3 Nisan 2014 Perşembe

Erkek eşcinelliği kabul edildiği gün heteroseksizm bitecektir

Erkek eşcinseller niye daha çok görünür?

"Bana Öyle Bakma" eşcinsel belgeselini izledim. LGBTİ'ler arasında sıkça duyduğum bir sözü burada da duydum: Erkek eşcinseller daha görünür! Peki erkek eşcinseller niye daha çok görünür? Toplum erkek eşcinselliğini daha çok kabull ettiğinden değildir herhalde. Hatta bütün cinsel yönelimler, cinsiyet kimlikleri kabul edilse dahi, erkek egemen sistem devam ettiği sürece erkek eşcinselliği en öteki olmaya devam edecektir. Çünkü erkekliğe göre eşcinsellik, erkekliği lekeleyen en önemli şeydir. Çünkü erkeklik etkindir, cinsel olarak da aktiftir; tersi ise erkekliği bitiren şeydir. Eğer bir erkek edilgense, onun erkekliği bitmiş demektir. Çünkü eşcinsele, cinsel olarak falan erkekliği yok gözüyle bakılır. Hatta eşcinsellerin ereksiyon olamadıkları için eşcinsel olduklarına dair bir önyargı vardır. Biyolojik olarak erkekliğini kullanan eşcinsellerin de eşcinselliğine inanılmaz: "Sen erkeksin" derler. Kendisiyle barışamamış gizli, erkek geçinen eşcinseller de, eşcinselliğiyle barışmış bilinçli ve kendi erkek biyolojisinden rahatsız olmayıp erkek tarafını da kullanan eşcinsellerden tırsarlar. Çünkü ya kendilerine de erkeklik yaparsa bu eşcinseller? Yani erkek geçinen gizli eşcinsellerde hep bir arka korkusu vardır. Kendilerini transseksüellerle oyalarlar. Transseksüeller alınmasınlar ama aslında transseksüellerle beraber olan erkekler de gizli eşcinsellerdir. Konu dağıldı mı ne. Yani böyle, erkek egemen toplumda erkek eşcinsellerin görünür olmasının altında, erkek eşcinsellere hoşgörü falan söz konusu değildir. Hatta erkek egemen sistem erkeklik ve kadınlık üzerine kurulduğu için, transseksüelliğin bile bir süre sonra çok normal kabul edileceğine inanıyorum. Çünkü transseksüellik erkekliği tehdit etmiyor. Transseksüellik karşı cinse ait olan ruha bedeni uydurmak, bu da erkeğin kadın bedenine, kadının erkek bedenine geçmesidir. Erkeklik de transları öteki olarak görse bile tehdit olarak algılamaz. Tehdit de değildir zaten. Hatta transseksüellik çok normal karşılansa, transseksüellerin kendilerini LGBTİ grubundan çıkaracaklarına bile inanıyorum. Çünkü onların derdi heteroseksüel yaşama kabul edilmek.

Kadın eşcinsellere, lezbiyenlere gelirsek, onların da transseksüellerden bir farkı yok tehdit olarak algılanma konusunda. Çünkü lezbiyenlikde de fizksel olarak erkekçe, erkekliği tehdit eden bir ilişki yoktur. Bu da erkekliği rahatsız etmemektedir. Hatta erkekler bir fantezi olarak bakarlar lezbiyenliğe. Heteroseksüel kadınlara göre de kadın eşcinselliği normal bir şey olmayabilir ama bir erkek eşcinselliği kadar rahatsızlık vermez çevreye. Sonuçta kadın kadına yaşam olağan hale gelmiştir erkek egemen kültürde. Önemli olan erkekten korumaktır kadınlığı. İşin cinsellik veya duygusallık boyutuna da pek inilmez dışarıdan. Bu da kadın eşcinsellere, lezbiyenlere kamuflajsal bir kolaylık sağladığı için, görünürlük mücadelesini etkilemektedir. Çünkü kapalı toplumlarda, dürüst, açık ve şeffaf olmak normal karşılanmayacağı için, onların da kolayına gelmektedir.

Biseksüeller desen, onlar heteroseksüel taraflarıyla toplumsal hayata daha kolay adapte olabildikleri gibi, bu tarafları onların heteroseksüelliklerini de teyid etmektedir. Eşcinsel taraflarını kaçamak yolla idare edebiliyorlar. Sonuçta heteroseksüel tarafları var ve zorda kalınca heteroseksüel taraflarının koruyucu şemsiyesi altına saklanıyorlar. Hatta % 100 eşcinseller bile heteroseksüel evlilik yapıp kendilerini evlilik yoluyla koruyabiliyorlar, erkekliklerine çevrelerini ikna edeblliyorlar. Sonuçta karşı cinsle ilişki yaşayabiliyorsa, bir de çocuğu falan olmuşsa zaten erkektir topluma göre. Çünkü eşcinsellik toplumda tam anlamıyla bilinmiyor ki. Genel olarak herkesin kafasında bir erkeklik ve kadınlık var. Onun dışındakiler anormallik sayılıyor. Eşcinseller bile böyle düşünüyorken, eşcinsel olmayanlar niye böyle düşünmesin ki. Evet bilgisizliğin verdiği bir bilinçsizlik var ve bu yüzden cinsel yönelim, cinsiyet kimliği, biyolojik cinsiyet, toplumsal cinsiyet ana başlıkları bile bilinmiyor. O yüzden de eşcinseller dahil hiç kimse ne kendini, ne de karşısındakini tanıyor.

Erkek eşcinsellere gelirsek... Sahi biz erkek eşcinseller niye bu kadar görünürüz, niye bu kadar cesuruz, niye bu kadar haklarımızın peşindeyiz? Çünkü en ötekisi biziz erkekliğe tehdit olarak algılandığımız için. O yüzden de en çok hedef gösterilen biziz, şiddete, nefrete, cinayete, ayrımcılığa maruz kalan da biziz. Bizi görünür kılan işte yaşadığımız bu ötekileştirmenin verdiği bir varoluş çabası. Erkek egemen bir toplumda biyolojik olarak erkek olup da, toplumsal cinsiyet anlamında erkek olmamak o kadar kolay bir şey değil. Çünkü erkekten beklenen çok şey var erkek egemen bir toplumda. O yüzden erkek eşcinseller sadece ötekileştirmeye karşı mücadele vermiyorlar, beklentilere cevap verememenin de mücadelesini veriyorlar. Çünkü kendilerini toplumsal cinsiyette bir yere ait hissetmiyorlar; ne kadınlar, ne de erkekler. Biyolojik olarak erkekler, cinsiyet kimliği olarak da belki erkekler, belki her iki cinsiyet kimliği de mevcut ama kategorileşmek istemiyorlar. Bildikleri tek şey var. Değişmeden kendi cinslerini sevebilmek. Ben mesela kendimi kadın gibi de hissedebiliyorum, erkek gibi de ama ne kadın olmak istiyorum, ne de erkek. Biyolojik olarak erkek kalmak ve biyolojik olarak erkek olan erkekleri seviyorum. Zaten feminen birinden hoşlanmam söz konusu bile olamaz. Çünkü ben eşcinselim, erkek eşcinselim ve kendi cinsimden doğal haliyle hoşlanıyorum. Gel de sen şimdi bunu heteroseksist bir topluma, hatta diğer LGBTİ'lere anlat. Cinsel kimlikler beyinlerde öyle kalıplaşmış ki, ondan ötesi tahayyül edilemiyor. Hatta dışarıda erkek geçinen, evli-barklı, çoluk-çocuk sahibi erkek eşcinseller bazen grup seks takıldıkları zaman, erkek erkeğe beraberliği görünce gülme krizine giriyorlar ve gülmekten seks yapamıyorlar. Çünkü üçüncü kişi olmadan hem çok rahat oluyorlar, hem de ne yaşadıklarının farkına varmıyorlar. Beraberlik yaşıyorlar ama adını gene de eşcinsellik koymuyorlar bu yaşanılan beraberliğin. Pasif olsalar bile gören olmadığı için, bu durumu bilmezlikten-görmezlikten gelebiliyorlar.

Ben erkek eşcinsellerin görünür olanların belki yapısal, daha çok yapısallığına inanıyorum, belki de yaşadığı acılara karşı hayatta kalabilmek adına daha dirençli olmak için daha özgüvenli olduklarına inanıyorum. Kendileriyle çok barışık olmaları da artık kaybedecekleri bir şey olmadığından olabilir. Yani toplumdaki algıya göre erkeklikleri kalmamış ve lanetli bir şekilde ötekileştirilmişler. Yaşamak da istiyorlarsa, kendilerini sevmek, kendileriyle barışmalarında başka çıkar yolları kalmıyor. Diyebilir miyiz o zaman eşcinsellerin görünür olmalarının altında çok büyük zorlukların da yattığını? O yüzden bırakın da görünür olsunlar ve şikayetçi olmayın bu durumdan ki, bütün LGBTİ'ler için şevkleri kırılmadan mücadele edebilsinler. Keşke diğer LGBTİ'ler daha görünür olsalar da, daha güçlü bir şekilde mücadele edebilsek haklarımız için. Erkek eşcinsellerin diğer LGBTİ'leri gölgede bırakmak gibi bir düşüncesi olabilir mi? Daha önceki bir yazımda da söylemiştim. LGBTİ hakları eşcinsel haklarından geçer. En öteki LGBTİ olan erkek eşcinseller kabul edildikten sonra, diğerleri hayli hayli kabul edilecektir. Çünkü erkek eşcinselliği kabul edildiği gün, heteroseksizm bitecektir.

http://alkislarlayasiyorum.com/icerik/106201/bana-oyle-bakma-escinsellik-belgeseli

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder