7 Nisan 2014 Pazartesi

LGBTİ'lere isimlerini seçebilme hakkı verilmeli

LGBTİ'lere isimlerini seçebilme hakkı verilmeli. Biliyorum böyle bir talebi dile getirmem, benim LGBTİ'lerin şekilciliğine karşı çıkmamla ters düşüyor, çelişiyor ama kısa vadede LGBTİ'leri şu anki süreçte, heteroseksizmin olmadığı bir boyutta düşündüremiyorsak, mutlulukları için kültürün modern tarafında yer alan ve almalarını sağlayan isteklerine saygı duyacağız. Çünkü şu anda cinsiyetçi koşullarda yaşanıyorsa ve çoğu LGBTİ'de heteroseksizm karşıtı bir mücadele şevki de bulunmuyorsa, "Dayatmacı heteroseksist koşullara göre yaşayamazsınız" da diyemeyiz değil mi kimseye? Hayatın öyle veya böyle bir şekilde yaşanması gerekiyor sonuçta.

Aileler, içinde yaşanılan kültürün gerektirdiği doğrultuda beklenti içinde olurlar ve hayatlarını da o doğrultuda yönlendirirler. Mesela erkek egemen bir süreçte yaşadığımız için, ailelerin çocukları konusunda cinsiyet beklentisi hala öncelikli olarak erkektir. Ve erkek çocuklara da hep erkekliğin altını kalın kalın çizen maskülen isimler verilir. Fatih, Zafer, Savaş, Boğaçhan veya çok yaygın olarak kullanılan büyüklerimizin isimleri verilir; Hasan, Hüseyin, Ahmet, Mehmet, Ali, Veli, İbrahim, Mahmut... Bir de heteroseksüellerin bile hoşnut olmadığı Abuzettin, Hüsamettin, Şemsettin, Burhanettin, Fahrettin gibi... Daha absürdleri vardır da benim aklıma gelmiyor şu an. Kız çocuklarınaysa hep feminen isimler verilir güllü, dallı. Genellikle Gül ismi ilave edilir ilk ismin sonuna.

Hiç hesaba katılmaz çocukların eşcinsel, transseksüel olabilecekleri. Zaten olmasını hiç istemezler. Eşcinsel doğulduğuna bile inanmazlar ki. Bazı çocuklar sonradan sapmışlardır çevresel faktörler sebebiyle! Bir sapkınlık için de isim anlayışlarını değiştirecek halleri yok ya. Sonuçta isim anlayışları da erkek egemen bir anlayışının uzantısı.

Bu anlayışın, yani heteroseksist anlayışın sıkıntısını kim çeker peki; LGBTİ'ler. O "kalın" isimler ne kadar ağır yüktür tahmin edebilir misiniz özellikle transseksüellerin üzerinde. Siz hiç geleneksel isme sahip olan travesti, transseksüel gördünüz mü? Hepsinin de güncel, popüler isimleri vardır; Demet, Buse, Sude, Sevtap, Petek, Hande...

Eşcinseller de özellikle Boğaçlı, Fetihli isimlerden hazzetmezler. Çünkü onların ince ruhuna ters düşer bu geleneksellik. Her LGBTİ'nin neredeyse ikinci bir ismi olur. Gerçek kimliklerini-isimlerini saklamak için sahte bir isim kullansalar bile, aslında kendi isimlerini, yani doğarken ailelerinin verdikleri isimleri beğenmedikleri için de değişikliğe giderler. Gerçekten de hiç yaratıcılık olmuyor çocuklarımıza verdiğimiz isimlerde. Geleneksel yapımızı isimlere de taşıyoruz. Uzmanlar da uyarıyor aslında aileleri bu konuda; çocuklarına verilen isimlerin ağırlığı ve ileride onları psikolojik olarak sıkıntıya soktuğu konusunda. Ama kim dinler...

Gerçekten de aileler hayallerini çocukları üzerinden gerçekleştirmeye çalışıyorlar. Bu sadece isim konusunda değil, yaşamları konusunda da; "Ben doğurdum-doğurttum, benim istediğim şekilde bir çocuk olacak" diye. Yaşam tarzlarını bir tarafa bırakın, bir de cinsel yönelimleri istedikleri gibi olmayınca kıyamet kopuyor tabi.

Diyebilirsiniz ki "Topluma daha eşcinselliği, transseksüelliği bile kabul ettiremedik, LGBTİ'lerin isimlerini kendilerinin belirleme hak talebi biraz fazla lüks değil mi?" diye. İnsanın hayatını istediği şekilde belirleme, yönlendirme hakkının neresi lüks olabilir ki? Eğer insanlar hayatlarını istedikleri gibi yaşayamıyorlarsa, burada erkek egemen sistemin bir lüksünden, bir keyfiyetinden, bir dayatmasından, bir hak ihlalinden söz edilebilir. Baskılardan dolayı insanların içsel çatışmalar dışarıya yansıyor. Oysa insanlar isimleri dahil hayatlarını nasıl yaşayacaklarını kendileri belirleseler daha huzurlu bir dünya olurdu.

Belki heteroseksist dünyanın geleneksel yapısı ve dayatmasını mizahi bir yolla hazmedebilir ve aşabilirdik ama bunun için kendimizi ve de heteroseksizmin bizi aşağılayan, dışlayan, bizimle dalga geçen ağır dilini, yapısını aşmak, heteroseksist bir dünyada o kadar kolay olmuyor işte. Kimliklerimizle barışsaydık isim sorunumuz olmayabilirdi ama biz LGBTİ'ler de çaba sarf etmediğimiz, haklarımız doğrultusunda yerimizden kıpırdamadığımız için, kimliklerimizle barışmamız da kolay olmuyor.

1 yorum:

  1. halil kadon ben meltem nükhet duru benden bahsederseniz çok sevinirim kendisini çok seviyorum destina sarkısını piyanomda çalıyorum da halil kandok

    YanıtlaSil