27 Kasım 2014 Perşembe

Saçlarını topuz yapan erkeklerin eşcinsel olma ihtimali


Arkadaşıma maç izlemeye giderken trafik lambasında bekliyorum. Yanımdaki ERKEK şöyle bir yan bakış attı bana. Saçları samuraylar gibi tepede toplanmış, kulaklar küpeli, bel çantasının sapı o kadar uzun tutulmuş ki, çanta kalçasından da aşağıda ama bunlara rağmen sakal bırakılmış, ayakta asker botları; bir şekilde denge sağlanmaya çalışılmış erkeklikle kadınlık arasında ama kadınlığın 3-2 önde olduğu su götürmez bir gerçek. Bastırılan pörtler; pörtleyen kadınsılıkla alakalıysa, ben böyle kişilere eşcinsel derim. Eşcinselliğin protipleştrilmesine istediğiniz kadar karşı olun; kimliğiyle barışık olan bir insan, bir tarafından pırtlatmaz bunu; çünkü ihtiyacı yoktur; çünkü o açıktır ve herkes biliyordur kimliğini; dolaylı yollardan mesaja ihtiyacı yoktur; kendisi direkt mesajdır çünkü. Feminen şekilde pörtlemeler de erkekliğin kahramanlık sembolleriyle dengelenmeye çalışılıyor. Bu, kişinin cinsel kimliğiyle barışamadığının da göstergesi; sakal ve asker botları.

İtalyan erkekekleri çok açık eşcinsel ve onlar feminenliğe ihtiyaç hissetmiyor diye düşünülebilir ama onlar da eşcinselliği erkeksilikle dengelemeye çalışıyorlar diyebiliriz. Veya onlarınkine, feminen eşcinselliğe tepki amacıyla erkekliği ön plana çıkarıyor diye de düşünebiliriz. Bir yerde, bir tarafta doğallık yoksa, aksesuara ihtiyaç duyuluyorsa bir sorun var demektir bence. Bunun modayla, tasarımla da alakalı olduğunu zannetmiyorum. Zaten moda da bir kompleksin, bir iç çatışmanın kendini iyileştirme halidir. İnsan maskeyle ne kadar samimi bir şekilde iyi olabilir ki; ona ne kadar "sağlıklı" diyebiliriz ki? İnsan halledilecek hak sorunları varken şekil yapmaya çalışıyorsa, kafayı kendini farklı gösterecek ifade şekillerine takıyorsa, kendisiyle ilgili halledilmesi gereken tarafları var demektir. Sadelik, aksesuarsızlık; bir iç huzurun, iç dengelerin sağlanmış olduğunu gösterir. Zaman kaybıdır, kendini kandırmadır;  kendinden kaçmalar, dolaylı yollardan ifadeler ve kişinin kendine zarar verir; en azından çözüme kavuşturamaz kendini.

Eşcinseller bir şeyler istiyorlar ama istedikleri tam anlamıyla özgürlük ve eşitlik değil kanımca. Çünkü haklar için hak mücadelesi vermek gerekir; hak mücadelesi için de kendini ama eşcinsel kendini sevmek gerekir. Eşcinseller eşitlik, özgürlük istiyorlar ama açık bir eşcinsel olarak değil. Oysa açık olmayınca ne hak kazanılır, kazanılsa bile ne de özgürce yaşanır. Eşcinsellerin haklarına kavuşabilmesi için, öncelikle eşcinselce yaşama özgüveninin olması gerekiyor. Bugün eşcinsellere hakları kağıt üzerinde verilse bile, o hakları kullanacak eşcinsel sayısı azdır. Ama eşcinselliğini seven bir eşcinsel, resmi olarak hakları verilmese bile bir heteroseksüelden çok daha özgür ve eşit yaşar. Zaten eşcinselliğiyle tam anlamıyla barışmış bir eşcinselin kendi haklarıyla, kendi hayatıyla ilgili bir sorunu, kaygısı yoktur ki. Homofobi, kendisiyle barışık eşcinseller için bir engel değil, kendisiyle barışık olmayan eşcinselleri kurtarması gereken bir tehlikedir. Eşcinselliğiyle ilgili sorunu olmayanların, bu konuda kendisi için halledeceği çok da bir şey yoktur. O yüzden kendisi için değil de tüm eşcinseller için bir şey yapmaya çalışanlara deli gözüyle bakılabilir. Hatta eşcinsellik konusunda farkındalık yaratan açık eşcinselleri, gizli-kendisiyle barışamayan eşcinseller tehdit olarak algılarlar. Çünkü gizli eşcinseller eşcinselliğin doğallığına, normalliğine inanmamaktadırlar.

Not: Saçlarını Samuraylar gibi tepesinde toplayan eşcinsel arkadaşıma neden böyle yaptığını sordum; erkeklerle kontakt kurmak için bir mesaj, dedi bana.

Saçlarını topuz yapan ünlü erkekler; http://www.dipnot.tv/en-iyi-10-erkek-topuzu/63041/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder