29 Ocak 2015 Perşembe

LGBTİ'ler hayata geçirilen bir mevzuat istiyor

Dün bir haber vardı medyada. Ben Kaos GL'nin internet sitesinden alıntıladım bu haberin bazı cümlelerini. Aynen alıntıladım; yanlış bir cümle kurmak istemedim.

"Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, Cenevre’deki Evrensel Periyodik İnceleme Türkiye oturumunda LGBT’lere (lezbiyen, gey, biseksüel, trans) yönelik ayrımcı bir mevzuat olmadığını söyledi. Arınç, LGBT’lere yönelik özel bir düzenleme olmamasının haklarının yok sayıldığı anlamına gelmediğini ifade etti.

İnsan Haklarından Sorumlu Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, 'hangi kimlikle olursa olsun herkesle demokratik bir ilişki' kurmaya çalıştıkları söyledi. 'Mevzuatımızda LGBT’lere yönelik ayrımcı bir hüküm bulunmamaktadır' diyen Arınç, özel bir düzenleme olmamasının LGBT’lerin haklarının olmadığını anlamına gelmediğini belirtti.

Arınç, Anayasa’nın 90. maddesine göre Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerin kanun hükmünde olduğunu belirterek İstanbul Sözleşmesi’nde yer alan cinsel yönelim ifadesine dikkat çekti.

LGBT’lere yönelik nefret suçlarına ilişkin soruşturma yürütüldüğünü söyleyen Arınç, 'haksız tahrik' iddialarının ise doğru olmadığını ifade etti.

5 yıl önceki ilk oturumda Cemil Çiçek, LGBT’lere yönelik ayrımcılığın önlenmesinin anayasal güvence altında olduğunu iddia etmişti.

Türkiye 2010’daki oturumda Norveç, Kanada ve Hollanda’nın tavsiyelerini kabul ederek LGBT’lere yönelik ayrımcılığı azaltmak için girişimlerde bulunacağı yönünde söz vermişti.

Türkiye, ilk değerlendirmesinden bu yana cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği temelli ayrımcılıklar konusunda kabul ettiği tavsiyeleri uygulamaya koymadı."

İnsanın, Bülent Arınç'ın sözlerini duyunca, "Siz bizimle, insan hakkıyla, KUL hakkıyla(!) dalga mı geçiyorsunuz?" diyesi geliyor.

LGBTİ'lere yönelik bir mevzuat yokmuş!; onu biz de biliyoruz. NİYE YOK?! LGBT’lere yönelik özel bir düzenleme olmamasının, haklarının yok sayıldığı anlamına gelmediğini söylemesini kabul edemeyiz. Hep diyorum; biz heteroseksüel değliz ve heteroseksüellere göre düzenlenen yasalar LGBTİ'lerin haklarını karşılamadığı gibi, bu boşluk yasaların onların aleyhlerinde kullanılması için de bir fırsat sunuyor. Karşılamıyor; çünkü LGBTİ'ler cinsel yönelim veya cinsiyet kimliklerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalıyor ama bu ayrımcılığı karşılayan bir mevzuat yok. Yargı neye göre değerlemdirme yapacak cinsel yönelimden dolayı ayrımcılığı? Çünkü karşısına çıkan LGBTİ'nin biyolojik cinsiyetine bakıyor, ona göre bir değerlendirme yapıyor. Oysa LGBTİ'ler yasalarda yer almayan cinsel yönelimlerinden dolayı ayrımcılığa maruz kalıyor, translar da trans kimlikleirnden dolayı... Adımızın geçmediği yasal boşluklar nasıl aleyhimizde değerlendiriliyor; Arınç demiş ya; "haksız tahrik iddiaları doğru değil" diye. Acaba? Arınç hiç cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğinden dolayı yargılanmış mı? Nereden biliyor ki LGBTİ'lerin mahkemelerde nasıl tavırlarla karşılaştığını ve aleyhlerinde nasıl kararlar alındığını? "Biz" daha suçlu konuma düşmemek için ayrımcılıklara karşı mahlemeye bile başvuramıyoruz? Çünkü biliyoruz davalarımızın aleyhimize sonuçlanmasa bile sürüncemede kaldığını veya takipsizlikle sonuçlandığını. Nereden mi biliyorum; kendimden!

İstanbul Sözleşmesi'nde cinsel yönelim ibaresi varmış. Önce "Anayasa'da niye yok?" diye sorayım. İstanbul Sözleşmesi'nin bize bir faydası dokunmuş mu bugüne kadar? Bu sözleşme LGBTİ'lerin derdine çare olmuş mu; ben ona bakarım. Bu sözleşmenin uygulayıcıları kim? Veya bu sözleşmeye kim uymuş LGBTİ'lerle ilgili kararlar verilirken?

Cenevre'deki toplantıya 5 yıl önce katılan "Eşcinsellere hakları ancak 100 yıl sonra verilebilir" diyen Cemil Çiçek de LGBTİ haklarının Anayasa'da güvence altında olduğunu İDDİA etmiş o dönem. Erdoğan da "LGBTİ'lere de hakları verilmeli" demişti bir konuşmasında. Arınç da bugün aynı şeyi söylemiyor mu? Yani içeride yok sayılıyoruz, hatta ismimiz bile telaffuz edilmeyen"şey"iz ama dışarıda hakları güvence altında olduğu iddia edilen LGBTİ'leriz. Aynı Arınç değil mi transeksüellerle görüşen CHP'liyle dalga geçen? Aynı Arınç değil mi HDP'nin oylarını LGBTİ'lerin oyları diye küçümseyen? Ne değişti de dışarıda ağız değişti. Ben de gerçekten "bunlar" LGBTİ'liğin ne demek olduğunu bilmiyorlar zannediyordum. Oysa biliyorlarmış da bilmezlikten geliyorlarmış. Dışarıda mahçup mu oluyorlar acaba bizleri insan yerine koymadıkları için de ismimiz falan resmen telaffuz edliyor?

Sahi kul hakkından falan bahseden bu muhafazakarlar bizim yaşama hakkımızı nasıl ödeyecekler? LGBTİ'ler yok sayılmaları yüzünden ayrımcılığa da maruz kalıyorlar, işsiz kalıp sokaklara da düşüyorlar, cinayete de kurban gidiyorlar, toplumsal baskı yüzünden yaşamdan da vazgeçiyorlar... Peki o zaman neden çıkıp da bu milletvekilleri iki kelme etmiyorlar bizim için? Neden susuyorlar hiçbir şey olmamış gibi? "Taban"a bir şey anlatamamaktan mı korkuyorlar? Özgürlükçü, eşit ve demokratik olurlarsa oy kaybedecekelrinden mi korkuyorlar? LGBTİ hakları için bir şey yapmadıkları gibi açıkça karşı da muhafazakar iktidar LGBTİ'lere karşı ama dışarıda sanki bizleri düşünüyormuş gibi ağız yapmaları... Kötü bir şey de, en azından bizim varlığımızı kabul etmeleri açısından sevindirici bir şey mi acaba? Daha önce bir yazımda da bahsetmiştim Arınç'ın bize karşı çıkmasının bile bizim varlığımızın göstergesi açısından iyi bir şey de olabileceğinden. Evet karşı çıkılıyoruz ama biz varız. [Şimdi haklarımızı için mücadele etme zamanı; huu (Bu LGBTİ'lere idi)!]. Çünkü var isek hakkımızı iade etmek zorundasınız, bizi açık ve net bir şekilde tanımak zorundasınız, bizi yasalarla resmileştirmek zorundasınız. HAK YEMEK KADAR KÖTÜ BİR ŞEY OLABİLİR Mİ ŞU HAYATTA?!

Ay dışarıda LGBTİ haklarına inandıklarını iddia eden muhafazakarlar, bizi hasta da ilan etmişlerdi, ahkaksız da buluyorlar hala İÇERİDE değil mi?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder