19 Kasım 2014 Çarşamba

Sevgili


Sosyal medyada bir "öteki"yle arkadaş olduk.
Bana sordu: Sevgilin var mı?
Yok, dedim.
Erkeksiz nasıl durabiliyorsun? dedi.
Erkeksiz?!
Ben!

Sevgi-li!
Seni çok seven!
İnanılmaz seven!
Hiç inanmadığım kadar seven!
İnanmadığım için sevgisinin önemi olmayan.
İnanmayacağım için sevgilimin hiç olmayacak olması.
...

Sevgi-li nedir?
SEVİŞTİĞİMİZ KİŞİ.
Başka bir anlamı var mı sevgilinin?
Sevgili, içinde sevgiye dair duygusal olarak ilgi barındırdığımız kişi değil mi?
Yoksa her şeyi, herkesi sevebiliriz; hatta onlara da sevgilim, aşkım diyebiliriz ama "gerçek sevgili" içinde cinsellik de barındıran aşksal şeyler paylaştığımız kişi.

Oysa ben "bu tür şey"i herkesle paylaşabiliyorum.
Benim sevgimin sınırı ve sınıfı yok.
Fırsattan istifade anlık bir şey.
Vadesiz ve mülkiyetsiz; zaten aşkın doğasına aykırıdır zaman ve tapu.
O yüzden ben sevgilisiz sayılmam; beraber olduğum herkes bir ölçüde sevgilim benim.
Ama sahip olmak istemediğim bir şey sevgili kavramı; ait de olmak istemediğim.
Aşk özgürdür, seks sınırsızdır; kurallara yer yoktur duygularımda, arzularımda.
Gerçekten ben birilerinin duygularının, arzularının sorumluluğunu da almak istemiyorum.

Heteroseksizmden tam anlamıyla arınamadığım dönemlerde benim de oldu saçmaladığım; birisini çok sevdikten sonra ona sahip olmak, ona ait olmak.
Şimdi tebessümle bakıyorum hayatı daha öğrenemediğim dönemlere.
Birileri bana şu anda sevgi tarlaları, hatta sevgi gezegeni vaad etse bile gene de "o tür" bir sevgili istemem.
Seviyorsan seviyorsundur ve sevişirsin, sevgini paylaşırsın olur biter.
Bunu bir kalıba oturtmanın anlamı yok ki.
Özel bir durum da değil aslında sevmek; yemek gibi, uyumak gibi bir şey işte.

En öncelikli bir şey değil artık benim için aşk, sevgili.
Bilgiden, öğrenmekten, haktan-hukuktan, eşitlikten, özgürlükten... daha öncelikli ne olabilir ki?
Birilerini seviyorum şu anda; sevişebildiklerimle sevişiyorum, sevgimi paylaşabildiklerimle paylaşıyorum, sonra herkes kendi yoluna.
Sevişemediklerimi, sevgimi paylaşamadıklarımı da seviyorum uzaktan da olsa; insan aşkı sevgiyi sadece fiziksel olarak hissetmek zorunda değil ki; zaten önce yüreğinde kabul etmen gerekmez mi onu? Her zaman hem ruhsal, hem de fiziksel sevmek zorunda değilsin. Bazen de sadece ruhta seversin; bal gibi de olur, oluyor.

Bugün bir haber okudum. Erkek, kız hayır diyince kızı vurmuş (daha 17 yaşındaymış kız), kendisi de intihara kalkışmış.
Aşk mı şimdi bunun adı; zorbalık, cahillik...
İyi ki sevgilim yok; iyi ki sevgilim çok; iyi ki sevgili anlayışım herkesinki gibi değil.
İçinde ölüm olan aşkları, sevgi-lileri görünce iyi ki de heteroseksist bir aşka olan inancımı kaybetmişim diyorum.

"Öteki" sosyal medyada arkadaşlığını bitirdi benimle; özelime girdiğini düşündüğü için mi, sevgili anlayışımın farklılığından mı bilmiyorum.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder