21 Aralık 2014 Pazar

Ruhuna göre giyinmedikten sonra tarz olur mu?


Televizyon izlemiyorum dedim mi; dedim. Televizyon ona rağmen açıktır ve sürekli. Evde bir sestir. Tabi maçları izliyorum. Veya çok özel bir şey olursa... Çünkü internetten daha hızlı bir iletişim aracı olamaz günümüzde.

"Bu tarz Benim" yarışmasını da izlemedim hiç bu geceye gelinceye kadar. Finalde üç yarışmacıyı izledim ama heyecan adına hiçbir şey hissetmedim. Çünkü yaratıcılık yok. Jüri de sıradan bir jüri işte. Bu yarışma ekranlarda fırtınalar koparıyor medyadan takip ettiğim kadarıyla ve başka bir kanala büyük bir ücretle transfer oluyor ama ben hiçbir şey bulamadım. Var mı gerçekten? Yarışmacılar gitmişler mağazadan giyinmişler gelmişler ve adına tarz demişler. Bu yarışmanın bu kadar tutmasının sebebi de sanırım şu sıralar daha takip edilesi bir şey olmadığından. Yarışmacılar veya kıyafetleriyle ilgili tek kelime bile etmeyeceğim; çünkü çok sıradan. Jüri de ekstra bir şey söylemiyor zaten. Hatta jürinin moda anlayışını eleştirebilirim bile. Bilindik moda anlayışına göre yaratıcılık bekliyor. Ama o moda kurallarına göre giyinince yaratıcılık olur mu? Gene herkes aynısını taklit etmiş olmaz mı? Şu şöyle olursa bu böyle olur, şunu şöyle yapmışsan bunu böyle yapman gerekirdi... E kurallara uygun giyinince farklı bir şeyi nasıl bekleyebilirsin? Bir de jüri kendi beğenilerine göre puan veriyor. Yani yarışmacılar moda kurallarını ve de jürinin beğenilerini ters yüz etseler sıfır puan alacaklar. İnsana standart bir yakışan olabilir ama bu biraz kafalarımızın şekillenmesiyle de alakalı. Bir de sadece bedene uygun giyinince mi kişinin tarzı olur acaba? Bedenlerimiz belki de ruhlarımızın bir giysisi, kıyafetler de aksesuarları. O aksesuarları da ruhumuz belirleyebilir aslında. Yani ruhumuzun, kişiliğimizin de bir yansıması olması gerekmez mi kıyafetlerimiz? Giydiklerimizin bedenlerimizde çok eğreti durmaması gerekebilir ama kuralları tepe taklak edecek derecedeki sanatsal yaratıcılık da olmalıdır gerçek moda ve tarzda. Yani yarışmacılar kendilerini jüriye beğendirip yüksek puan almak için tarz yapıyorlar. Acaba herkes içinden geldiği gibi giyinse nasıl olurdu; gerçek tarz olurdu ama elenmek zorunda kalırdı yarışmacılar. Final gecesi de SMS oyları belirleyici olacak, oldu da. Genel bir anlayış nasıl yaratıcı tarzı belirleyebilir acaba? Bu yarışmanın adı "tarz" ama işleyiş tarzı da "tarz" değil. Kim moda kurallarını uygulayabilirse onun tarz sayıldığı bir yarışma. Kimin birinci olduğunun hiçbir önemi yok bence. Çünkü hepsi de birbirinin aynısı. Sadece Ayşegül denilen kızın kahkülllü saç modeli ona yakışan bir tarz olmuş ve son giydiği kıyafet de o güne kadar başka yarışmacıların denemediği bir şey-miş. Ama o da bilindik bir tarz; onda da bir yaratıcılık yok ki. 13 hafta boyunca insanların bakışları bir noktaya çekilmiş ama adına yakışan bir iş çıkarılamadığı için bu bir başarısızlık. Ben o programda yarışmacı olsam, tarzın alasını yaratırım eşcinsel modayı takip etmek ve bu konuda bir bloğum (http://gaymoda.blogspot.com.tr/)olması dışında hiç moda deneyimim olmasa bile. Bana göre tarz; deneysellik, yenilik ve yaratacılık gerektirir. Bu renk olmamış diye bir şey olabilir mi? Sen benim ruhumun tarzını nereden bileceksin ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder