24 Ağustos 2014 Pazar

Dikkat dikkat, bir transseksüel daha intihar etmek zorunda kaldı!


Bugün sosyal paylaşım sitelerinden birinde LGBTİ'ler tarafından paylaşılan trans aktivist Figen'in intihar ettiğine dair haberler vardı. Evet sadece haber vardı; onun dışında bir eylemimiz var mıydı? Herkes rutin bir şekilde gününü tamamladı. Bırakın heteroseksist dünyayı LGBTİ'lerin bile umrunda olmadı. Bugün LGBTİ'lerin ayrımcılığa maruz kalmalarına ve cinayete kurban gitmelerine sadece seyirci kalan bir konuşmaya şahit oldum. "Onlar da toplum düzenini bozacak şekilde açık olmamalılar". İşte bu cümle bütün dünyanın eşcinsellere, transseksüellere ortak bakış açısının bir ifadesiydi. Bu ne demektir, LGBTİ'lerin kendileri olarak yaşama hakları yoktur. Ancak heteroseksist dünyayı rahatsız etmeyecek şekilde nefes alabilirler. Sınırlarını aşarlarsa, her türlü ayrımcılığı ve nefret saldırısını hak ederler.

Yaşama hakları ellerinden alınan LGBTİ'lerin hepsi bu bitkisel hayata katlanabilirler mi, ne kadar katlanabilirler? Hep diken üstünde bir yaşam, hep sevgisiz ve nefret oklarına hedef olmuş bir yaşam, çalışma hakkı yok, sosyalleşme hakkı yok, toplumsallaşma hakkı yok... Homofobi ve transfobiye rağmen yaşayabiliyorsak, gerçekten bu büyük bir başarıdır. Çünkü LGBTİ'lere arka çıkan ne aile var, ne devlet var, ne de herhangi bir birim var. Ölen LGBTİ'ler hiç kimsenin umrunda değil. Mesela son günlerde herkes ALS hastalığına dikkat çekmek için kafasına buzlu kovayı geçiriyor. Oysa cinsel yönelim farklılığı ve trans cinsiyet kimliği bir hastalık değil; sağlıklı insanların heteroseksizm tarafından yaşama haklarının ellerinden alınmasıdır. Neden buna dikkat çekmeye çalışmıyor peki insanlar? LGBTİ'ler bile ALS hastalığına dikkat çekmek için buzlu su ile titretiyorlar kendilerini ama kendi cinsel kimliklerine duyarsız kalıyorlar.

Kaos GL'nin sitesine bakıyorum ve denize atlayarak intihar eden Figen'in fotoğrafıyla karşılaşıyorum. Bakışlarında onun için hayatın anlamsızlığını, boş oluşunu görüyorum. Gerçekten bir insan kendisine değer verilmeyen bir dünyada hayata umutla, yaşama sevinciyle, anlamlı gözlerle bakabilir mi? Siz hiç bütün dünyanın, sırf cinsel yönelim veya cinsiyet kimliğinizden dolayı sizi sevmemesi durumuyla karşılaştınız mı, sizi en ötekisi ilan edip nefretine hedef oldunuz mu? Figen durduk yerde intihar etmedi. Toplum baskısı ve devletin onu korumaması yüzünden intihar etti. Yani ölüme itildi, intihara itildi. Bu bir intihar mıdır, gizli silahla, nefret silahıyla işlenmiş bir cinayet midir? Bu cinayetin sorumlularını dile getirmek istemiyorum artık tek tek. Herkes sorumlu, insan olamamış insanlık sorumlu. Her kesim kendine dokunan, kendisiyle alakalı birisi öldüğü veya öldürüldüğü zaman bütün dünyayı, en azından kendi çevresini ayağa kaldırıyor. Peki ya translar veya eşcinseller öldüğünde veya öldürüldüğünde...? Translar veya eşcinseller kimin insanı söyler misiniz bana? Kimin çocuğu, kimin vatandaşı..? Pardon unutmuşum, Lut Kavmi'nin lanet olası cehennemlik günahkarlarıydı değil mi? Günahkar olanın da insanca yaşama hakkı mı olurdu değil mi?

Gerçekten samimi olarak kaç kişi LGBTİ'lerin insanca yaşama hakkı olduğuna inanıyor? Kaç kişinin beyni heteroseksizmin cinsiyetçiliğine formatlanmamış durumda? Sözde insanlıktan bahsetmiyorum, samimi bir insanlıktan bahsediyorum? Hanginiz Figen'in annesi, babası, kardeşi veya çocuğu olmak isterdiniz? Ben cevap vereyim; Hiçbiriniz. İşte Figen bu yalnızlaştırılmaya tahammül edemediği için gitti. Size bir şey söyleyeyim mi? LGBTİ'er bile kendi kendilerini; eşcinselleri, transseksüelleri anlamak istemediğine göre, eşcinsel veya transseksüel olmayanlar tam anlamıyla bizleri anlayamaz. İstisnalar kaideyi bozmaz tabi. Eğer gerçekten eşcinselleri, transseksüelleri anladığınızı iddia ediyorsanız, alın elinize buz dolu bir kovayı başınıza geçirin ve dikkat çekin nefrete kurban edilen çocuklarınıza. Daha önceki yazılarımda hep dile getirdim, tekrar dile getiriyorum; her eşcinsel veya trans intiharı toplum tarafından işlenen bir nefret cinayetidir. Ayrımcılığa sessiz kalmak, eşcinsel ve transları öldüren bir nefret silahıdır.

Ey sanatçılar... Bir türkü de transseksüeller için yakar mısınız, bir şarkı da eşcinseller için besteler misiniz, bir anıt da LGBTİ'ler için diker misiniz, boyar mısınız gökkuşağının renkleriyle tuallerinizi, dans eder misiniz Figen'in ruhu için, sadece karükatür olmadığımızı anlatır mısınız sahnelerinizde..? Dokunsun tüm yüreklere de insan olduğumuz hatırlansın.

2 yorum:

  1. herkese kolay geliyor herhalde intihar etmek. sıkıyorsa denesinler kolaymıymış. bir insan intihar ettiyse onun çektiği acının dayanılmaz olduğunu hesaba katsınlar. bir çok transeksüel iş verilse seks işçiliği tercih etmez. adam hem mecbur bırakıyor seks işçiliği yapmaya hem de o insanlar bayıla bayıla yapıyormuş gibi cinsi sapık gözüyle bakıyor. sanki eşcinsellerin hayatı pipileri etrafında dönüyor.

    YanıtlaSil