21 Kasım 2014 Cuma

İşte burdayız!

Bazı arkadaşlarımız yarın işe gidecekleri için erken kalktığından, bazı arkadaşlarımız da şimdilik görüntülerinin paylaşılmasını istemediğinden, 40 kişilik katılımdan ancak bu kadarımız karede yer alabildi.
"Denizli LGBTİ ve Aileleri" olarak dostlarımızla birlikte düzenli olarak gerçekleştirdiğimiz haftalık buluşmamızı 40 kişilik katılımla bu akşam da gerçekleştirdik. Önceki haftadan gelen arkadaşlarımızla birlikte yeni gelen arkadaşlarımız da bu hafta epeyce vardı. Üniversiten eğitmenlerimiz ve çeşitli bölümlerden gelen öğrenciler... Biseksüeller, geyler, lezbiyenler, transseksüeller... Elleri birbirine kenetlenmiş sevgilileri görmek çok harikaydı. Evet bu hafta lezbiyen, biseksüel ve gey çiftler vardı aramızda. Mülteci LGBTİ'lerimiz vardı; İranlı, Türkmenistanlı. Ve tabi eksik olmasınlar heteroseksüel dostlarımız; karşılıksız bizi destekleyen, koşulsuz yanımızda olan dostlarımız...

Buluşmaya, yeni gelenler bayağı olduğu için katılımcıların kendilerini tanıtımıyla başladık. Araya bir not düşmek istiyorum beni çok heyecanlandıran. Bazı katılımcıların daha kendilerine bile kimliklerini itiraf edemedikleri için, kendilerini eşcinsel olarak tanıtamayıp aramızda bulunmalarını kimliklerinin ifadesi olarak dile getirip "işte buradayız!" demeleri... İnsan daha başka ne isteyebilir ki. Amaç en başta içimizdeki barış sağlamak ve bir arada olabilmek; arkası çorap söküğü gibi gelir diye düşünüyorum. Belki aynı katılımcılar her hafta gelemiyor ama her hafta buluşulan bir noktanın olmasının bilinci ve ilk fırsatta gelmeleri... Birlik beraberlik ruhunun bilinmesi bile çok güzel, çok önemli.

LGBTİ'ler birbirlerinden öğrenerek veya internet üzerinden haberdar olarak geliyorlar buluşmaya. Başka oluşumlarda buna benzer durumlar oluyor mu bilmiyorum ama katılımcıların heteroseksüel olup da, aile içindeki homofobiyi kırmak adına buluşmaya ailelerini de getirme noktasına geldik biz. Homofobiyi, transfobiyi yenmek için eşcinsel veya transseksüel olmak gerekmediğinin örneklerini yaşıyoruz. Düşünseniz ya... Denizlilisiniz ama eşcinsel değilsiniz ve hiçbir mecburyetiniz olmadığı halde eşcinselliğe, transseksüelliğe karşı önyargıların yıkılması için mücadeleye ailenizi de dahil ediyorsunuz. İnsanlık adına ders niteliğinde güzellikler bunlar. Biz LGBTİ'ler adına bu buluşmalar çok rahatlatıcı ama homofobiyi kökünden kazıyacak nitelikteki heteroseksüel katılımlarıysa göz kamaştırıcı. Yıllarca sadece kendilerinin eşcinsel olduğunu düşünen ve kendi içinde kalan arkadaşlarımızın katılımı da çok mutluluk verici. Daha önceki haftalarda söylediğim gibi yalnızlığımıza ilaç gibi geldi bu buluşmalar.

Halk sağlığı uzmanı ve LİSTAG oluşumundan Dr. Nilgül Yalçınoğlu'nun anlatımıyla karşılıklı tartışma şeklinde cinsel kimlikler üzerine konuştuk bu hafta... Daha sonra sohbet havasında geçti bu haftaki buluşmamız.

Haftaya da Harvey Milk'in eşcinsel hakları mücadelesini anlatan belgesel niteliğindeki "Milk" filminin gösterimine karar verildi.



2 yorum:

  1. Çok güzel yazıyorsun, eline sağlık. Bu yazıların beni motive ediyor. Yaşadıklarımız senin yazılarınla daha anlamlı, daha güzel görünüyor. İyi ki varsın, benim güzel arkadaşım, destekcim. Sen toplantıda olmayınca kendimi eksik hissediyorum. Gözlerim seni arıyor. Desteğin için teşekkürler.

    YanıtlaSil
  2. Çok teşekkür ederim... Sen de benim kahramanımsın. Neler başardığını bir bilsen....

    YanıtlaSil