8 Nisan 2014 Salı

Kadınlar var... ölürken bile erkekleri savunan

Kadınlar var yanlış erkek seven.
Kadınlar var yanlış erkeği sevdiği halde, sevmeye devam eden.
Kadınlar var yanlış erkeği öldürülünceye kadar seven.
Kadınlar var kimi seçeceğini bilmeyen.
Kadınlar var bir erkeği kendinden bile çok seven.
Kadınlar var yanlış erkeği devlete şikayet etmeyen.
Hatta kadınlar var ölürken bile yanlış erkeği savunan.
Şimdi benim kadınlığı anlamamı nasıl bekleyebilirsiniz.
İnsanın kendisi olmazsa-yaşamazsa, aşkın, sevginin, başkalarının ne önemi olabilir?
Bu kadar mı zayıftır kadınlık, bu kadar mı çaresiz? Yardım bile isteyemeyecek, istemeyecek, yardım kabul etmeyecek kadar.
Kadınlar gerçekten erkeklikten kurtulmanın hiç mi fırsatını bulamazlar, yoksa o fırsatı görmezlikten mi gelirler?
Yoksa erkeklikten kaçış olmadığını, kadınlığın erkekliğin kölesi olduğuna ölesiye mi şartlanmışlardır?
Erkekliği yücelten, kadınların bu halleri de değil midir?
Hatta şu soruyu çok rahat sorabilirim: Dünyada kendisini erkeğine ait hissetmeyen kaç tane heteroseksüel kadın vardır?
İnsan bir kere de kendisi sahip çıkmaz mı kendine?
Bu kadar mı doğayı heteroseksistleştirir erkekler leyhine?
Bu kadar mı dünyanın şekillenmesinde hiç pay sahibi olmak istemez?
İnsan bu kadar mı vazgeçer haklarından, insanca yaşama hakkından?
Değer mi gerçekten aşk için, seks için, sevgi için hayattan vazgeçmeye?
Bir şeyler paylaşılsın ama hayatta hiçbir beklentinin garantisi yok, olmaz da.
Ayrıca kimse de kimseye garanti vermek zorunda değil; Bugün sever, yarın terk eder.
Niye bu durumu göz önünde bulundurmuyoruz ki? Niye birilerine endeksli yaşıyoruz?
Niye önlemimizi almadan yaşıyoruz, niye körü körüne birilerine güveniyoruz, bağlanıyoruz?
Bir şeylere hazırlıklı olarak yaşamak, her zaman tam anlamıyla birilerine güvenmemenin kime ne zararı olabilir ki?
Heteroseksist toplumlarda güvensizlikten değil de, güvenmekten gelir insanın başına ne gelirse.
Çünkü heteroseksist toplumlarda eşitlik yoktur, özgürlük tek taraflıdır.
Aslında cümlelerimi uzatabilirim de uzatabilirim ama ne demek istediğim anlaşılmıştır sanırım; tek cümleyle, kadınlar o kadar erkekçi olmasınlar.
Her gün sokaklarda kadınlar öldürülüyor. Bugün de bir kadının sevgilisi tarafından kafasına vurularak öldürüldüğünü okudum.
Heteroseksistlere neden asla güvenmiyorum biliyor musunuz; cinayet işliyorlar ama göz göre göre suçlarını inkar ediyorlar.
Benim için bir erkek, erkekliğinden sıyrılarak gelmeli yanıma.
Tabi heteroseksist toplumlarda da böyle erkeklere erkek denmiyor ve kadınlar tarafından da makbul görmüyor. Ne diyebilirim ki?
Yalnız bana kimse şu şekilde zırvalamasın artık; Şiddet erkeğin doğasında var; hangi doğaymış o; cinsiyetçi doğa mı?
Yoksa siz kadınlar cinsiyetçi doğayı onaylıyor musunuz?
"Kadın ne yapsın?" diyebilirsiniz erkek egemen bir dünyada.
Acaba hiç, bir şey yapmaya çalışıyor mu kadınlar erkeksiz?
Başına vurularak öldürülen kadın ne demiş; cam silerken düştüm; aferin!
Yazık ya! Erkekler acımıyor, bari kendiniz acıyın kendinize.
Kadınların kafasına sokmaları gereken bir şey var; erkek şiddetine sadece ve sadece kadınlar dur diyebilir.
Önce haklarına sahip çıkacaklar, sonra heteroseksist çocuk yetiştirmeyerek kültürü değiştirecekler.
Varlar mı böyle bir devrime?

http://gundem.milliyet.com.tr/herkes-cam-silerken-dusup-oldugunu/gundem/detay/1863900/default.htm

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder