24 Haziran 2014 Salı

Aşkın "eve gel" 138 çarpan kuvveti onursuzluktur

Birisi bu kadını durdursun!

İnsan kendisini sevmeyen, istemeyen kişiyle beraber olmak konusunda niye ısrarcı olur ki? Seni sevmeyen insan sana mahkum olsa neye yarar? Bu ayrıca onursuzluk değil mi? Bencillik değil mi hiç kimseye faydası olmayan, hatta her iki tarafa zararı olan? Seni sevmeyene kendini zorla sevdirmeye çalışmak aşk mı oluyor? Olmaz olsun böyle aşk o zaman. "Git doktora tedavi ol" derim ben böyle kişilere. Seni sevmeyeni sevmek suç bile sayılmalı. Ne hakkın var ki birilerini sevginle, aşk denilen takıntılı hastalıkla rahatsız etmeye. Git seni seveni sev. Sevilecek bir insan olduğun konusunda kendine güveniyorsan, karşındakinin seni sevmesini bekle sabırla. Yoksa bu zorbalıktır, yani bir kişiye zorla kendini sevdirmeye çalışmak zorbalıktır. Kibar ol, nazik ol, saygılı ol ve bekle. Belki karşındaki kişi senin sabrını sınıyor, karakterini sınıyor. Oysa sen acele davranarak tüm defolarını ortaya döküyorsun, sonra da zorla kendini sevdirmeye çalışıyorsun.

Gerçekten bir kişi benim isteklerime, hayır dememe saygı göstermiyorsa, o kişi dünyanın en mükemmel insanı da olsa benim gözümde sıfırdır. Nezaket, nezaket, nezaket. Saygı, saygı, saygı. Sabır, sabır, sabır. Birini sevebilmem için bunlar olmadıktan sonra hiçbir şeyin önemi olamaz benim için. O kişiyi beğenmekten dolayı ölsem bile sırtımı döner, çeker giderim. Çünkü ben sevdiğim kişiye karşı kendimi güvenli hissetmeliyim. Şüpheyle sevgi yan yana olamaz. Bir kişiden şüphelenmemem için de saygılı, nazik ve sabırlı olması şarttır.

Antalya'da bir kadın kendisinden boşanmak isteyen kocasını, kendisi boşanmak istemediği için telefonla üst üste 138 kez "eve gel" diye aramış. Adam da kendini polise şikayet etmiş, "bu kadını durdurmazsanız öldüreceğim" diye. Öldürmek isteyen kişi zaten ihbar yoluna başvurmaz. Adamın amacı belki de boşanmak istemeyen karısına karşı nefes alabilmek. Hep erkekler karar verir diye düşünürüz ya ayrılığa veya beraberliğe. Demek ki kadınlar da erkeklerin yaptığını yapıp, erkeklerin sınırlarını zorlayabiliyorlar. Tabi kadınların zorlamaları, erkeklerin zorlamalarının yanında solda sıfır kalır ayrı mesele.

Benim sevmediğim bir kişi, beni 138 kez ikna etmeye çalışacak... Herhalde onur denilen bir şey vardır değil mi? Yani onursuz olunca aşk, aşk olsa ne olur, dünyanın en mükemmel ilişkisi olsa ne olur. Burada onursuzluk dediğim şey de, zorla güzelliğin olmayacağı.

Düşünüyorum da, bugüne kadar ben niye hiç ciddi aşk yaşamadım diye; sanırım aşkları, sevgileri oluruna bırktığımdan, özgür bıraktığımdan, anlık yaşadığımdan, özgürlüğüme çok düşkün olduğumdan, bu konuda aşka-sevgiye bile taviz vermediğimden olsa gerek. Çünkü zorla elde tutulan aşk yoktur ki zaten. Sen kendini kandırıyorsundur. Bütün duvarları açık bıraktığın halde gitmiyorsa, o zaman aşk vardır. Hele gitmiş bir adamı 138 kere eve çağırmakla aşk olur mu? Bu dilencilikten başka bir şey değil veya inattır. İnadın da kime faydası olur ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder