26 Ocak 2015 Pazartesi

Çuval kıyafetlerde penise açılan pencerenin anlamı


Bir konuya değinmek için, beni rahatsız etmesi veya özlediğim mutluluk verici bir gelişme olması, hatta iyi veya kötü kanımı beynime sıçratması gerekir. "Karalama"ya başladığımdan beri neredeyse hiç laf olsun diye bir konuya değinmedim diyebilirim. Zaten senin düşüncelerini kabartmayınca söyleyecek neyin olabilir ki bir konu hakkında? Benim karalamalarımın en büyük sebebi bir çeşit terapi de. Bazen bazılarının çok ilgisini çekebilecek bir konu bile benim umrumda olmayabiliyor. Çünkü o konuyla ilgili bir derdim olmadığı gibi o konuya değinmek anlamsız da gelebiliyor. Şöyle bir gerçek de var; benim için çok önemli olan bir konu başkaları için hiç önem arzetmeyebiliyor da. Hatta çok önemseyip de değindiğim bazı konular müstehcen bulunduğu için Radikal Blog'da yayınlanmadı ama o yayınlanmayan yazılarım kendi bloğumun en çok okunan yazıları oldu ve hala da en çok okunmaya devam ediyor. Dediğim gibi ifade ettiğim konular gerçekten en çok beni ilgilendirmeli ama beni ilgilendirmesinin arkasında, ilgilenen veya ilgilenmesi gereken bir kesim de var. İlgilenmesi gereken derken, mesela heteroseksist bir topumda eşcinsellik veya homofobi çok önem arzetmeyebilir ama önem arzetmeli; çünkü en ötekileştirilen kesim eşcinseller ve homofobi de bu konulara yabancı kalan heteroseksist kesime ait. Bazıları bana, "Niye bu kadar değiniyorsun eşcinsellik konusuna?" diyor. Tabiki de kendimi tekrar ediyorum karaladıklarımda ama her gün bu konuyla ilgili olumsuzluklar olunca, hem benim canım yanıyor, hem de bu konuya, hatta konulara dikkat çekmek gerekiyor. Nasıl kadın haklarını, hayvan haklarını görmezlikten gelebiliriz ki söyleyecek şeylerimiz aynı olsa da? Amacımız zaten bu haksızlıklarını önüne geçmek değil mi? Elimizden uygulama olarak bir şey gelmiyor diye kanıksamamız mı gerekiyor?

Bu kadar uzun bir girişten sonra gelelim asıl konuya... Ben, ilgi alanlarımdan biri olduğu için moda sitelerini, eşcinsel olduğum için de gay moda sitelerini de takip ediyorum. 2-3 gün önce moda sitelerinin defile fotoğraflarında Rick Owens and Willies'in tasarladığı çuval gibi kıyafetlerin önüne açılan pencerelerden mankenlerin penislerini gördük. Trans bir arkadaşıma fotoğrafları gönderdiğimde iğrenç bulmuştu. Çünkü gerçekten estetik değildi. Yani penislerin % 99'u ne yazık ki porno filmlerinde gördüğümüz gibi estetik değiller. "Penisin estetiği nasıl olur?" demeyin. Olur işte. Çünkü göze hoş gelecek bir ölçütü var işte. Burada penis estetiğini detaylandırmaya da niyetim yok ama bir ayrıntıya değinmeden geçemeyeceğim. Şöyle bir gerçek de var ki penisi olan her erkek kendini dünyanın hakimi görüyor heteroseksist dünyada. Hatta ilişkileri bile sadece penisle alakalandırabiliyor-lar. Eğer cinsel iktidarları varsa beğenilmemek için bir neden göremeyebiliyorlar. Bazen düşünüyorum da, erkek beyni penis gibi düz bir şey mi? Penis çünkü boşaltım ve üreme sisteminin cinsellikle de alakalı bir uzantısıdır sadece. Hayat sadece penise dair bu saydığım şeylerden mi ibaret veya erkekler öyle mi zannediyor acaba? Oysa küçücük bir davranış tersliği bile dünyanın en mükemmel erkeğini bile reddetmem için yeterli bir sebeptir benim için. Mesela ben nezaketsziliği asla kabul edemem. Yani bir erkek % 99 mükemmel olsa da nezaketsiz ise, benim için o % 99 mükemmelliğinin hiçbir önemi kalmaz; hele penisinin hiç önemi olamaz. Gerçekten sırf cinsellik için beraber olduğum erkeklerde bile ben nezaket ararım ve nezaket testimden geçemedikten sonra bir kalemde silerim ve bir daha asla görüşmem. Ama nazik bir erkeğe gönlümün anahtarını bile teslim ederim bütün olumsuzluklarına rağmen. Mesela benim penise bile bakışım nezaket penceresindendir. O yüzden bu ilginç sayılabilecek fotoğrafları gördüğümde bile hiç ilgimi çekmemişti ve geçiştirmiştim. Neden şimdi konuya değindim; sevgili blogger arkadaşlarımızdan birisi bu konuya değindiği ve benim neden değinmediğimi anlatmak için.

Neden böyle bir moda (penislere açılan pencere)? Ben de çırılçıplaklığı, doğayı, doğallığı savunanlardanım ama modayı burada tekrar sorgulamakta fayda var. Sanat mı, ticaret mi, muhafazakarlığa tepki mi, özgürlüğün önemi adına bir mesaj mı, heteroseksizme dikkat çekmek mi..? Yoksa bana göre çıplaklık modaya dair değildir. Eğer çıplaklık doğasına kavuşturulursa, moda ölür. Moda bir ekmek teknesi veya sömürüdür artık günümüzde; iklim şartlarından dolayı oluşan ihtiyaç meselesini aşmıştır. Çünkü insanlar canı sıkıldıkça kıyafet alıyor, kıyafet değiştiriyor; çünkü kendilerini "düzen-sistem"e ifade etmenin ve kabul ettirmenin en önemli unsuru kılık-kıyafet. Hatta kıyafet üzerinden kişilik değerlendirmesi bile yapılıyor. Fıkralarımızda bile dile getirmiyor muyuz kıyafetin saygıya dair bir imaj oluşturduğunu? Hep de herkes tarafından söylenir defilelerdeki kıyafetleri kim giyecek diye? Güzel ve yakışıklı mankenler, uçuk kaçık kıyafetler, sosyete konuklar, medya... Ama gider pazardan yakıştırırz kendimize bir şeyleri. Hem de çok ucuza. Ama medyadan duyarız bilmem kim ünlü, şu kıayefete şu kadar para harcadı... Moda gösterişten başka bir şey değilim sanırım. Ama çuval kıyafetlere açılan penis penceresinin de mutlaka vardır bir anlamı, mesajı...

Not; Etkilenmemek için blogger arkadaşın yazısını okumadım ve konuyu hangi açıdan ele aldığını bilmiyorum. Yazıya uygun olarak da defileden kapalı bir fotoğraf seçtim. Gerçekten defile fotoğraflarında penisler gözüküyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder