20 Aralık 2014 Cumartesi

Nilüfer sadece bir sanatçı değil, çok özel "kişilik"tir de


Bugün gazetede Nilüfer'in kızıyla çıktığı Yılbaşı alışverişinden görüntüler vardı. O kadar güzel görünüyor ki Nilüfer doğal haliyle; estetiksiz ve makyajsız haliyle. Hani kadının olmazsa olmazlarındandır ya makyaj ve estetik. Özellikle gösteri dünyasındansan. Hatta sanatçıların yaşlanmaya hakkı yokmuş gibi davranılır. "O da yaşlanmış be!", "Makyajsız hiç de güzel değilmiş", "Sokakta görsem tanımazdım" gibi ifadeler kullanılır sanki sanatçılar "barbi bebek"miş veya öyle olmak zorundalarmış gibi. Tamam, görsellik de diğer sanat dallarının tamamlayıcısı olabilir ama her şarkıcının şarkı söyleyebilmek için yüzünün gergin-kırışıksız olması şart değil ki. Eğer şarkı söylemek de bir sanatsa; hayatı ifade eden araçlardan biriyse; ses de bu ifadenin en önemli unsuruysa; görüntünün genç olmaması dezavantaj değil, inandırıcılık adına avantajdır bile daha.

Şarkıcılığa, yorumculuğa eğer eğlendirici gözüyle değil de bir sanat gözüyle bakıyorsak, ses sanatçılarının görüntüye çok takılmaları şahsen beni rahatsız ediyor. Ben şarkıcılardan şarkı dinlerken, baldırı ne güzel, memesi ne güzel diye bakmıyorum ki; şarkıya verdiği ruha bakıyorum. Beni benden alıp götürüyor mu bir yerlere... Hatta görselliğini ön plana çıkaran şarkıcılara karşı gerçek şarkıcı değilmiş gibi bir önyargı bile oluşabiliyor; bu şarkı söylemek için değil, kendini göstermek için müzik piyasasında gibi bir algı oluşuyor. Zaten görselliğine takanlar da istisnalar hariç kendilerini göstermek için varlar piyasada. İnkar edebilir miyiz ses sanatçılarının görsellik üzerinden de prim yapmaya çalıştıklarını? Kendilerini mutlu etmek için görselliğe taksınlar kafayı ama gerçek müzikseverin derdi, sanatçının yüzünün kırışıksız oluşu veya kırmızı dudakları, bacak veya göğüs dekoltesi değildir.

İşte bütün bunlara istinaden müzik dünyasında Nilüfer'in yeri bambaşkadır, hatta bu konuda tektir. Cinsiyetisz bir şarkıcıdır Nilüfer benim için, bile diyebilirim. Belki kendisinin bir cinsiyet rolü vardır şarkıları söylerken ama ben onu dinlerken bu konuda nötr olarak dinliyorum. Hayatı şarkılarıyla tarafsız bölgeden yorumluyormuş gibi geliyor bana. Tabi bu tavrı, tarzı kişiliğinin de bir yansımasıdır; Sade, hiç kimseyi, hiçbir şeyi kafaya takmayan, kendi doğrularına inanan ve doğrularından şaşmayan, ödün vermeyen özgür ruhlu bir kadın. Şekilcilikle zerre kadar alakası olmayan, planlı-programlı, hedefsel bir karakter. O yüzden istikrarlı ya, o yüzden hep en başarılı ya, o yüzden hakkında tek kelime olumsuz bir şey çıkmıyor ya. Dik başlı ama haklılığının bilincinde olduğu için. Soğuk duruşu, mesafeli oluşu, onun doğallığından ödün vermemesiyle alakalı. Sıcak olayım diye samimiyetsiz olacak hali yok ya. Bu ülkede Nilüfer denilince akan sular durur. Öylesine doğru, dürüst, karakterli bir sanatçıdır o. O yüzden de özel hayatında; doğal, olduğu gibi görünen bir sanatçıdır. Kısaca mükemmel ve bu yüzden de mükemmelliyetçi bir sanatçıdır o.

Nilüfer'e iltimas geçilmez, iltimas geçmek zorunda kalırsın. Çünkü o sanatı adına en büyük saygıyı hak edenlerdendir. Müzik kariyerinde verdiği emek hiçbir sanatçıda yoktur. Diskografisine bakın; hiç iniş yok, hep yükselen bir grafik vardır. İlk albümünü de heyecanla dinlersin, son albümünü de. Yenilikçidir ve karar verici hep kendisidir. O yüzden "müzik piyasası!"na rağmen Nilüfer'dir. Neden mi; müzik dünyamızda o kadar güzel sesi ve yorumu olan sanatçılarımız olmuş ki, ama geriye sadece Ajda Pekkan, Sezen Aksu, Nükhet Duru ve Nilüfer kalmış. Çünkü yaptıkları işten hiçbir zaman ödün vermiyorlar. Bir de bu işi sadece meslek olarak yapmıyorlar; aşkla, şevkle yapıyorlar, titizlikle yapıyorlar, sonsuza kadar da yapacaklar. Hala onların üzerine ne sayı olarak ne de kalite olarak üretim yapan başka da sanatçı çıkmadı.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder