14 Şubat 2014 Cuma

Yorganda pire de yokmuş!

"Gezi" olayları sırasında günlerce medyayı meşgul eden, türbanlı bir kadının taciz ve şiddete maruz kaldığına dair ifadenin yalan olduğu ortaya çıkmış kamera görüntüleri sayesinde. Peki şimdi ne olacak? Gezi olayları sırasında şiddete ve tacize uğradığını iddia eden kadınla röportaj yapan gazeteci kadın gibi, Başbakan da "Ayıp bana ait değil, kadının beyanı esastır" mı diyecek? Başbakan ve dindar taraftar dışında hiç kimse inanmamıştı zaten bu yalana. Herkes biliyordu tıpkı iktidarın, "Camide bira içildi" karalaması gibi, bu kadın üzerinden de "Gezi" müdahalesini haklı çıkarmaya çalıştığını. Bu yalanlar, karalamalar gerçek olsa bile, "Gezi" müdahalesini haklı çıkarmak için yeterli sebep mi? Olmayan bira kutusu ve bir kadının beyanları esas alınarak koskoca bir millet hedef gösterilir mi, hem de Başbakan tarafından? Gerçi bu yalanlar, dolanlar iyi de olmuyor değil herkesin gerçek yüzünü ortaya çıkarması açısından. Düşünseniz ya, "Gezi" olaylarında herkesin gözü çıktı, başı yarıldı, kimisi öldü , kimisi komada ama hükümetten bu kişilerle ilgili çıt çıkmadı. Çıkmaz tabi. Başbakan "Müdahale emrini ben verdim" diye üstlenmedi mi sorumluluğu? Daha neyin hesabı yapılıyor ki? Başbakan "Benim türbanlı vatandaşım, benim kutsal değerlerim" diye pire için yorgan yakmaya kalkıştı ama yorganda pire de çıkmadı. Camide bira da içilmemiş, türbanlı kadın taciz ve şiddete de uğramamış ama hala insanlar görevlerinden uzaklaştırılıyor, yerleri değiştiriliyor, gerçek suçlular yargılanmıyor, yargılananlar taraflı bir şekilde yargılanıyor, masum insanlar suçlu ilan edilmeye çalışılıyor, baskı ve sansürler bütün hızıyla devam ediyor, vesaire, vesaire... Bütün bunlar ne için, gerçeklerin ortaya çıkmaması için, diktatörce bir yönetim için. Hala gerçekleri göremeyenler de, görmek istemeyip onların tarafında olanlar; İnsanlar hak ettikleri yaşamı yaşarmış! Bu antidemokratik yaşam bir gün kendilerinin de canını yakacaktır elbet. Bu arada mağdur olduğu iddia edilen kadının avukatı, basında müvekkiline ait olmayan beyanatlarla kamera görüntüleri desteklenmediği için, müvekkilinin gerçek dışı beyanda bulunduğu yönünde bir algı oluşturulmaya çalışıldığını söylemiş. Yakında kadın çıkıp, "Ben böyle bir şey demedim-taciz veya şiddete maruz kalmadım, tamamen 'Geziciler'in iddiası' derse hiç şaşırmam. Gerçekten iktidarın elinde toplumsal barışı sağlamak adına sakladığını iddia ettiği kadının şiddet ve tacize maruz kaldığına dair görüntüler olsaydı, daha da güçlenmek adına için şimdiye kadar koz olarak kullanılmaz mıydı?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder