18 Ocak 2014 Cumartesi

Eşcinsellikle din bir arada olamaz, çünkü dinler cinsiyetçi

Dinin eşcinseller, daha geniş anlamıyla LGBT''ler üzerinde yarattığı baskıdan dolayı iki arada bir derede kalmalarından sürekli bahsediyorum ama gerçekten eşcinseller bu yüzden suçluluk hissediyorlar heteroseksizmin istediği üzere. Çünkü dini çocukluktan itibaren içselleştiriyorlar, kendilerini keşfedince de kendileriyle barışmak yerine kendilerini suçlu hissediyorlar yanlış bir şey yapmışlar gibi. İnsan kendinden vazgeçebilir mi, hayır ama içinde yaşadığı heteroseksist kültürün değerlerinden de vazgeçemiyor dışlanmamak için. Hep kendinde hata arıyor eşcinsel birey. Çünkü erkek egemen kültür topyekün eşcinselliği lanetliyorsa, eşcinsel ne yapsın. Bir de çocukluktan itibaren bilinçaltına yerleştirdiği çoğunluğun değerleri var. Yani bir eşcinselin kendisi olabilmesi için ya deli olması gerekiyor ya da bütün dünyayı karşısına alabilecek cesarete sahip olması.

Heteroseksist sistem çok kurnaz da, heteroseksizmin ötekileştirdiği kesimler niye bu kadar gerçekleri göremiyorlar anlamıyorum. Yani beni, ben olduğum için resmen lanetleyen bir inanç ve yaşam sistemine nasıl inanmam beklenebilir ki. Ben kendime, beni yok sayan ve yok etmek isteyen sistem ve değerlerine karşı inanmazsam, tabiki de beni daha kolay sindireceklerdir. Evet, eşcinsellerin, transseksüellerin, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliklerinden dolayı lanetlenen tüm LGBT'lerin haklarını savunmama lüksü olamaz. Heteroseksizm mi verecek bize haklarımızı, yoksa biz zaten kendimiz gibi olmak mı istemiyoruz? Sanırım ikincisi.

Ve kalkıyor bazı LGBT aktivistleri de, "Herkes aktivist olmak zorunda değil" diyor. Kim savunacak öyleyse haklarımızı? Bu yüzden 50 yıl geriden takip etmek zorunda kalmıyor muyuz gelişmiş medeni toplumları? Bu yüzden 100 yıl sonrası düşünülecek bir sorun gözüyle bakmıyorlar mı LGBT haklarına? LGBT aktivisti dediğimiz nedir ki? İlla ki siyaset mi yapması gerekiyor? Eğer öyleyse, ben sadece haklarına inanan LGBT'leri daha aktivist görüyorum. Yani aktivist olarak politika yapacaksın ama "herkes hak mücadelesi yapmak zorunda değil" diyeceksin. Olmaz, bana göre olmaz. Yanlış bu. Bülent Ersoy gibi trans bir kadın olacağım ama "pembe kimliğim var" diye de geldiğim yeri unutacağım. Ya diğerleri ne yapsın öyleyse? Herkes Bülent Ersoy olamaz ki? Herkesin doğuştan gelen Bülent Ersoy gibi meziyetleri yok ki.

Hem trans bir kadın olarak transseksüelliğe inanmazsan "Tanrım günahkarım affet beni diye", o zaman seni tabiki de ipleyen olmaz, tabiki de dalga geçerler. Kimliğinin arkasında duracaksın ki, onlar senin kimliğine olan inançsızlıklarını senin yüzüne vurmasınlar. İnsanın karşısındakinin kendisine nasıl davranacağını kendisi belirler. Sen kendini sevmezsen, sana kimse saygı duymaz. Evet, bir çok transseksüel kendilerine direkt kadın değil de trans kadın denmesinden rahatsız oluyor. Siz trans kadın olduğunuzu kabul edeceksiniz ki, kadınlığınız kabul edilsin. Ama "N'apayım yanlış doğmuşum, Tanrı günahlarımı affetsin" dersen, bunun cezasını Tanrı'ya bırakmazlar. Hemencecik oracıkta kesiveririler. Öyle de yapıyorlar zaten.

Artık bizi lanetleyen inanç biçimiyle kendimizi kabul ettirmeye çalışmaktan vazgeçelim. Bizi lanetleyen bir inanç sistemiyle kabul edileceksek de hiç kabul edilmeyelim. Çünkü bizim yapımıza uygun yaşama özgürlüğümüz doğuştan sahip olduğumuz tartışılamaz bir hakkımızdır. Heteroseksist sistemin değerlerine inanarak bu hakkımızı kendi ellerimizle teslim etmeyelim eşcinsel karşıtlarına. Açıkça söyleyeyim. Din heteroseksizmin tekelindeyken, dinle eşcinsellik ikisi bir arada olmaz. Olursa da mağdur edilmekten kurtulamayız. Çünkü dinler ne kadar eşitlikçi dense de cinsiyetçi. Bu eşitsizlik iddia edildiği üzere doğanın bir kanunu değil, heteroseksizmin bir dayatması.

Heteroseksizm ve değerlerinin kendilerini bağıra bağıra ifade etmeleri ve LGBT'lerin buna alet edilmeleri düşünce özgürlüğü, ötekileştirilenlerinki tahrik unsuru olarak kabul edilemez. Egemen sistemin çıkarına göre ifade özgürlüğü olmaz. İfade özgürlüğü çoğunluğun değil, sesi kısılanların kendisini ifade etmesiyle başlar ancak. Ama onlar baskıcı sistemden ayrı baş tuttukları ve boyun eğmedikleri için tahrikçi oluyorlar. Oysa asıl tahrikçinin erkek egemen sistem olduğunu ve biz ötekileştirilen eşcinsellerin ne kadar sabırlı olduğunu bir bilseler...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder