belki top öldürmede aksıyor olabilirler ama manşetleri ve defansları çok iyi. Bu kızlar takımı derleyip toparlarken bir de takımın sayı yükünü çekiyorlar. Meliha mesela bugün 3. sette aksadı ama 3. ve 4. sette hangi oyuncumuz aksamadı Bulgaristan'ın inatçı defansı karşısında... Buna rağmen Meliha her maçta pasör çaprazından geri kalmadığı gibi bazen fazla sayı bile üretiyor... Biz ülkemizde pasör çaprazı sıkıntısı çekiyor olabiliriz ama dünya da 4 numara oyuncu sıkıntısı çekiyor. O yüzden 4 numaralarımızın kıymetini bilelim. Çünkü 4 numara her mevkinin oyuncusudur... Her yerden oynayabildiği gibi smaçörlüğün yanı sıra manşet, savunma vesaire de onun işidir...

Şu anda grubumuzu 1. bitirmeyi garantileyerek, 4'lü finallerde oynamayı hak kazandık. Bakalım karşımıza kim çıkacak ve şampiyon olabilecek miyiz U23'te.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder