2 Şubat 2014 Pazar

Çekim yasası; Hayatta ne istediysem oldu!

"Secret" kitabını ben de okudum ilk çıktığı dönem. Evrende "çekim yasası" diye bir şey varmış ve ne istersen o olurmuş veya olmasını istediğin bir şeyi düşünmen-istemen gerekiyormuş olması için. İyi düşünürsen iyi şey olurmuş, kötü düşünürsen kötü şey. Bilmiyorum; Bazen kötü düşünmediğin halde de kötü  şeyler olabiliyor. Onu da "her işte bir hayır var" diye geçiştirmek gerekiyor sanırım. Çünkü bazı kötülükler yeni başlangıçlar için, "olması gereken şeyler" olabildiği gibi, bataklıktan çıkmamız, kurtulmamız için bir uyarıcı, bir itici güç de olabilir değerlendirilebildiği ölçüde. O kötü şey başımıza gelmese belki hayat boyu iyi zannettiğimiz ama bize zarar veren bir şeyle acı çektiğimiz halde mutlu olduğumuzu zannedebiliriz. Hayata hep iyi tarafından bakmak "polyannacılık" anlamına gelebilir ama bunun kime ne zararı olabilir ki? Negatif düşünceyle nereye varabiliriz? Yani kötülük kaçınılmaz olsa bile kötü düşünerek ne geçecek ki ele? Hayata hep ama olumlu bakmaya çalışıyorum iyi olması için veya umut etmek insana iyi geldiği için ama aslında ben de kendimi korumak adına öncelikle olumsuz tarafından bakıyorum. "İyi diyelim iyi olsun" demek bile bu çekim yasasının bir ifadesi olabilir. İyi dilemekle iyi olmasa bile kötü şey oluncaya kadar niye negatif enerjiyle, korkuyla zamanımızı kendimize zehir edelim ki. İyi dileyince bir şeylerin istediğimiz gibi olması belki tesadüftür ama oluncaya kadar da kendimizi kötü enerjiden korumuş oluyoruz bu sayede. Yani her şekilde zararsız oluyoruz. Kötü düşündük ve iyi oldu ama oluncaya kadar negatif enerjiyle geçirdiğimiz zamana yazık değil mi? Hep diyorum ya "ben obsesif biriyim" diye... Ben takıntılılığımdan ve negatif düşünceden boş boş beklemek yerine kendimi başka işlere vererek kurtuluyorum. Okuyun, yazın, spor yapın, bekleyen işlerinizi tamamlamaya çalışın. Hem zamanı değerlendirmiş oluyorsunuz, hem de beklediğiniz şeye karşı negatif enerji göndermiyorsunuz.

Ben hayatta şanslı birisiyim. Evrenin insana verdikleri belki de her insanın kendi kapasitesi kadar. Ne eksiğini veriyor, ne de fazlasını. Belki de lüzumsuz hayallere kapılmamak gerekiyor. Umutlarımızdan vazgeçelim demiyorum, aksine umudumuz mutlaka olmalı ama yapımıza uymayan ve çok da işimize yaramayacak şeyleri istememek, peşinden koşmamak gerek. Hani bazılarını çok mutlu eden şeyler vardır herkesin sahip olmak istediği ama o şey belki de bizim yapımıza uygun olmadığı için bize yaramayacağı gibi hayatımızı da karartacak. O yüzden insan sadece yapısına uygun kendisini mutlu edecek şeyleri istemeli diye düşünüyorum. Paragrafın başında ben hayatta şanslı biriyim demiştim. Belki de kendi şansımı kendim yaratıyorum. Çünkü istediğim şey yapıma uygun olduğu için beni çok mutlu edecek ve kapasitemin elde edebileceği bir şey olduğu için gerçekleşiyor da olabilir. Hayatta ne istersem bazen çok çaba sarf etmeden, bazen de çok çaba sarf ederek ama mutlaka oluyor. Çünkü olabilecek bir şeyleri istiyorum ama olmayabileceğini de göz önünde bulunduruyorum hayal kırıklığımın büyük olmaması için. İşin olumsuz olabileceğini de göz önünde bulundurmak yaşamına kaldığın yerden devam edebilmene olanak sağlıyor. Gerçekten isteyip de olamayan şey ne olabilir ve hayatımızda nelere mal olabilir olmayınca? Hiç bir şeye. Hayatımızda olmasını istediğimiz şey sanki daha öncesinde var mıydı? Bizim hayata merhaba dememiz, nefes almamız bile olabilecek en güzel şey değil mi? Hayatta zaten ölüme çare dışında mümkünatı olmayan bir şey var mı? İstediğimiz olmayınca kıyamet de kopacak değil ya sonuçta. OImuyorsa, olmayacak, olmaması gereken veya hak etmediğimiz bir şeydir. Olacak olanında istedikten sonra olmaması için bir sebep yok.

Bir de ben başkalarına göre küçük şeyler ama kendime göre büyük olan şeyler istemişimdir hayatta hep. Bugünde öyle oldu. 2005 yılında çıkmış bir sanatçı ve müzik albümünü keşfettim ama albüm artık piyasada yoktu. İnternette ikinci el ürünler satan pazarda kullanılmış olan bir tane buldum. Hem de 6.5 liraya. Hemen sipariş verdim ve ertesi gün geldi. Albümün jelatini açılmış ama hiç kullanılmamış. Parmak izi bile yoktu. Çünkü ben takıntılılığımdan dolayı CD'lerde parmak izinden çok rahatsız olurum. Bazıları benim gerçekleşen isteğimin küçüklüğüne gülüyordur büyük ihtimal ama bu albüme kavuşmak benim için çok lüks bir otomobile kavuşmaktan çok daha önemliydi. E buna benzer küçük şeylerin yanında büyük şeyler de olmuyor değil. Gerçekten istemekten vazgeçmemek gerekiyor istediğimizin olması için. İstedikten sonra bir yıl sonra bile gerçekleşebiliyor isteklerimiz hiç beklemediğimiz bir anda ama o ana kadar içimizdeki isteme arzusundan hiç vazgeçmemek gerekiyor. Zaten vazgeçince isteğini gerçekleştirecek şeyleri görmüyorsun bile. Umut, isteme arzusu olabilecek güzelliklerin ışığı gibi. Vazgeçince ışıkları kapatmış gibi oluyorsun bir anlamda.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder