25 Mayıs 2014 Pazar

Kadınlığımdan şüphem yok ama penisimden de rahatsız değilim

Ruhum çift cinsiyetliyse, bedenimin bu duruma uygun olmasından doğal ne olabilir ki

Ben çift cinsiyetli olsaydım... Bu cümleyi kurmak bile o kadar saçma geliyor ki bana... Çünkü ben zaten çift cinsiyetliyim veya cinsiyetsizim... Çünkü ben kendimi ne erkek, ne de kadın gibi hissediyorum. Tamam, biyolojik olarak erkeğim ama bu benim kendimi ne hissettiğimin belirleyicisi değil ki; biyolojime göre değil, beynimin bana hissettirdiğine göre yaşıyorum çünkü. O yüzden hiç anlayamadım ya transseksüelliği, bedensel geçiş ameliyatlarını. Çünkü benim ne olduğumu ve nasıl yaşamam gerektiğini bedenim belirlemediği gibi, bedenimi de toplumsal cinsiyete uydurmam da çok anlamsız. Benim bedenim her halükarda benim ihtiyaçlarımı karşılıyor mu, tatmini mi sağlıyor mu; EVET. Demek ki bunda ters olan bir şey yok. Bu durum da doğanın bir parçası...

Anomoliyse anomoli, yanlışsa yanlış ama bana ters ve eksik gelen bir şey yok. Herkes kendini nasıl normal karşılıyorsa, ben de kendimi öyle normal karşılıyorum, çünkü normal karşılamamam için hiçbir sebep yok. Çünkü benim başkalarına göre, başkalarının doğrularına göre yaşama mecburiyetim olmadığı gibi, başkalarının doğrularına göre de yaşayamam zaten. Bir insanın başkalarının doğrularına göre yaşaması, kendinden vazgeçmesi demektir, yaşamaması demektir, yaşarken ölmesi demektir. Ruhsuz bir şekilde yaşamaktansa, bedensel olarak ölmeyi tercih ederim. Yaşamak istediğime göre de, kendi doğrularıma göre yaşamaktan başka hiçbir seçeneğim yok.

Evet, ben kendimi her halimle kabul ediyorum, başkalarının da ne düşündüğü hiç umrumda değil. Beni olduğum gibi kabul etmeyenler de ya gözlerini kapar, YA DA BU ÜLKEDEN ÇEKER GİDER!!! Çok yaygın ya şu günlerde bu tarz diktatörce sözler, o yüzden nezaket kurallarını zorladım biraz; pardon! Çünkü benim doğduğum topraklarda kendim gibi yaşama hakkım var. Öyle heteroseksizm gibi uyduruk cinsiyetçi kimliklere de papuç bırakmaya hiç niyetim yok. Yani kısaca ben çift cinsiyetli veya cinsiyetsiz bir şekilde ve de bedenimi toplumsal cinsiyete uydurmadan istediğim gibi açık bir şekilde, özgür bir şekilde yaşama hakkına sahibim. Heteroseksist değerler zerre kadar umrumda değil.

İşte transseksüellerin bedensel kimliklerine uyumsuzluklarının açıklaması olan "bizi anlayamazsınız" sözünü bu yüzden heteroseksistçe buluyorum. İnsanların bedenlerini istedikleri şekilde kestirmeye, biçtirmeye hakları olabilir ama bunun doğanın cinsiyet kimlikleriyle alakası olamaz. Doğa insanları yanlış yaratmaz. Heteroseksizme uymuyorsa bazı durumlar, yanlış olan doğa ve yarattıkları değil, heteroseksizme şartlanmış beyinlerdir. Cinsiyet kimliğini belirleyen de penis veya vajina değildir ve bunları ters yüz ederek kadın veya erkek olunmaz. Ancak toplumsal cinsiyet gerekliliklerini yerine getirmiş olabilirsin bu şekilde. Bu da cinsiyetçiliği pekiştirmekten başka hiçbir işe yaramaz.

Transseksüeller belki ameliyatlarla mutlu oluyorlar veya mutlu olduklarını sanıyorlar ama bu onların kendilerini heteroseksizme kabul ettirme çabasından, hatta gönüllü hadım olmaktan başka bir şey değil. Belki onlar da haklılar kendilerince şu açıdan; kendim olmak ve kendim gibi yaşamak için niye koskoca heteroseksist bir dünyayı karşıma alayım! Belki de kilit nokta burası; kendin olmak veya olmamak. Bedensel anlamda transseksüellik kendin olmak mıdır, heteroseksist bir şekilde varolabilmek için kendinden vazgeçmek midir?

Belki yanlıştır ama şunu da düşünüyorum. Eşcinsellikle transseksüellik çok da ayrı şeyler değil. Dediğim gibi ben de içimde her iki cinsiyeti barındırıyorum ama kendimi belli bir bedensel cinsiyette tanımlama ihtiyacı hissetmiyorum. Acaba kendisiyle barışık olan ve bedenlerinden memnun olanlar eşcinsel, memnun olmayanlar transseksüel mi oluyorlar? Veya bazılarının kadınlığı veya erkekliği daha mı ağır basıyor? Eşcinseller tam ortada mı kalıyorlar?... Her ne olursa olsun, artık gelişmiş toplumlarda transseksüeller cinsiyet kimlikleri için bedensel değişime ihtiyaç hissetmiyorlarsa, heteroseksizmin baskın olduğu toplumlarda da, cinsiyetçiliği yıkmak adına bile bedenlerinden vazgeçmemelidirler. Çünkü cinsiyetçiliğin en mağduru onlar...

Bu konuya değinmeme sebep olan aslında hermafrodit denilen çift cinsiyetlilik, bir insanda hem kadın- hem de erkek cinsel organının bulunma hali. Eğer ben ruhum gibi bedensel olarak da çift cinsiyetli olsaydım, inanın rahatsız olup ameliyat olmayı bir taraf bırakın, kendimi şanslı bile hissedebilirdim. Bu şanslılığın açıklamasını yapmayayım ama gerçekten bir eşcinsel olarak çift cinsiyetli olmak bir şans değil mi sizce de? Tabi heteroseksist bir dünyada şans değil ötekileştirilme sebebi ama benim heteroseksist dünyaya göre yaşamadığımı düşünürsek, evet benim için bir şans. Belki şu anda böyle bir şeyin olmasını istemeyebilirm ama hermafrodit olsaydım, inanın kendimi şanslı hissederdim ve bedensel olarak değişiklik ihtiyacını asla ve asla hissetmezdim. Çünkü ben hem düşünceme saygı duyuyorum, hem de doğanın bana bahşettiği bedene. O yüzden vücuduma estetik operasyonu bırakın küçük bir çizik oluşmasından bile rahatsızlık duyuyorum. Hele o dövme yaptıranlar falan... Belki bağnazlık olarak göreceksiniz ama ben bu durumları beyinsel özgürlüğe kavuşamamış insanların dışavurumsal bir tatmini olarak görüyorum.

Her neyse konuyu saptırmayalım. Çift cinsiyetli bir kardeşimizin hikayesini okudum gazetede. Ailesi vajinasını kapattırıp erkek olması için Altı kez ameliyat yaptırıyor ve sekiz ameliyat daha geçirmesi gerekiyor bedensel olarak kadınlığından kurtulması için ama idrar yolları bu ameliyatlar yüzünden hasar gördüğü için reddediyor bu ameliyatları. Psikolojik çöküntüye uğruyor. Çünkü ailesi tarafından kabul edilmiyor, sokakta insanlar tarafından parmakla gösterilip alay ediliyor...

Artık babası kabul etmiş çocuğunun çift cinsiyetliliğini. Üç ameliyattan sonra çok istediği bedensel olarak kadınlığına tekrar kavuşuyor. Doktorlar "senden çok güzel kadın olur" diyorlar ama o kadınlığından şüphe etmemesine rağmen penisinden de rahatsız değil. Heteroseksizmin onu çift cinsiyetli olduğu için ne zor durumda bıraktığını anlamamız adına kendi sözlerini aynen aktarıyorum:

"Çift cinsiyetin ne olduğunu devlet okullarda öğretsin, Diyanet camilerde vaaz verdirsin. Devlet benim gibiler için Özgürlük Yasası çıkarsın. Aşağılayanlara ağır cezalar versin. Devlet bana yüzde 61 engelli rapor verdi. Engelli kontenjanından çalışamam ki. Taciz ederler, çok üzerler beni. Öldüğümde beni kadınlar mı yoksa erkekler mi yıkayacak? Umreye gitmek istiyorum ama kadın sayılıp başımı mı örteceğim, yoksa erkek gibi başım açık mı olacak?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder