13 Ekim 2014 Pazartesi

Özgürlük her şeyin ilacıdır

Uyuşturucu kullanmaktan hapse atılan 20 yaşındaki bir çocuğun koğuşta kendini asarak intihar ettiğini okudum.
Uyuşturucu kullanmak mı suç, uyuşturucu ticareti yapmak mı?
Amaç ne; insanları uyuşturucudan kurtarmak mı, yoksa ceza vermek mi?
Cezanın amacı ne? Ceza ile uyuşturucu kullanan hayata kazandırılabilir mi?
İnsanlar niye uyuşturucu kullanır?
Birilerinin alıştırmasıyla bağımlı hale gelebilir mi?
Yoksa çevresel veya genetiksel sebeplerden dolayı ağır gelen hayatı uyuşturucuyla biraz hafifletmek midir amaç?
Kişileri uyuşturucuya iten sebepler nelerdir?
Toplumsal yapının, kişilerin eksiklerini tetikleme derecesi kaçtır?
Kaybetmenin asıl suçlusu kimdir?
Baskı mıdır, özgürlük müdür?

Ben hayatım boyunca sigara ve alkol dahil hiç keyif verici maddelere ihtiyaç duymadım;
Çünkü hamurumda varolan özgürlüğümün engellenmesine izin vermedim.
Çünkü  hep kendim oldum, hep kendimle barışıktım, hep kendimi sevdim.
Kendimle ilgili hiç korkularım, kaygılarım olmadı. Çünkü çok şeffaftım.
Benim de hayatı kaldıramadığım anlar oldu toplumsal yapı doğama ters düştüğü için ama kendim olmaktan, kendim gibi yaşamaktan hiç vazgeçmedim.
Engellere rağmen insanın kendine dürüst olması, yardıma ihtiyaç duydurmuyor, teselliye ihtiyaç durdurmuyor.
Çünkü insanın şeffaf olması sırtındaki bütün yükü alıyor, kafaya takılacak hiçbir soru-n bırakmıyor.
Zaten halledilemeyecek sorun yoktur. Sorunların üstünün ört bas edilmesidir asıl sorun.
Kaçmak, unutmaya çalışmak sorunlardan kurtarmaz insanı.

Ben öyle düşünüyorum; açık olmamak insanın kendini unutma yollarına iter.
İçinde bulunduğu sorunlardan, ortamlardan uzaklaşmak için insan kendini unutmak ister.
Ve bu unutma hallerini keyif verici maddelerle uzatmak ister.
Ama bir bakmış ki kendisi de kalmamış ortada.
Gerçekten insan gerçeklerle, kendisiyle yüzleşmeli ve doğal olmalı, içinden geldiği gibi yaşamalı toplumsal yaşama rağmen.
Toplumun içinde olmalı ama kendisi olarak; toplumun dayattığı şekilde değil.

Eğer bir sorun varsa şu hayatta, sorunun kaynağının bireyin kendisi olmasından çok, toplumun bireyi iplememesindendir.
Toplum kalıpsal olmak yerine bireylere ve günümüze şartlarına göre güncellenmiş olsa, kimse kendisiyle ve de toplumla çatışmak zorunda kalmaz.
Toplumsal model ne olmalı biliyor musunuz; gelecek ve gelecek nesiller...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder