21 Ekim 2014 Salı

Gün geçmiyor ki bir transseksüel öldürülmesin, bıçaklı saldırıya uğramasın


Farkında mısınız, gün geçmiyor ki bir transseksüel öldürülmesin, bıçaklı saldırıya uğramasın. İstanbul'da bir transseksüel daha bıçaklanmış polislerin ve vatandaşların gözü önünde. Polis saldırganların kaçmasına izin vermiş, çevredeki esnaf da bıçaklanmadan sonra transseksüeli darp etmiş.

Avukat Levent Pişkin son günlerde transseksüellere artan saldırının sebebini iktidarın muhafazakar olmasına bağlıyor. Bence de öyle. Çünkü devletin eşcinselliğe, transseksüelliğe bakış açısı ortada. Bütün saldırıları nefret suçları kapsamına alıp da, eşcinsel ve transseksüellere yapılan saldırıları nefret suçları kapsamına almıyorsa, hükümetin bu konuya bakış açısı, eşcinsellik ve transseksüellik karşıtlarına cesaret verecektir. Devleti homo-transfobik olursa, polisi-yargısı homo-transfobik olursa, vatandaşı da eşcinsellere, transseksüellere karşı olup, saldırabilecektir de elbet.

Ne işlem yapılıyor LGBTİ'lere saldırılardan sonra; hiçbir işlem. Saldırganlar yakalanmıyor bile. Sen kendi elinle yakalayıp polislere teslim etsen bile bir işlem yapılmayabiliyor. Şikayet dosyan karakoldan adliyeye bile iletilmeyebiliyor, ısrarınla iletilse bile takipsizlikle sonuçlanıyor. Bu ülkenin yargısı haklıları haksız, haksızları haklı çıkarabiliyor. Çünkü kendimden çok iyi biliyorum. İnsanın kendinden başka daha gerçekçi referansı olabilir mi?

Peki devlet ne yapmamızı istiyor? Saldırılara karşı önlemimizi kendimiz mi alalım? Nasıl alalım? Devletin bu konuda bir fikri var mı acaba? Evet var; defolun gidin! Çünkü burası Müslüman bir ülke! Çünkü vatandaş olmanın ve güvenliğinin sağlanmasının en önemli unsuru din. Dinin eşcinselliğe, transseksüelliğe bakış açısı da ortada. Aksini iddia edebilir misiniz?

http://kaosgl.org/sayfa.php?id=17754

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder