30 Haziran 2014 Pazartesi

Oruç tutmanın amacı ne ki?


Halk hep merak eder; orucu neler bozar; sakız çiğnemek, diş fırçalamak, kan vermek, iğne yaptırmak... İlk etapta aklıma bunlar geldi. Ve son olarak "taharet orucu bozar mı?" sorusu gündemde. Sanki birileri oruç üzerinden fantezi yapıyor gibi.

Orucun amacı ne; kısaca nefsine hakim olmak değil mi? Açlığına dayanacaksın, zevk aldığın şeylere karşı iradeni güçlü tutacaksın... Ama genellikle  açlık üzerinden anlamlandırılıyor oruç. O yüzden de genellikle vücuda madde girmemesi için çaba sarf ediliyor oruçlu olduğun süre boyunca. Ama insan sormadan edemiyor. Amaç açlıkla irademizi sınamaksa, vücudumuza mecburiyetten giren ve metabolizmaya hiçbir etkisi olmayan bu madde girişleri üzerinden niye oruç tartışması yapılır ki?

Bana sanki orucu güncel tutmanın yolları gibi geliyor bu tür polemikler. Eğer niyet varsa nefsine hakim olmak konusunda, bu tür söylemler bana çok lüzumsuzca geliyor. Oruç süresi boyunca açlığına dayanabiliyor musun, iradene sahip çıkabiliyor musun; tamamdır. Küçücük ayrıntılarla insan karnını doyurmayacağına göre, insanları şüphe altında bırakmamak gerekiyor "orucum acaba bozuldu mu?" diye. Mesela oruçlu olup da yiyip içersen orucun bozulmazmış. Ben bir kaç defa oruç tutmayı denedim ama hep unuttum oruçlu olduğumu. Amaç, oruçluyken aç kalmaksa, unutup yiyince de oruç bozulur o zaman

Orucun bir de cinsiyetçi tarafı var. Yemeği kadınlar yapar ya evlerde genellikle... Yemeğin tuzuna bakabilirmiş yemek yapan kişi. O zaman bozulmazmış oruç. Ne demek istediğimi anlamışsınızdır sanırım.

Ben oruç taraftarı değilim. Çünkü bünyem buna uygun değil. Çünkü fazla yemek yediğim zaman ağır geliyor; az ve sık sık yediğim için de açlığıma dayanamıyorum, bayılacak gibi oluyorum. Çünkü tansiyonum hep düşük seviyede seyrediyor.

Bir de dünyanın nimetlerinden mümkün mertebede faydalanmamın hiç kimseye zararı yoksa, ben niye açlıkla irademi sınayayım ki? Ayrıca açlıkla sınanan iradenin öfkeye falan faydası olmadığı gibi daha ters etki yapıyor sabrı tükettiği için.

Eğer acın halinden anlamak için oruç tutuluyorsa, ben buna da ihtiyaç hissetmiyorum. Çünkü ben yemeğimi paylaşmayı bırakın, eğer birinin ihtiyacı çoksa hepsini bile verebilirim yemeğimin. Sadece insanlar için geçerli değil bu uygulamam, hayvanlar için de geçerli. Yediğim bütün yiyeceklerimi kedilerimle paylaşırım. "O, kedi, kediliğini bilsin" diye düşünmem. O yüzden kedilerim evi kendilerinin zannediyor ve evdeki yiyecekler konusunda da sınırsız hakları var. Yani bana danışmazlar bile yemek için.

Oruçluya saygı meselesine gelirsek... Neden sadece dini ritüelleri yerine getirenlere karşı hassas olunması bekleniyor? Oruç bir zorunluluk değil ki. Normal hayatın içinde dini bir görev ise, her şeye rağmen oruç tutmak ve oruca dayanabilmek gerçek oruçluluk halidir. Her şeyi oruçluya göre ayarlarsan, o zaman oruç tutmak anlamını yitirir. Yani oruçluya konfor sağlamak, bence orucun yapısına aykırı. Kalori harcatmaz ve de nefsini tahrik edecek unsurları yok edersen, bu bence dini statüye girer oruç tutana kolaylık sağladığı için.

Ramazan'da sigara içene dayak atarsan, lokantaları kapatırsan, hatta sokaktaki susayan içsin diye koyulan su dolaplarına su koymazsan, etek giyenlere sözlü saldırıda bulunursan... oruç tutmanın bir anlamı olabilir mi? Nerde kaldı nefse hakimiyet, nerde kaldı irade. Sadece dindaşlara karşı mıdır sabır ve irade?

Bugün haberlerin birinde Sertab Erener'e hayranları tepki göstermiş yemek keyfini sosyal medyada paylaştığı için. Peki oruç tutanlar aynı saygıyı ve hassasiyeti tutmayanlara karşı gösteriyor mu? Dinde zorunluluk yoksa, o zaman iradeni ve nefsini herkese, her şeye karşı güçlü tutacaksın orucun amacına uygun olarak.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder