10 Kasım 2014 Pazartesi

Müjde Ar basket potası önünde şarkı söylerken...

Sanatı ucuza getirme çabası...


80'li yılların ilk çeyreğine kadar hem çocuk olmamdan, hem de şehirde yaşamamamdan dolayı, öyle konser-monser nedir bilmiyordum. Sadece çocukluğumun imkanları doğrultusında o dönem gazete ve dergilere yansıyandan ibaretti bu konudaki bildiklerim. Hey dergisinde falan sanatçıların verdiği konserlerden görüntülerde konser mekanının kapalı spor salonları olduğunu görürdüm.

Benim de ilk önemli izlediğim konser 1980'lerin ortaları veya ikinci çeyreğinde Nilüfer konseriydi kapalı spor salonunda. Demek istediğim, Türkiye'nin en önemli sesleri, daha Seksenlerde bile küçücük kapalı spor salonlarında konser veriyordu; şartlar onu gerektiriyordu sanırım. Sonra Denizli'ye açık hava tiyatrosu yapıldı da sanatsal faaliyetler nefes aldı diyebiliriz bir anlamda o dönem için. Küçücük bir de oda tiyatrosu vardır Denizli'nin hala kullanılan.

Bu işin içinde olanlar çok daha iyi biliyorlardır dönem koşullarını. Zaten anlatıyorlar da ne zorluklarda çalıştıklarını. Bir de sanırım televizyon falan olmadığı için, insanlara ulaşmanın yolu gezici şeklinde sanat icra etmekmiş. Bu yazıyı yazmama sebep olan da, insanların sanatsal faaliyetlerini hep derme çatma yerlerde icra etmek zorunda kalmaları. Hatırlıyorum da, sinema falan olurdu bizim köyde ben çocukken kahvede gösterimi yapılan.

Facebook'ta Derya Kesim bir video paylaşmış. Askerlere müjde Ar konser veriyor. Ne büyük tezahurat; Müjde, Müjde... Ve Mehmet Ali Erbil Mehmetçikler adına besmele çekerek öpüyor Müde Ar'ı. Müjde Ar da Türkiye'nin Madonna'sı gibi. Ve başlıyor şarkısını söylemeye; "Söyleme bilmesinler..."

Bakıyorum da o dönemin sanat anlayışı insanlarımızı eğlendirerek memnun etmek. Yoksa şarkı söyleme sesi olmayan film artistlerimizin şarkıcılık yapması hangi akla hizmettir? Sanatçılarımız da ne yapsın; ekmek parası. O dönemler denildiği üzere seks furyası Yeşilçam artistlerinin sinemaya ara vermelerine ve sahneye çıkmalarına sebep olmuş. Bu yeterli sebep midir bilmiyorum ama o dönemler sahneden para kazanmak diye bir şey de varmış. Yoksa Seksenlerde Müjde Ar starmış ve sinemada en yoğu çalıştığı dönemler.

Seks filmlerinin o dönem sinemayı bitirdiği söylenir ama her şey ihtiyaçtan ve de bazı şeyler dönemsel. O dönem böyle bir talep olmuştur ve yapılmıştır. Hep kötülerle ya o dönemi. Hem cinselliğe açızdır hem de "tu kakaka"dır cinsellik. 80'lerde Arabesk, filmlere de sirayet etmiş ve star konumundaki oyuncularımız Arabesk şarkıcılarla epeyce film çevirmiş. Ona bakarsan bu da sinemamızı baltalayan bir şeydir ama kimse bu konuda pek bir şey söylemez.

Evet biz kültür olarak sanatın hakkını vererek yapmıyoruz. Hala genel anlamda eğlence düzeyinde bir şeyler yapılıyor. Sanatın öncelikli olmasını bırakın, kaale bile alınmıyor daha. Ancak para kazandırdığı ölçüde bir şeyler yapılıyor ve onun da sanatla alakası olmuyor. Tabi bu zihniyetle sanata yatırım da yapılmayınca, iyi ve kalıcı işler çıkmıyor ortaya.

Batı dünyasında sanat anlayışı Doğu toplumlarına göre kıyaslanamayacak mükemmellikte ama gene de bütün dünyada sanat en öncelikli değil. Mesela neden hep stadyumlarda konser verilir; stadyum büyüklüğünde konser salonları yapılamaz mı? Yüz yıllar öncesinde bile antik tiyatrolarda gösteriler yapılırmış; niye bunun üzerine çıkılamıyor?.

Teknolojinin klip gibi avantajlarının bu tür işleri oturduğumuz yerden takip etmemizi sağladığı için, sanatsal mekanlara yatırımın, kimse gelmeyebilir diye boşu boşuna yapılacağının düşünülmesinden mi? Dijital platformlarda dinlenmesinden dolayı albümler bile satmadığı için, müzik plağa, CD'ye basılmıyorsa, tabiki de bu işler de en masrafsız yoldan yapılmaya çalışılacaktır.

Neyin nasıl olacağına içinde yaşanılan dönemin koşulları belirliyor ama sanatı korumak adına dümeni doğru şekilde kırmak da insanların elinde değil midir biraz da? Mesela albüm satmıyor deniyor ama bir yerli albümün fiyatı 20 lira. Fiyatı 5 liraya çekin de hem sürümden kazanın, hem de dinleyici müzik dinleyebilsin. Sanırım koşullardan çok tüccar zihniyet belirliyor sanatın hangi format üzerinden sunulacağını. Popüler isimlere sesi olmadığı halde şarkı söyletmek, yeteneği olmadığı halde mankenlere film çevirtmek falan da hep insanların zaaflarından faydalanarak para kazanmak adına yapılan işler değil midir?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder