1 Ocak 2014 Çarşamba

Günümüzün gay ikonları; Tarkan, Cem Adrian ve Mabel Martiz


Önce gay ikon ne demekmiş ona bakalım.
Wikipedia diyor ki; Eşcinseller, transseksüeller, biseksüeller, kısaca LGBTİ'lerin ikon olarak benimsediği bir halk şahsiyetidir.
Gay ikonlarının alımlı ve ihtişamlı,
zorluklara karşı güçlü durabilme özelliklerinin
ve androjen görünümlerinin olması gerekir.
Gay ikonlar erkek, kadın, eşcinsel veya heteroseksüel,
cinsel yönelimlerini açıklamış veya açıklamamış olabilirler.
Eşcinsel hareketlerine destek verebilir veya vermeyebilirler.
Çağdaş gay ikonlar popüler kültürün bir parçası olarak kariyerleri boyunca büyük bir hayran kitlesi edinebilirler.

Türkiye'de bir çok ünlü şahsiyet eşcinseller tarafından takip ediliyor ve beğeniliyor. Özellikle kadın sanatçılar-dı. Çünkü günümüzde Hande Yener dışında pek öyle eşcinsellerin ayılıp-bayıldığı ve ikon haline getirilebilecek sanatçılar yok artık. Geçmişten günümüze Nükhet Duru, Seyyal Taner ve Ajda Pekkan'ı üzerine çıkabilecek bir gay ikon çıkmadı daha. Kadın gay ikonların yerini günümüzde erkek sanatçılar aldı. Bunun sebebi, belki eşcinsellerin daha bilinçli olmalarından dolayı daha görünür olup, artık kendilerine benzeyen sanatçılarla özdeşleşmek istemesi olabilir. Eskiden eşcinsel denilince Zeki Müren akla gelirdi, Bülent Ersoy gelirdi ve eşcinsellik demek feminenlik demek gibi bir şeydi. Eşcinsel sanatçılar da artık toplumsal cinsiyetle varolmak yerine kimliksizleşmeyi tercih ediyorlar. Cinsel yönelimlerini illa ki de toplumsal cinsiyet kalıplarına göre oluşturulan cinsiyet kimliklerine hapsetmiyorlar. Yani eşcinselse illa ki de kadın gibi olması gerekmiyor. Biyolojik cinsiyeti erkek olabilir, hatta cinsiyet kimliği de erkek olabilir ama kendi cinsine ilgi duyan bir erkek olabilir. Tam tersi kadın eşcinseller için de geçerli. Yani illa ki toplumsal cinsiyet algısına göre bir eşcinsellik olması şart değil. Ayrıca bu tür eşcinsellik şartlanmışlığı, eşcinselliğin yanlış anlaşılmasına da sebep oluyor.

Türkiye'de eşcinselliği bilindiği halde eşcinselliğini itiraf etmeyen çok eşcinsel sanatçı var ama eşcinseller onların, eşcinselliğin yanlış algılanmasına sebep olduklarına inandıkları için örnek almadıkları gibi reddediyorlar da. Çünkü eşcinselliğin varolup kabul edilişi, ancak kendini kabul edip görünür olmakla mümkündür. Eşcinsel sanatçıların kimliklerini itiraf etmemeleriyse, gizli kalmaları gerektiğine dair toplumsal algıyı pekiştirmektedir. Bu da eşcinsel hakları mücadelesiyle çelişmektedir. Hal böyle olunca da, her yerinden eşcinsellik fışkıran inkarcı sanatçıların eşcinseller tarafından ikon görülmesi söz konusu bile olamaz. Eşcinsel haklarını desteklemelerini bir taraf bırakın, nasıl heteroseksüel olarak kendimizi kabul ettirebiliriz derdindeler çünkü.

Eşcinselliği kadınsılığa indirgeyen ama buna rağmen eşcinsel olmadığını iddia eden feminen sanatçılar dışındaki diğer sanatçılar da açık bir şekilde eşcinselliği desteklemiyor olabilirler ama heteroseksist sisteme karşı sağlam bir duruşları var. Açıkça kabul etmeseler bile en azından inkar etmiyorlar. Açıkça dile getirmeseler bile şarkılarıyla mesaj gönderiyorlar. Direkt eşcinselliği savunmasına da gerek yok. Eşitliği, özgürlüğü dile getirmeleri bile bir dayanak oluşturabiliyor eşcinseller için. Ben bu üstü kapalı desteği aslında yeterli bulmayıp eleştiriyorum ama eşcinselliğin anlamını yitirmesine sebep olan inkarcı sanatçılardan daha iyi bir duruştur bu.

Kendileri ne der bilmiyorum ama eşcinsellerin en çok beğendiği üç çağdaş gay ikonu sanatçı var günümüzde. Bunlar Tarkan, Cem Adrian ve son temsilci olarak Mabel Martiz. Bu sadece benim fikrim değil, eşcinsellerin de ortak fikri. İsimlerini saydığım sanatçılar da zaten eşcinsellik karşıtı bir söylemde asla bulunmadılar, eşcinsellik karşıtlığı yapmadılar. Duruşları da, hem tavır hem de görünüm olarak çok samimi, çok kendilerini yansıtan türden.

11 yorum:

  1. Tarkan'ın uzun yıllar bir kadınla ilişkisi olduğunu ya da topluma böyle yansıttığını biliyorum.. Bu eşcinsel kimliğini saklamak ya da inkar etmek değil midir? Bu konudaki en doğru örnek Cem Adrian'dır diye düşünmekteyim.. Cinsel kimliğini saklamayan ve hatta şarkılarının bir erkeğe yazıldığını rahatlıkla fark edebileceğiniz tek sanatçı...

    YanıtlaSil
  2. Şimdi Tarkan'ın bir kadınla olmasından öte Tarkan'ın eşcinselliğin hastalık olduğunu ve tedaviye inandığını söylediğine dair haber de çıkmıştı. Biseksüellik de eşcinselliğe dairdir. Kaçta kaçımız eşcinselliğiyle barışık da arkasında durabiliyor ki eşcinselliğinin? Zeki Müren daha fazla inkar etmedi mi eşcinselliğini? Bülent Ersoy ne yapıyor bu konuda?
    İçinde bulunduğumuz kültürün heteroseksist engellerine rağmen ben de açık eşcinselliği savunuyorum ama bazı eşcinsel şarkıcılarımıza göre Tarkan'ın duruşu daha sağlam ve eşcinselleri kitlesel anlamda en çok etkileyen sanatçı. Herkesin toy, bilinçsiz dönemi vardır. Hele ki eşcinsellik konusunda savunu yapmak o kadar kolay olmasa gerek bir sanatçı için. Hem gay ikon olmak için eşcinsel savunuculuğu yapmak gerekmiyor-muş. Bazı kişiler varoluşlarıyla bile eşcinsellere cesaret vereblirler. Biliyorum bazen yazdıklarım birbiriyle çelişiyor ama olaylara da sadece tek yönden bakmamak gerektiğine inanıyorum. Tamam bezen doğrular tektir ve tartışılması anlamsızdır ama gay ikonluktan bahsediyoruz. Tarkan da buna uyanlardan. Az uyar, çok uyar bilemem ama eşcinsellerin çoğu beğeniyor. Ben de kuralına uygun olarak böyle bir tespitte bulundum. Yani Tarkan eşcinsel hakları savunuculuğu yapmayabilir, eşcinsel de olmayabilir ama eşcinseller tarafından çok seviliyor.

    YanıtlaSil
  3. hiç bir eleştirim yok bu konuda.. sadece kendi kimliği ile barışık olamadığının altını çizmek istedim.. elbette o günler geride kalmış, tarkan eşcinselliği ile barışmış olabilir... hem zaten kiminle seviştiğinden ziyade, yaptığı işler ile ilgileniyor olmalıyım :)) ama sizin tarkan'a duyduğunuz hayranlığın, bu konuda kendisini biraz kayırmanıza sebep olduğunu da gözden kaçırmamak lazım :))
    aynı durum galiba bende de söz konusu.. ben de cem adrian için benzer bir kayırma gerçekleştiriyor olabilirim :))
    mühim olan belki de sadece "gay ikon" diye bir kavramın oluşması ve yayılmasıdır burada...
    kimi isterlerse sevsinler, yeter ki sevsinler.. saklanmasınlar, görünür olsunlar... çünkü herşey daha renkli onlarla :))
    love you guys :)

    YanıtlaSil
  4. Aslında Tarkan'ın müziğinden çok enerjisini seviyorum. Yoksa ben de Cem Adrian dinliyorum ama Tarkan'ın bir bakışı beni kendimden geçiriyor. Özellikle "Kuzu Kuzu" klibi. Bir dans erkeğe bu kadar mı yakışır? Ve böyle bir şeyin bir daha yaratılabileceğini zannetmiyorum. Klipteki o bakışlar, o estetizm... homoerotizmin doruk noktası....

    YanıtlaSil
  5. Kuzu kuzu klibi, tarkan'dan ziyade Metin Arolat'ın yeteneğidir bence.. Bir erkeği bu kadar seksi gösterebilecek tek şey, yine bir erkeğin bakış açısıdır ;))

    YanıtlaSil
  6. Evet, biz de her izlediğimizde anarız Metin Arolat'ın adını...

    YanıtlaSil
  7. Cem ADRİAN he sen kendine baksan asıl kim gay o zaman görsek !!! Adam röportajlarında da ben aşkın çıplaklığını anlatmak istemiştim demiş ! hadi diyelim eşçinsel sanane mq SANANE ! Siz gerçi müziğe değil özel hayatına bakıyosunuz ya haklısınız ! Kendinizi daha da küçültünüz TŞK !

    YanıtlaSil
  8. Bide Cem ADRİAN dinliyormuş ! Ne yüzle dinliyorsun ya sen he ! Dinleme onu bırakta hakkedenler dinlesin gerçek içten dinleyenler dinlesin ! Senin gibiler değil !!!!

    YanıtlaSil
  9. Sevdiğin sanatçıya sahip çıkman güzel ama sevginin her türlüsüne saygı duymayı da öğrenmelisin. Ben kötü niyetli bir yazı yazmadım ki. Mutlu olacaksan sadece sen dinle Cem Adrian'ı ama Cem Adrian böyle bir şeyi kabul etmezdi. İstersen bir sor Cem Adrian'a. Cem Adrian asıl kendi adına böyle kararlar alan birinin müziğini dinlemesini istemez büyük ihyimal. Sevgiler!

    YanıtlaSil
  10. Günümüzün tek gey ikonu (benim için) Umay Umay dır... o henüz tahtı kimseye vermedi. ;)

    YanıtlaSil
  11. Umay Umay'ın eşcinseller tarafından sevildiğini biliyorum. Cen Adrian'la albüm yapması da çok isabetli olmuş, güzel bir albüm. Aslında herkes kendi yapısına uygun bir ikon seçiyor. Ne kadar gay ikonluk belli bir formüle indirgense de, herkesin ikonu farklı olabilir. Çünkü herkes farklı bir kişide kendini bulabilir. Yani çoğunluğun ortak noktası olmayan bir sanatçı, bir kişinin en büyük ikonu olabilir. O yüzden şu gay ikon bu gay ikondan daha iyidir tartışmasına girmemek gerekiyor. Benim seçimim de doğru seçim olmayabilir. Daha göz önünde bulundukları ve son dönemdeki hayran kitlesine göre bu üç ismi belirledim. Bir de insan belli bir dönem bir sanatçıya ve sanatçılara yoğunlaşabiliyor, sonra o yoğunluk azalıyor veya başka sanatçılara yönelebiliyor. O anki duygusal tatminlerimize göre birileriyle kendimizi tamamlamaya çalışmak sanırım bu gay ikonluk. gay ikonluğu müziğe ve sanatçıya hayranlıkla da karıştırmamak mı gerekiyor acaba?

    YanıtlaSil