Erkek...
Kadın...
Eşcinsel...
Eşcinsel nedir? O kadar açık uçlu bir kimlik ki aslında...
Yani kendini erkek hisseden birinin, kendi cinsini sevmesi...
Ama kendi cinsini seven erkek, kendini ne derece erkek hissediyor?
İçinde belki kadın var, o yüzden kendi cinsini seviyor ama kadınlığını erkek bedeninde tanımlıyor...
Yani kadın sayılmak için illa ki vajinalı mı olmak gerekiyor?
Bir kadın penisiyle neden daha mutlu olmasın ki?
Son dönemlerde eşcinselliği biyolojiye, bedene indirgemeye başladım...
Yani eşcinsellik sadece bedensel bir şey gibi...
Yani ben kendimi erkek hissetmiyorum ki...
Erkeklik dediğimiz şey ne ki?
Belki de öyle bir şey yok!
Sadece toplumsal cinsiyetin ürettiği erkek cinsiyeti, biyolojiyle örtüştürülmüş.
Yani erkeklik denilen bir şey varsa bile cinisyetçi değildir doğasında, olmamalı da...
Belki ben de içimde erkek barındıran biyolojk bir eşcinselim ama toplumsal erkeklikle alakası yok bu erkekliğin.
Belki kadın da yok içimde; içimdeki cinsiyet kimliği toplumsal erkekliğe uymadığı için, belki kadın olarak tanımlama ihtiyacı hissediyorum...
Çünkü benim içimdeki kadının, toplumsal kadınlıkla da alakası olamaz kesinlikle...
Çünkü toplumsal kadınlık da heteroseksist benim cinsiyet kimliğime kesinlikle ters bir şekilde.
Benim cinsiyetim insanca bir insan...
Biyolojim erkek ama kadınsı bir erkek...
Kadın suratlı bir erkek...
Belki çift cinsiyet...
Belki cinsiyetsiz....
Belki de herkes öyle ama aidiyet duygusu, onları belli bir cinsiyet kalıbına hapsediyor.
Ben zincirlerimi kırmış veya hiçbir zaman tutsak olmamış bir cinsiyetim...
Toplumun tutsağıyım ama beynimde sınırsız özgür...
Yani hiçbir tarafa ait olmayan, ait olmak istemeyecek kadar kendisi olan biri...
Kendi cinsinden bedeniyle barışık erkeklere eşcinsel deniyor toplumda...
Transseksüel..?
Ben kendimi erkek hissetmiyorum dedim ya...
Görüntümün ele verdiği bir durum da var adına her ne denirse...
Ama ben dediğim gibi kendimle barışığım ve hiçbir tarafa ait olmak istemiyorum...
"Beni Böyle Sev Sevceksen!"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder