22 Nisan 2015 Çarşamba

Hayatımdaki bazı Nükhet Duru başlıkları...


Bugün öfke patlamaları yaşadığım bir gündü kargonun sorumsuzluğu yüzünden. Çünkü geçen hafta verdiğim albüm sparişlerim ancak geçti elime.
Bir sürpriz olduğunu biliyordum Nükhet Duru'nun son albümünde benimle ilgili olarak; çünkü tüyosunu almıştım, algılamıştım sevgili Ahu Özışık'tan...
Benimle ilgili sürprizden önce Nükhet Duru'nun hayatımdaki başlıklarını sıralamak istiyorum.... O dönem hafızama otomatik olarak kaydolan bu başlıkların, gelecekte hücrelerimin yapı taşı olacağını hiç bilmiyordum...
Yıl '77 sanırsam... Akrabalarımızdan birinin eşinin cenaze töreninde ben deli deli "Dön gene sana vurgun..." diye şarkı söylüyordum... Çocukluk işte; düğünle cenaze karıştırılabiliyor... Yani "Ben gene sana vurgunum", çocukluğumda "Dön gene sana vurgun" olmuştu...
Siyah beyaz televizyonda "Şüphe Ediyorsun" diyordu Nükhet Duru...
Sonra, hala benim için 1 numaralı şarkısını söylüyordu "Çakır"...
Maxi LP'si Hey listelerinde 1 numaraydı.
Sonra İzzet Öz'ün Teleskop'unda falan görmüştüm sanırsam siyah beyaz dönemde...
Ses dergisinde "Yıldızlığa Giden Yol"u anlatıyordu kapağında bordo renkli kıyafetiyle yer aldığı.
TV'de 7 dergisinin reklamında "Her Şey Yeni" albümünün reklamı vardı.
"Benim Şarkılarım" albümünün konserini vermişti TRT'de...
Sonra TRT'de onunla evinde yapılan bir röportajın arka fonunda "Seninle" şarkısı çalıyordu.
Yeğenim "Sevda" kasetini almıştı...
O dönem çıkan ve adını unuttuğum bir derginin yaptığı araştırmada, 40 müzisyenin oylamasıyla Nükhet Duru Türkiye'nin en iyi yorumcusu seçilmişti.
İlk orjinal aldığım Nükhet Duru albümü "Benim Yolum"du.
Ben askerdeyken "Aç Gözünü Adamım" albümü çıkmıştı ve dönüşte almıştım. İşte müziğe bakışımın dönüm noktasıydı bu albüm. En çok sevdiğim sanatçı Nükhet Duru olmuştu bu albümle 22 yaşında.
Ali Kocatepe'nin müzik şirketi 1 Numara'dan çıkan "Nükhet Duru Klasikleri"yse, Nükhet Duru'nun şarkıcılığına, yorumculuğuna ait inancımı tam anlamıyla pekiştirdi. Ve bu albümle müziğin ne olduğunu öğrendim ben.
"Oysa Şimdi" şarkısıyla Nükhet Duru manyağı ilan ettim kendimi radyoda.
"Mühür" albümüyle damgasını vurmuştu beynime.
Denizli'ye gelince "Cahide" müzikaline gitmiştim ve oradaki çok sevdiğim "Tokat" şarkısıyla, müziğin nasıl olması gerektiğinin tokatını atarak hafızama silinmeyecek şekilde kazıdı sesini, yorumunu...
Herkese rağmen, onu anlamaktan uzaklaşan insanlara rağmen o şarkı söylemeye devam ederek müzik adına misyonerliğinden asla vazgeçmiyordu.
Onu çok sevdiğimi dile getirmem de anlaşılamıyordu ne yazık ki Nükhet Duru gibi!
2006'da çıkardığı "Onikiye On Kala" ise her şeyiyle kapak bir albümdü. Soundu çok güçlü, şarkı söyleme tekniği kusursuz, temiz-pırıl pırıl bir albümdü, hala vazgeçemediklerimden...
Tabi bu arada geriye dönüşlerle "Çek Halatı Gönlüm" başucu albümüm olmuştu ve her sabah uyandığımda onu dinleyerek rehabilite oluyordum, arınıyordum...
"Sesini Duyur" ise SÜPER bir şeydi desem... (Sevgiliye aldığım ve veremediğim de single; beni terk ettiği için... Terk etme de sayılmaz; yaşandı bitti diyelim biz ona! Acaba! Çünkü terkedilmek veya yaşandı bitti demek için sevilmek gerekmez mi aşk konusunda kendini kandırmak yerine...)
"Cahide" müzikalinin albümü CD olarak basılmış ve ben onu yıllar sonra bulmuştum ve benim için Nükhet Duru'yu en güzel ifade eden çalışmanın bu olduğuna kanaat getirdim.
Sonra ben blogla tanışınca, ilk açtığım bloglardan biri Nükhet Duru Fan Club bloğum oldu. Web tasarım kurslarına gidiyordum ve hep Nükhet Duru Fan Club üzerinden şablonlar hazırlıyordum. Web hocası da "Ne Nükhet Duru'ymuş be!" diyordu. Yani internette Nükhet Duru ile ilgili bir şeyler mutlaka yapacaktım...
2009 Ocak ayında yapmışım bu bloğu, yani Nükhet Duru Fan Club bloğunu.
Bir gün Facebook üzerinden, birisi tarafından kim olduğum soruldu... Ahu Özışık'tı bu.
Ve bir gün "Alo ben Nükhet" diyen bir ses...
Onun şarkılarıyla, albümleriyle, sesiyle, yorumuyla ilgili düşüncelerimi ifade ediyordum bloğumda... Bunlar da ona bir şekilde ulaşıyordu tabi.
Ama biliyor musunuz; benim bir gün Nükhet Duru ile tanışacağım hiç aklıma gelmezdi. Çünkü ben onun şarkılarını, sesini-yorumun seviyordum ve karşılıksız, beklentisiz seviyordum. Zaten müziğiyle hayatımın bir parçası, hatta içimde Nükhet Duru var gibi bir şeydi...
"Tam Zamanında" albümünün gecikmesiyle, benim "sabırsız tavşan"lığım da zuhur etti tabi...
Ama Nükhet Duru sonunda gene mest etti...
Ve çok bekletmedi... Sürpriz bir şekilde "şarkı nasıl söylenir?"in dersini verdi bizlere "Aşkın N Hali" ile.
Nükhet Duru bir hayattır, gerisi laftır!
Pardon unuttum bu yazıyı neden yazdığımı...
Nükhet Duru'nun son albümünde benimle ilgili bir sürprizinden söz etmiştim ya başta... Motivasyon bölümüne benim adımı da yazmış...
Zaten konuşmalarımızda bana hep, "sen artık bizdensin" diyordu...
Tabiki de çok mutlu oluyordum. Müziği, ölüm kalım savaşı kadar seven birinin, çok sevdiği bir sanatçı tarafından müzik ailesinden biriymiş gibi davranılması kadar mutluluk verici, onore edici bir şey olabilir mi?
Tabi burada aramızdaki en ve tek büyük bağ Ahu Özışık'a da çok sevgiler ederim; teşekkür az kalır çünkü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder