Bazen bir fotoğraf karesi o kadar çok şey anlatır ki, bin sayfaya bedeldir.
Yan yana iki erkek bile çok şey anlatır.
Hele el ele tutuşmuşlarsa, o iki el o kadar çok şey anlatır ki;
Aşkı, sevgiyi, sevişmeyi, güveni...
Hatta bir ömrü anlatır geçmişiyle, geleceğiyle.
Heteroseksüellik nasıl bir şeydir ki eşcinselliği kabul etmez?
Eksiklik midir heteroseksüellik?
Nasıl bir şeydir sahi insanın sadece kendini doğru bulup diğerlerini yanlış bulması?
Algılayamamak mı, algılamak istememek mi?
Oysa eşcinseller de aynı metabolizmaya sahip,
heteroseksüellerinkiyle aynı çalışan.
Beyin olarak da bir eksiği yok;
Düşünen, konuşan, farkındalığı olan...
Tek farkı cinsel ve duygusal olarak kendi cinsini sevmesi.
Anlaşılamaz bir denklem mi bu?
Bazen her şeyi anlarsın, çözersin ama küçücük bir engel insanın hayatını tepe taklak edebilir.
Eşcinsellik heteroseksüellere göre böyle bir şey mi?
Tabiki de heteroseksüelliğin tek doğru olarak içselleştirilmesinin payı çok büyük bunda ama
insan hayatı boyunca da doğaya sırtını dönerek yaşayacak kadar da ŞEY olamaz yani.
Genetik, genetik, genetik....
Evet eşcinsellik gibi, algı kapasitesi de genetik, kapasite meselesi de genetik, insanın duruşunu belirleyen kişilik meselesi de genetik...
Olmayan bir şeyi şekilllendiremezsin, olan bir şeyi de sonsuza kadar yanlış şekillendiremezsin.
Bakınız benimki bir ayrımcılık değil;
Ben heteroseksüel olsaydım eşcinsellere karşı önyargılı olmazdım.
Heteroseksüelliğe normal bakış açım benim eşcinsel olarak ötekileştirilmemden kaynaklı değil.
Sadece cinsiyet, cinsel yönelim meselesi değil farklılıklara bakış açımın sınırsızlığı.
Ben doğaya inanıyorum.
Zaten akıl var, mantık var. Doğanın renklerine nasıl kendi kafana göre anlam yükleyebilirsin ki?
Bu olsa olsa kişinin sığlığının dışa vurumudur.
Evet insanlar yapısı gereği bireysel olamıyorlar ve çoğulcu olmak yerine çoğunluğa inanıyorlar.
Uzaktan kumandalı televizyon gibi heteroseksist kurallar çerçevesi dışına çıkamıyorlar.
Bu da onları iç çatışmaya sürüklüyor dışarıya öfke, kin, nefret olarak yansıyan.
Bir çok şey anlatıyorum ama hepsi genetiksel yapının darlığından kaynaklana bir netice.
Peki bu yapısallık onları haklı kılar mı?
Hayır.
Ne mi yapmak gerekiyor.
Gerçekten doğanın renkleri kendilerine, yapay renkler kadar inansalardı,
hayat gri veya siyah-beyaz, yani heteroseksist olmazdı.
Ne mi yapmak gerekiyor?
Renklerimizi daha bir parlatmak, daha bir özgüven ve grurla sergilemek.
Uzaktan el ele tutuşmalara iç geçirmekle hiçbir yere varılmaz.
Sen de tut sevdiğinin elini utanmadan, korkmadan.
İnsan sevgiden, sevmekten niye utansın ki?
Utanıyorsan sevme öyleyse.
Çelişme kendinle ki, heteroseksistleri haklı çıkarma.
Seviyorsan, inanarak sev ve göster sevgini ki inansınlar sana.
Heteroseksist toplumlarda eşcinsellere yasa çıkmaz, çıksa da işe yaramaz.
Eşcinseller eşcinselliklerini yaşayarak hayata geçirirlerse, ancak öyle eşcinsel hakları diye bir şey olur.
Eşcinselliği hayata geçirecek olan, yasalar çıkmadan da geçirir.
Hayata geçiremeyecek olansa, dünyanın bütün yazılı yasalarını önüne sunsan dahi, onu gene kullanamaz.
Hep diyorum ya, önce eşcinseller haksızlığın sebebini kendilerinde arasın.
Sevdiğinin elini tutmak için bir engel mi var?
Evet var ama önce eşcinsellerin kafalarının için o engel.
Off...
Gene bozuk plak gibi bildiklerimi tekrar etmeye başladım.
Eşcinseller ne zaman özgür olacaklar biliyor musunuz?
Herkesin içinde korkmadan sevdiğinin elini tutarken,
sevdiğini dudaklarından öperken korku denilen şeyin kendisini esir almadığı zaman.
Evet, eşcinseller heteroseksistlerin koydukları engelleri onaylamaktan vazgeçtikleri zaman özgür olacaklar.
Kim mi heterosesksitler?
İlla ki eşcinsellerden, LGBTİ'lerden nefret etmek gerekmiyor heteroseksist olmak için.
Heteroseksüelliği eşcinsellikten daha normal görmek bile heteroseksistliğe dahildir.
Çünkü bu tarz bir düşünce,
ortam ve yerine göre cinayetle neticelenebilecek homofobiye kadar uzanacaktır.
Eşcinsel karşıtı homofobikler ellerinde bıçakla mı dolaşıyorlar eşcinsel avlamak için?
Homofobinin ne zaman kendini göstereceği hiç belli olmaz.
Heteroseksizmi içselletiren heteroseksüellerin çıkarlarına ters düştüğün zaman her boyutta homofobiyle karşılaşabilirsin.
Özgürlükçünün aşkı anlatışı da mücadeleci oluyor sanırım.
Pardon yani!
...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder