5 Haziran 2014 Perşembe

Yetişkin de olsa dağa çıkmanın hür iradesi olmaz

Çocukların dağa kaçırılmasıyla ilgili okuduğum bir haber dolayısıyla (kaçırılan çocuklardan üçü dönmüş) son kez bu konuyla ilgili düşüncelerimi paylaşmak istiyorum. Şimdi, dağa çocuklarının kaçırıldığını ve çocuklarını isteyen aileler var, bir de çocukların dağa kendi iradeleriyle çıktığını savunan ve bu konuyla ilgili haberlerin provokasyon olduğunu savunan bir kesim var. Tamam bu bir provokasyon olsun. Gerçekten PKK hep kendi rızasıyla ve 18 yaş üzerinde kendi rızasıyla çıkanlardan mı oluşuyor? Hadi 18 yaşını doldurmuş da olsunlar; 18 yaşında bir çocuğun daha çıkıp savaşa girmesinin savunulacak bir tarafı olabilir mi? Bu durumu savunanlar ve çocukları neden dağda değiller? Yoksa biz beyin takımıyız, beden takımı mecburen dağa çıkacak, diye mi düşünülüyor. Konumuz barışın nasıl geleceği değil; barış için bazı insanlara haksızlık yapıldığı ve bu haksızlığın üzerinin kapatılmaya çalışılması. Savaşın suçluları vardır, barış için çözüm yolları da vardır ama bunun için hangi amaçla olursa olsun birileri kullanılmamalıdır. Tabi şöyle bir düşünce de hakim sanırım; barış için can kaybı mübahtır. İşte ben buna öldürseler katılmam. Savaşla barış gelmez, gelse bile gelmez olsun. Ben hiçbir annenin barış için çocuğunu dağa çıkmasına razı olduğuna inanmıyorum. Ayrıca dediğim gibi barış adına ölüm için dağa çıkmanın, bırakın çocuk olmayı, isterse yetişkin olsun, iradeye bağlanması kadar saçma bir şey olamaz. Militarizmin her türlüsü sakıncalıdır, yanlıştır, olmaması gerekir. Hele bu çağda, bu şekilde barışı ben çok ilkelce buluyorum. Hala sorunların silahla halledilmeye çalışılmasının, hangi taraf adına olursa olsun savunulabilecek bir tarafı yoktur. Hele bir de yanlışa yanlışla cevap vermek mantık dışıdır. Lafı uzatmaya gerek yok. İnsanların, barış gerekçesiyle hür iradesini kullanarak dağa çıkıyor düşüncesi barış felsefesiyle uyuşmuyor. Bu ideolojileirn bahanesidir. Tabi olaya, ben barış için hayatların feda edilmesini normal karşılıyorum diyorsanız, söyleyecek hiçbir şey yok. Özgürlük için de, barış için de, eşitlik için de silaholmaz. Eğer silaha karşı ben aklımı kullanamıyorsam, bende de bir sorun var demektir. Ben de çabalamak yerine kolayı, zorbalığı seçiyorum demektir. Ötekinin de ötekisi olarak ben hala sözle savunuyorsam kendimi, hakkımı sözle arıyorsam, herhalde bana korkak veya halinden memnun diyemezsiniz. Yanlış bulduğum şeylerden en başta geleni, savaş karşıtlarının falan, içselleştirdikleri düşünceler doğrultusunda bir şeyler kendi kafa yapılarına ters gelince, haksızlıklara, ihlallere sessiz kalmaları. Şu kadarını söyleyeyim; dağa zorla çocuk veya yetişkin çıkarıldığına karşı çıkanlar, aslında barışı değil çatışmayı destekliyorlardır. Çünkü dağa zorla kimsenin çıkarılmadığını savunanlar demiyor ki, bu yanlış bir şeydir. Tam aksine hür iradeden bahsediyorlar. Özgürlük için de olsa, barış için de olsa dağa çıkmanın hür iradesi olamaz. Bu yanlıştır. Bunun doğru olduğunu savunanların barışçıllığına inanmam ben.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder