29 Ağustos 2014 Cuma

Aslolan gerçekten eşcinsellik mi?


Tecrübelerim eşcinselliği sorgulamama sebep oluyor. Bir erkek düşünün. Bir eşcinselle tanışıncaya kadar aklından eşcinsellik, eşcinsel ilişki geçmediğini söylüyor. Balıklama da atlamıyor ilişkiye. Atlayan da olmuyor değil. Aradan aylar-yıllar geçiyor ve eşcinsel ilişkiyi yaşıyor, hem de kendi isteğiyle. Devamı da geliyor rutin bir sürece bağlanmasa da. Her ilişkisi sevişme babında öncekinden daha iyi oluyor. Kendine sorsan eşcinsel değil. Bana sorarsanız, insan istemese kendi cinsiyle beraber olabilir mi? Tabi erkeklerin cinsel ihtiyacını gidermek için aktif olarak her türlü ilişkisi, heteroseksüel yaşamını etkilemediği sürece erkekliğine verilir ama... O zaman erkeklik denilen şey her türlü ilişkiye açık bir kimlik mi oluyor? O zaman eşcinsellik de var demektir her erkeğin içinde. Yani her erkek eşcinseldir de. Olmadığını iddia edenler dini veya toplumsal nedenlerle kendini tutan bastırılmış eşcinseller mi oluyor? Hani heteroseksist toplum eşcinselliğe özenilip, eşcinselliğin yaygınlaşmasından korkuyor ya, bu korku yersiz değil ama eşcinsellik sonradan olunan bir şey olduğu için değil, her erkeğin eşcinsel olup da eşcinselliğini keşfetmesi veya eşcinselliğinin çeşitli sebeplerle ortaya çıkmasından dolayı. Yani doğada eşcinsellik var diyoruz ya, doğanın canlılarının bazılarında değil de tüm canlılarında var ama insan türünde çevresel faktörler ya bastırılmasına sebep oluyor ya da kişinin özgürlük yapısına veya özgüvenine göre ortaya çıkıyor. O zaman bilindik cümlemi tekrar edeyim; aslolan eşcinselliktir; çünkü bilinçli eşcinsel karşı cinsle asla beraberlik yaşama ihtiyacı hissetmez ama her erkek ortam uygun olunca kendi cinsiyle ilişki yaşamaktan kendini alıkoyamaz. Asla diyen erkekler aslında yalan söylüyorlar. Çünkü ben o "asla"ları da çok gördüm...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder