19 Eylül 2014 Cuma

Orta Doğu'nun ahlakçı "Gaga"ları!


Geleneklerin-göreneklerin, örflerin-adetlerin, toplumsal değerlerin; bireylerden, bireysel değerlerden, evrensel insan haklarından daha önemli olmadığını, hatta zararlı olduğunu nereden anlarız; bizden daha gelenekçi olan başka ülkelerdeki geleneksel ve benzeri değerlerin, insan haklarını acımasızca ihmal etmesinden. Niran Ünsal günlerdir "değerlerimiz, değerlerimiz" diye ahlak çığırtkanlığı yapıyor. Ahlak dediği de, kendi kafasına göre belirlediği dekolte ölçüsü. E, o zaman İran ve Afganistan'daki gelenekselciler de haklı. Onların geleneksel değerlerine göre kadın daha kapalı olmalı, eşcinseller idam edilmeli, kısaca erkek egemen yapıya uygun olarak erkeğin dediği olmalı. Yani İran veya Afganistan ve benzeri ülkelerde kadının memesinin çatalını gösterecek kadar bile dekolte giyinmeye hakkı yok, eşcinsellerin eşcinselliklerini evlerinde bile yaşama hakları yok. O ülkeler haklı mı o zaman bu tür uygulamalarla?

Niran Ünsal'ın dediğine göre, her ülke veya toplum kendi geleneksel değerlerine göre davranmalı ve uymayanlar cezalandırılmalı. Bunu mu istiyor acaba Niran Ünsal? Niran hanım neye göre geleneksel değerlerden bahsediyor acaba? Geleneksel veya örfsel değerler dediği ne acaba? Atalarından gördüklerini uygulamak mı? Bunun bir ölçütü var mı? Hem her doğan çocuğun, anası veya babası gibi olma mecburiyeti olabilir mi? Geleneklerine bağlı Doğu toplumlarının yaşam tarzının insan haklarını gözettiğini söyleyebilir miyiz? Yoksa insan hakları diye, özgürlük diye, demokrasi diye bir şeye inanmıyor mu Niran Ünsal ve benzerleri; İNANMIYOR evet. Çıkarlarına göre değerler silsilesi belirliyorlar ve ona uyulmasını istiyorlar.

Bülent Ersoy da, "bu Avrupalılıksa, ben Avrupalı değilim" diyor? E, Avrupalı değilsen, insan haklarına inanmayıp geleneksel değerleri savunuyorsan, "niye transseksüelsin, niye bedensel geçiş ameliyatı oldun" demezler mi? Yıllarca "sahneye çıkamadım" diye feryad etmişsin. "Bedenini değiştirdiğin için geleneksel değerlere aykırısın, sahne yasağını hak etmişsin" demezler mi? Şimdi kalkmış Lady Gaga'nın kalçalarından rahatsız oluyorsun. Senin o kafandaki renkli peruk, boyadan tuale dönüşmüş yüzün, ve upuzun tırnakların hangi geleneklerimizde yer alıyor acaba Bülent hanım? Siz neyin gelenekçiliğini yapıyorsunuz, siz neyin ahlakçılığını yapıyorsunuz? Laf kalabalığından başka bir şey değil medyayı meşgul etmeniz.

İran'da Pharrell Williams'ın "Happy" şarkısını söyleyerek dans eden ve bunu kliplendiren gençlere kırbaç cezası verilmiş. Bu nedir; geleneksel değerleri ihmal etmenin sonucu. İran'da eşcinseller idam ediliyor; bu neyin sonucu; geleneksel değerlerin bir sonucu değil mi? Peki insanlar dans edip şarkı söyleyemezler mi, cinsel kimliklerini yapılarına uygun yaşayamazlar mı? Şimdi Bülent Gaga ve Niran Gaga, "ne alaka" diyecekler? Aynı alaka. Önce onlara niye Gaga dediğimi söyleyeyim. İran'ın geleneksel yapısına göre sizin Lady Gaga'dan bir farkınız yok ki. Siz İran'da Niran Ünsal veya Bülent Ersoy olabilir miydiniz? OLAMAZDINIZ. Sizin ahlakçılığınız da bu ülkede bir çoğuna göre baskı anlamı taşımaktadır ve zarar vermektedir dolaylı da olsa.

Siz neyin gelenekçiliğini savunuyorsunuz? Muhafazakar iktidara yaranmanın gelenekçiliği mi bu? İnsan hakkının doğusu, batısı, ortası olur mu? İnsan hakkının Asya'sı, Avrupa'sı olur mu? Avrupa'ya bakıyorsunuz "ahlaksızlık" diyorsunuz, Doğu'ya bakıyorsunuz, "insan hakları ihlali". Oysa Avrupa'nınki de bir yaşam tarzı, Asya'nınki de ama birinde insan hakları var, birinde insan haksızlıkları ve siz Avrupa'ya "Avrupalılık" diyemiyorsunuz, "Avrupalılık bu ise ben Avrupalı değilim" diyorsunuz. Nasıl bir şey Avrupalılık? Nasıl kafanıza göre insan hakları ölçütlerini belirleyebilir veya geleneksel değerler veya edep altında kendinize benzemeyenleri ahlaksız ilan ederek ötekileştirebilirsiniz?

Bakınız; insanların doğduğu topraklarda, doğuştan getirdikleri haklarını insanca yaşama hakları vardır. Size uymuyor diye gelenekselliğe sırtınızı dayayarak, kimseyi ötekileştiremezsiniz. Biraz tutun be çenenizi. Biraz saygı duyun be kendinize benzemeyenlere? Sahi size kim veriyor bu nefret suçunu işleme hakkını? Evet, sizin söylemleriniz nefret barındırıyor. Bırakın insanlar yaşam tarzlarını, geleneksel yapılarını kendileri belirlesinler. Sırtınızı sağlama alarak atıp-sıkılamayın artık. Bir gün bu söyledikleriniz size geri dönebilir. Geçmişinize bakın, ondan sonra insanların yaşam tarzları hakkında ahkam kesin. Gündemi boş yere meşgul edeceğinize, hak ve hukuk devletinde yaşadığımıza göre, gidin çıplaklığı mı mahkemeye vereceksiniz, eşcinselliği mi mahkemeye vereceksiniz verin de kendinizi gülünç duruma düşürmeyin. E, tabi sessiz sedasız mahkemeyle güzel reklam yapamazsınız değil mi? Evet reklam yapıyorsunuz siz hanımefendiler ama nefret suçu işleyerek. Sevgiden bahsetmek varken niye ötekileştirme, niye kendinize benzemeyenlere bu öfke ve hiddet? Neyin acısını çıkartmaya çalışıyorsunuz bilelim de, elimizden gelen yardımı yapalım.

Son söz; sizin bu gelenekçiliğiniz, ahlakçılığınız, yavaş yavaş da olsa bizi İran veya Afganistan'a dönüştüreblir; bunu mu istiyorsunuz?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder