23 Nisan 2015 Perşembe

Hiç pazara gitmemek ve milyonlarca liralık kıyafet...

Dün bir haber daha vardı... Hep haberler üzerinden gidiyorum ama medyaya yansıyanlar, içinde yaşadığımız dünyadaki duyarsızlıklara, sözde duyarlılıklara dair o kadar sağlam veriler oluşturuyor ki... Hem de insanların kendi ağızlarından ifade ettikleri için doğruluğundan şüphe duymayacağımız bir şekilde. Vereceğim örnek de üzerine alınmasın. Çünkü o sadece bir hatırlatıcı. Benzer düşüncelerin hakim olduğu bir dünyada yaşıyoruz çünkü. Bir futbolcumuzun eşi diyor ki, "Ben hiç pazara gitmedim. Keşke gidebilseydim de, bir defa giydiğim ve dolaba asılı kıyafetlerimi daha ucuza maledebilseydim..."

Yani insan ne diyeceğini bilemiyor... Gerçekten ben başka bir gezegende yaşıyor da, bir tv dizi falan mı izliyorum insanları uyuşturması için, gerçek dünyaya gözlerini kapatmalaı için... Seçilmiş figürler mi bunlar duyarsız bir insanlık yaratmak için? Gerçekten ne demek bir kıyafete milyonlarca lira verilmesi falan? Sorsan bu tarz insanlar sosyal yardım kampanyalarında falan yer alan duyarlı insanlardır. Binlerle ifade edilen kıyafetlerle yardım balosunda şöhretli olmak nasıl bir şeydir acaba? Artık yoksulluk, duyarlılık falan da mı zengin kesimleirn vitrini oldu kendilerini gösterdiği; aynen öyle.

Böyle figürler neden var? Çünkü arz talep meselesi; böyle bir yaşam idealize ediliyor, böyle bir yaşama hevesleniliyor; böyle yaşamın örneklerine de dikkat ediliyor ve böyle örnekler de kendilerini gösterebilecekleri bir zemin buluyorlar. İnsanlar yaşarlarken, yaşam tarzlarının uzun vadede ve geniş kapsamda getiri ve götürüsünü düşünmüylar; o anda nasıl varolunması gerekiyorsa, o şekilde varolmaya çalışıyorlar, o şekilde bir yaşam tarzını benimsiyorlar kendilerine zararlı olması pahasına. Mağduruz ama mağduriyetlere duyarsızlıklarımızın sebep olduğu düşünülmüyor; sadece herkes kendisini kurtarma çabasında.

Vücudumuzun kanserli parçasından kurtulunca kendimizi kurtarmış sayabilir miyiz ve bu artık güzel bir yaşam diyeblir miyiz? Kanseri önlemeye çalışsak daha iyi olmaz mıydı? Toplumsal yaşam da işte böyle bir şey; kendimizi kurtarınca iyi yaşayacağımızı, yaşadığımızı zannediyoruz. Bu bir duyarsızlıktır ileride bize de zarar verecek olan. Toplumdan kopuk yaşamak, eksik yaşamaktır. Hislerimizin insanlık adına körelmesi durumudur... Refah düzeyi açısından genelden soyut yaşamak, ne kadar duyarlı ve de insanca bir yaşamaktır ki..? İyi yaşayanlar hak ettikleri için mi iyi yaşamaktadırlar; kötü koşullar da yaşayanlar kötü koşulları hak ettikleri için mi kötü koşullarda yaşamaktadırlar?

Nedir pazara gitmemek veya binlerce, hatta milyonlarca liraya kıyafet almak, veya nedir ayakkabı tutkusu, çanta tutkusu falan..? Telefon iletişim aracıdır, çanta erzak taşıma torbasıdır, vesaire ama her şey moda adı altında görgüsüzlükten başka bir şey değil. Ayakkabı odası diye bir şey var ünlülerde yüzlerce ayakkabılarını sığdıramadıkları ve bunun görgüsüzlüğünü marifet sanıyorlar orda burda sergileyerek, anlatarak... İnsanlar açlıktan geberirken parfümden falan bahsediyorlar... Hayvanların parfüm testlerine kurban gitmeleri veya moda ticaret malzemesi olarak derileri için katledilmeleri falan tabi kimsenin umrunda olamaz... Sorsan herkes duyarlı, herkes insancıl... ama görgüsüzlükten ve duyarsızlıktan dökülüyorlar... Hep söylüyorum... Bu dünya uymuyor bana ama İNSANCA yaşamama engel değil...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder