23 Nisan 2015 Perşembe

Voleybol Final Etabı'nda Polen'in Muhteşem dönüşü


Türkiye Kadınlar Voleybol Ligi Final Etabı karşılaşmaları başladı ve ilk maçlar oynandı. Galatasaray - Vakıf karşılaşmasını izleyemedim ama Galatasaray, Vakıf'a gene kök söktürmüş. Şu Galatasaray elindeki oyuncaları tutsaydı veya 1-2 sağlam transfer yapsaydı, 4 büyük voleybol takımı arasında kimin şampiyon olacağı hiç belli olmazdı. Galatasaray'ın şu haliyle bile Avrupa'nın en iyi 4 kadın voleybol takımına sahibiz şu anda.

Günün diğer maçında Eczacıbaşı'yla Fenerbahçe karşılaştı ve karşılaşmayı Fenerbahçe 3-1 kazanarak, Süper Kupa'yı kazanmasının bir tesadüf olmadığını gösterdi. Çünkü Eczacıbaşı Avrupa Şampiyonlar Ligi şampiyonu bir takım ve Fenerbahçe bu yıl tüm karşılaşmalarda Eczacıbaşı'nı yendi, Vakıf talihsizliği yüzünden de Avrupa şampiyonu olamadı. İnsan üzülüyor en güçlü takım olmasına rağmen Fenerbahçe'nin şampiyon olamamasına ama Eczacıbaşı'nın şampiyonluğu ülkemize getirmesine de seviniyor tabiki.

Bugünkü maça gelirsek... Önce Eczacıbaşı'ndan başlamak gerekirse... Eczacıbaşı yıldızlar karması ve bütün oyuncular iyiydi ama takımın dinamosu De La Cruz'du. Neslihan, Maja, Larson... hepsi de iyilerdi ama Fenerbahçe'nin öyle bir defansı vardı ki... Libero Merve mucizeler yarattı diyebilirim. Çıkmaz dediğin topları bile çıkardı. Ve ben Merve'yi görüp görebileceğim en iyi libero ilan ediyorum ve Millli Takım da artık ona teslim edilmeli diyorum. Hayatımın kurtarışlarını bu karşılaşmada gördüm diyebilirim. Öldü dediğin topları Fenerbahçe kurtarıp sayıya dönüştürdü. Eczacıbaşı'nın hücum yüzdesi Fenerbahçe'den yüksek olmasına rağmen, servis ve defansla, bir de Eczacı'nın hatalarıyla maçı kazanan taraf Fenerbahçe oldu. Evet, Eczacı çok iyiyidi ama sırtını daha çok 32 sayı üreten De La Cruz'a dayamıştı. Bu da Eczacı'nın kilitlenmesine sebep oldu biraz sanırım. Ama Fenerbahçe daha çok takım oyunu oynadı ve sadece Kim faktörüne güvenerek oynamadı. Az kullanmasına rağmen beklenmedik anlarda devreye soktu ortaları Lo Bianco. Bosetti de defansörlüğünün yanı sıra akıllı oyunuyla günün yıldızlarındandı. Sanırım önümüzdeki sezon da Fener'de oynamaya devam eder gibi.

Ve gelelim Polen Uslupehlivan'a... Bugüne kadarki en iyi maçını çıkardı Polen. Tam 23 sayı üretti Eczacıbaşı ve Kim'e rağmen. Servisleri zaten hep süperdi de, atılan her topu öldürdü neredeyse Polen. Ve insan giden Avrupa şampiyonluğunu düşününce, bu zamana kadar nerelerdeydin diyor ama Polen'in sakatlığı vardı... Milli Takım'da pasör çaprazı mevkinde Neslihan'ın boşluğunu doldurması açısından bugün bayağı umut verdi Polen.

Düşünüyorum da... Fenerbahçe sadece yerli yıldızlarıyla bile Avrupa Ligi'nde mücadele edebilir. Bugün zaten Kim ve Bosetti dışında bütün oyuncularımız yerliydi. Tamam pasör Lo Bianco idi ama Elif, Lo Bianco'dan eksik bir pasör değil ki... Dahası smaç bile yapabilen Ezgi bekliyor hazır bir şekilde pasör olarak.

Fenerbahçe'nin bu maçta altı çizilebilecek bir özelliği, geriden gelmeisne sağmen setleri 20. sayılarda koparmasıydı. Sadece son sette önde gitti. Her takımın birbiriyle 2'şer defa karşılaşacağı ve 6 maç yapacağı final etabında şampiyonluk kupasını bakalım kim kaldıracak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder