25 Mayıs 2014 Pazar

Eşcinsellik normal karşılanmadığı sürece, erkekler G noktalarını keşfedemez

Geçenlerde erkeklerin G noktalarıyla ilgili bir yazı okudum. Yani zevke ve orgazma daha duyarlı olan noktalar sadece kadınlarda değil erkeklerde de var. Yazıda penis başı, alt dudağının dış kenarı, boynunun ön tarafı, göğüs uçları, ayak bilekleri, yumurtalıkların birleştiği çizgi, prostat noktası, perine ve frenulum olmak üzere 9 noktadan bahsediyor.

Bana kalırsa vücudun her noktası G noktası olabilir, G noktası haline getirilebilir. Beyin nasıl kumanda ederse, vücut da ona göre hareket eder çünkü. Öğrenilmişlikler, şartlanmışlıklar bazı noktaları daha duyarlı hale getiriyor, bazı noktalarıysa köreltiyor. Erkekliğin koruması gereken bölgeler dışındaki bölgeler gönül rahatlığıyla zevke hizmet ettirilebiliyor ama erkekliğin koruması gereken bölgelerine dokunulamıyor. Çünkü o zaman eşcinsel zannedilebilir, kadınlaşmaktan korkulabilir.

Cinsel G noktası olarak penis başı, frenulum denilen penisin alt tarafı ve yumurtalıkları bir tarafa bırakırsak (çünkü o bölgeler erkekliğin güç bölgesi olduğu için kullanılmasının bir sakıncası olamaz), perine denilen yumurtalıklar ile anüs arasındaki bölge erkeğin zevke duyarlı en hassas noktalarından biridir. Hatta erkeklerde G noktası denildiği zaman ilk orası akla gelir. Çünkü penis köküyle anal bölgenin birleştiği noktadır. Konunun uzmanı değilim ama erkek bedenine sahip bir eşcinsel ve de erkek erkeğe cinselliği sağlam bir veri oluşturacak kadar deneyimlemiş biri olarak görünürdeki G noktası bu bölge, testislerle makatın arasında kalan bölgedir. Hatta erkekleri oradan orgazma bile ulaştırabilirsiniz.

Ama gerçek G noktası görünmeyen prostat noktasıdır. Ama prostat noktasına ulaşmak anal giriş gerektirdiği için bir çok erkek bu zevkten mahrum kalmaya mahkumdur. Bu nokta, yani prostat noktası tecrübeyle sabit bir G noktasıdır. Görünürde bir erkeğin anal ilişkiyle orgazm olması doğanın kurallarına ters gibi gelebilir ama değil. Milyonlarca eşcinsel yanılıyor olamaz değil mi? Anal zevk sadece o bölgedeki zevke duyarlı sinir uçlarıyla sınırlı değildir. Bazı erkeklerin rektal tuşe denilen prostat muayenesinde kendilerini kötü hissettiren de bu boşalma duygusudur; yoksa eşcinsel miyim?

Oysa eşcinselliği sadece bedensel zevkle açıklayamayız. Eşcinsellik beyinsel bir şeydir de. Beyinsel olarak kendi cinsini arzulamaktır. Yoksa kendi kendine de, karşı cinsle de eşcinsel bir erkek orgazma ulaşabilir. Ama heteroseksüel bedensel bir zevk ne bir eşcinseli eşcinsellikten kurtarabilir, ne de bir heteroseksüeli pat diye eşcinsel yapar. Çünkü bir erkeğin eşcinselliğini keşfedebilmesi, eşcinselliğiyle barışabilmesi, homofobisini yenebilmesi için heteroseksizm denilen cinsiyetçilik engelini aşması gerekir. Herkes o engeli aşamayacağına göre de ne eşcinseller cinsel yönelimleriyle tam olarak barışacaklardır, ne de heteroseksüel ve heteroseksüel geçinenler cinselliklerini yaşasalar da G noktalarıyla barışacaklardır.

Erkeklerin G noktalarını keşfetmeleri eşcinselliğin normal karşılanmasıyla mümkün olacaktır. Bunun başka da bir seçeneği yoktur. Heteroseksist olmasını bırakın, eşcinselliği normal karşılayan bir heteroseksüel bile vücudunu cinsel olarak tam teşekküllü kullanamaz. Erkek egemen bir dünyada erkeklikten ödün vermek o kadar kolay değildir. Sonuçta güç güçtür ve erkeklik de en büyük güç konumundadır erkek egemen dünyada.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder