15 Ekim 2014 Çarşamba

Kadının kadına heteroseksistliği


Bugün bir haber vardı beni kadınlar adına çok utandıran. Çin'de bir kadın, başka bir kadının kocasıyla ilişkiye girdi diye, ilişkiye girdiği adamın karısı dahil olmak üzere 4 kadın tarafından sokak ortasında çırılçıplak dövülmüş. Kalabalık bir cadde olmasına rağmen hiç kimse de müdahale etmemiş olaya. Kadın çevredekilere yalvarmış ambulans çağırmaları için ve hastanede tedavi altına alınmış. İnsanların müdahale etmemesinin sebebi, aldatılan kadının haklı olduğunun düşünmeleriymiş.

Ne kadar benziyor ülkemizdeki bakış açısına. Ne kadar ahlakçı ve de heteroseksistçe. Kadınlar erkek şiddetine maruz kalmasına rağmen, konu kocaları, sevgilileri oldu mu gözleri dönüyor. Nasıl da sahip çıkıyorlar erkeklere. Erkeğin hiç mi suçu yok? Nasıl inanabiliyorlar erkeğin masumiyetine de diğer kadını suçlayabiliyorlar, erkeklerden alınması gereken intikamı hemcinslerinden alıyorlar?

İntikam derken, aslında bana göre intikam alınacak bir durum da yok. Erkek veya kadın mutlu olmak adına, seks adına, aşk adına gayri resmi paylaşımda bulunmak istiyorlar, bulunuyorlar. Bu kadar basit. Heteroseksist kurallara göre insanlar hayatlarını mı feda etsinler? Tamam evlilik kurallarına göre birbirlerine söz vermiş olabilir çiftler ama insanın, canlının doğasına söz geçirmesi kolay mı? Herkes kendisinden vazgeçmek zorunda mı?

Ayrılsın da yapsın ne yapacaksa, diyebilirsiniz? Ayrılmak o kadar kolay mı? Hem bırakacak mı kadın bakalım erkeğini? Kadın erkeği bırakmak istemeyince hiç bırakamıyor, erkek bıraktırmıyor biliyorum ama siz istemediniz mi birbirinize bağlanmayı? Hiç düşünemiyor musunuz ikili ilişkilerin sonsuza kadar mutlu şekilde gitmeyeceğini? Tabi bunlar benim düşüncelerim. Siz nasıl biliyorsanız öyle uygulayın ama ceremesine de katlanacak ve şikayet etmeyeceksiniz.

Dövülen kadının yerine koyması gerekmez miydi şiddet uygulayan kadınların kendilerini? Erkeğin şiddetinin veya hatasının intikamını öteki kadınlardan mı çıkarıyor acaba kadınlar? Kim kazandı, kim kaybetti? Onursuz olan şiddete maruz kalan kadın mı, yoksa şiddet uygulayan kadınlar mı?

Çok ters bana ikili ilişkilerde bile mülkiyetçilik. Kimse, kimsenin sahibi değildir. Kağıt üzerinde formaliteden başka bir şey değil evlilik. Gerçek imza gönüllere atılan imzadır. Gerçek sevgi, gerçek aşk özgürce yaşanılan beraberliklerdir. Sevgililerin birbirine zincirsiz bağlanmasıdır.

Kadınlar niye haksızlığa uğruyor biliyor musunuz; heteroseksizm kadınların genlerine işlemiş! Çocukluktan itibaren öyle kodlanmış ki beyinlerine erkek cinsiyetçiliği... Erkeklik kurallarının dışına çıkan herkese, kadınlar da erkekçe davranıyor.

Diyebilirsiniz ki, bu durum yani kadının erkeği için kavga etmesi falan aynı erkeğin kadını sevip kıskandığı gibi, kadının da erkeğini sevip kıskanması. Ben de onu anlatıyorum ya... Erkekçe bir şey ama sevgiyle, aşkla alakası yok. Sadece sevilmeme korkusu, kaybetme korkusu...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder