19 Ağustos 2014 Salı

"Ruhsuz vibratörler"in feci sonu

"Kadınlarla evlenen eşcinsel veya kadın trans babalar"ın feci sonu

Bilinçli bir eşcinsel veya heteroseksüel trans bir kadın, heteroseksüel bir kadınla evlilik yapar mı? Heteroseksüel evlilik yapan eşcinsel veya kadın translar heteroseksist bir toplumda mecburiyetten yapmak zorunda kaldıklarını iddia ediyorlar. Mecburiyet? Hangi mecburiyet, kimin mecburiyeti? İnsan hayatını ailesiyle veya çevresiyle bir arada geçirmek zorunda mıdır? Dünya küçüktür ama o kadar da küçük değildir. O mecburiyet zannedilen şey insanın kendi kafasının içinde değilse mutlaka bir çıkış yolu vardır.

Evlilik çözüm mü, neyi değiştiriyor? Bir şeylerin daha iyi gitmesini mi sağlıyor? Mecburiyet dediğimiz şeyler bizim neyimizi koruyor? Topluma karşı erkekliğimizi mi? Biz kendimiz istemiş olmayalım topluma karşı erkek görünmeyi? Mecburiyet dediğimiz bizim gerçek kimliğimizle tam anlamıyla barışamamak olmasın? Sen gerçek kimliğinin bilincindesindir ama eğer bu kimliğinin arkasında duramıyorsan, hem kimliğinle barışamamış olursun, hem de korkularını haklı çıkarmış olursun. Sen korkarsan, gerçek kimliğin dışarıdan da yanlış anlaşılacaktır ve sana yanlış muamele yapılacaktır.

Eşcinseller ve kadın translar (trans olmak için illa ki ameliyat geçirip kadın görünümünde olmak gerekmiyor; cinsiyet kimliği beyinseldir) kadınlarla evlilik yaparak ilk yanlışı yaptıkları gibi, iki yüzlü davranarak yanlışlarını devam ettirmektedirler? Neden mi? Ne hakkınız var ki insanları kandırmaya? Ailenizi memnun edebilirsiniz ama başka insanların canını yakmaya ne hakkınız var? Geri dönülmez bir yol mu dediniz? Size o yoldan çıkma hakkı verilse bile çıkmazsınız. Cinsel kimlikleri veya trans cinsiyetleri öğrenildikten sonra bile ikinci evliliği, üçüncü evliliği deneyen LGBTİ'ler var. Kendilerini değersiz hissediyorlar ya, karşı tarafı da harcamakta hiç behis görmüyor LGBTİ'ler. İnsan kendine saygısını kaybedince, saygı kavramını hepten unutuyor.

Hadi bunları da geçelim; maskeli bir yaşamı nereye kadar sürdürebilirsiniz? O maske bir gün düşmeyecek mi yüzünüzden; hem de feci bir şekilde. Eşcinsellik veya transseksüellik utanılacak bir şey değl ama sen utanırsan heteroseksüeller ne yapmaz sana? Onlara, istedikleri gibi davranma hakkını vermiyor musun iki yüzlülüğünle? Kendinle beraber başkalarının da hayatını mahvediyorsun haklı davanın arkasında durmayarak. Ama en çok kendi hayatını mahvediyorsun tabii. Gerçek kimliğini gerçekleştirdikçe kendi hızına hakim olamıyorsun, tam anlamıyla varolmak istiyorsun hayatta ama kendi kazdığın kuyuya kendin düşüyorsun. Çünkü sen evlenerek, çoluk-çocuğa karışarak, torun-torba sahibi olarak erkekliğini ispat ettiğini zannediyorsun ama gerçek kimliğinden vazgeçemiyorsun doğala olarak. Kilitliyorsun kendini heteroseksist çevrene. Yaşayacağın çember de belli. Ne kadar özgür bir şekilde veya gizli-saklı kendini gerçekleştirebilirsin? Bir gün kendini erkek olarak gösterdiğin çevren gerçekleri öğrenecek, senin kim olduğunu görecek. Zaten hiç mi şüphelenmeyecekler?

Eşcinsel ve transseksüellere karşı bazı aileler seslerini çıkarmıyor, bazı aileler de darbeyi indirecekleri günü bekliyorlar. Eşcinselelr ve transseksüeller, çocuklarınıza açıklayabilecek misiniz cinsel yönelim veya cinsiyet kimliklerinizi? Öğrenirlerse intihar ederim diyenler de var, bugüne kadar öğrenmedilerse öğrenmezler veya seslerini çıkarmadılarsa çıkarmazlar rahatlığıyla hareket edenler de var. Ben eşcinsellerin, transseksüellerin her şeye rağmen her zaman yanındayım ama iki yüzlülüğün açıklamasını yapamam çevreye karşı. Ben olsam da yıllarca beni erkek bilen çocuklarımı, özellikle oğullarımı ikna edemeyebilirim cinsel yönelimim konusunda eğer onlara cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği eşitliğini anlatmadıysam, öğretmediysem. Bir kere yıllarca sürdürdüğüm yalanın arkasında durmaya yüzüm olabilir mi?

Peki sonuç ne; hüsran. Aile içi şiddet, çevresel dışlanma ve toplumsal ayrımcılık. Çünkü onların gözünde erkektin ve eşcinsel veya transseksüel olarak yıllarca onları aldattın. Seni pat diye kabul edemeyebildikleri gibi tepkileri de sert olabilir. Ama açık bir eşcinsel veya transseksüel ya dışlanmıştır veya olduğu gibi öteki olarak kabul edilmiştir. Onların daha fazla dışlanması söz konusu olamaz. Onların hesap verecekleri aileleri, çevreler ve toplum olamaz. Zaten iki yüzlü olmadıkları için açıklanacak bir şeyleri de yoktur, açıklayacakları veya hesap verecekleri kişiler de yoktur. Çünkü onlar açık oldukları için hesaplarını en baştan ödemişlerdir ve yaşadıkları ayrıımcılıklardan dolayı borçlu değil alacaklıdırlar.

LGBTİ'lerin kabul edilmemesi, onlara iki yüzlü olarak başkalarının hayatlarını karartma hakkı vermez. Birilerini aldatarak sahtekarca varolacağına dışlanarak dürüst bir şekilde varol. Eğer insansan zaten duyarlısındır ve yaşadığın acılara rağmen başkalarına acı vermezsin. Toplum beni olduğum gibi kabul etmiyor diye başkalarını mutsuz etmeye hakları olamaz LGBTİ'lerin. Yoksa bu acizliğe veya acımasızlığa girer ve heteroseksizmin gaddarlığından hiçbir farkı yoktur. LGBTİ'lerin yapılarına ters olan evlilikleri mecburiyetten gerçekleştirdikleri iddia edilse de, bu yüzden kaç kişinin hayatının mahvolduğunu tahmin edebiliyor musunuz? Özellikle eşcinsel anne-babaları; çocuğumuzu evlendirirsek düzelir diye heteroseksüel evlilik yaptırarak kaç kadının hayatını sevgisizliğe, aşksızlığa mahkum ettiğinizin farkında mısınız?

Eşcinsel veya trans kadınların, evlendikleri kadınlara yetebileceklerine inanarak evlilik yapmalarıysa, izah edilemez bir saygısızlıktır. Senin aklın kendi cinsindeyken, nasıl yetebileceksin ki? Kadın ne yapsın senin gibi ruhsuz bir vibratörü?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder