22 Aralık 2013 Pazar

Söz, Müzik ve Nükhet Duru


NTV'de "Söz ve Müzik" programında, Türk Pop Müziği'nin dönüm noktaları satır başları şeklinde kısaca anlatılıyor. Ajda Pekkan'la başladı, Erol Evgin'le devam etti ama ben onları izleyemedim. Sıra bu hafta Nükhet Duru dönemindeydi. Nükhet Duru'yu anlattılar. Çünkü müzikteki keskin dönemecin başı ve o dönemin adıydı Nükhet Duru. Nükhet Duru olmasaydı müzik gene olacaktı ama Türk Pop Müziği belki de Türkçe Sözlü Hafif Müzik'ten Pop Arabesk'e geçip, oradan da hep  Genç Pop'ta kalacak, hiç yetişkin olamayacaktı. Hiç olmayacaktı demek yanlış olur belki ama, hak ettiği değeri bulamayacaktı. Çünkü şu anda Nükhet Duru'ya rağmen bile gene yetişkin tarzda pop müzik hak ettiği değeri görmüyor ama Nükhet Duru'nun plak döneminde şaşırtıcı derecede geniş kitlelere ulaşmış gerçek anlamda pop müziği. En azından müziğimiz o dönem olsun sağlıklı bir şekilde nefes alıp verebilmiş. Düşünün "Melankoli" albümü her üç evden birine girmiş ama günümüzde bilinmiyor ne yazık ki ve Nükhet Duru günümüzde anlaşılamaması, müziğimizin gidişatının da bir göstergesi.

Nükhet Duru müziğe başladığı dönemde ne istediğini bilen bir şarkıcı olduğu için Fikret Şeneş'i bile geri çevirmiş. Radyoda Tanju Okan'ın "Kadınım" şarkısını duyunca, bu ülkede istediği tarzda şarkının yapılabildiğinin sevinciyle bu şarkının sahibine, söz yazarı Mehmet Teoman'a ulaşmaya çalışmış, ulaşmış da. Söz yazarı Mehmet Teoman, Salim Dündar aracılığıyla tanıştığı Cenk Taşkan'la Nükhet Duru için şarkı yapmaya başlamış. Cenk Taşkan'ın melodisi üzerine yazılan ilk şarkı "Beni Benimle Bırak" olmuş ve müziğimizde bu şarkıyla yeni bir sayfa açılmış, Nükhet Duru dönemi de başlamış olmuş. Nükhet Duru radyo ve televizyonda, sesi, yorumu ve tarzının farklılığıyla birden dikkat çekmiş. 45'liklerden sonra müziğimizin sözüyle, müziğiyle ilk Türkçe albümü "Bir Nefes Gibi" çıkmış. Nükhet Duru'nun Mehmet Teoman'la ayrılığı, Ali Kocatepe'ye müzikal bir sorumluluk yüklemiş ve Türk Pop Müziği'nin 1 ve 2 numaralı şarkıları "Ben Gene Sana Vurgunum" ve "Melankoli"nin de yer aldığı, Nükhet Duru'yu bir daha hiç kimsenin çıkamayacağı zirveye çıkartan "Melankoli" 33'lüğünü çıkartmış. Nükhet Duru'nun Nükhet Duru olmasında, çalıştığı isimlerin gücünü inkar edemeyiz ama Nükhet Duru diye biri olmasaydı, o kişiler ve şarkıları nerede olurlardı acaba? Sözü şuraya getirmek istiyorum. Mesela "Beni Benimle Bırak" ve Nükhet Duru'nun 45'lik şarkılarından biri olan "Al Gönlümü Diyar Diyar Sürükle", ilk olarak Ajda Pekkan'a gitmiş ve reddedilmiş. Tıpkı yıllar sonra Sezen Aksu'nun "Yasaksa Yasak"ı söyletecek kimseyi bulamadığı gibi. Belki o şarkılar Nükhet Duru'yu bekledi, belki de Nükhet Duru üzerine giyinip "hit" haline getirdi. Bence ikincisi. Hatta "Ben Gene Sana Vurgunum" ve "Melankoli" bile Nükhet Duru tarafından söylenmeseydi, şu anda Türk Pop Müziği'nin 1 ve 2 numaralı şarkıları olamazdı. Şarkılar yapılır, söylenir ama önemli olan o şarkıya ruh katabilmek, hayat verebilmektir. O yüzden Nükhet Duru şarkıları HİÇ "cover" yapılmaz ya. Çünkü Nükhet Duru yorumu her şarkıcıya 5 beden büyük gelecektir. Bazı denemeler gördük Nükhet Duru "cover"ı olarak ama bana göre hüsrandı. Sadece bana göre değil, müzik otoritelerinin tamamının fikri Nükhet Duru'nun gelmiş geçmiş en iyi yorumcu olduğu. Programda Nükhet Duru'nun anlattığı bir şeyi araya sıkıştırmadan geçemeyeceğim. Yıllar sonra "94" albümünde tekrar Sezen Aksu ile çalıştığında, Sezen Aksu Nükhet Duru'dan "Yasaksa Yasak" şarkısını çift sesle söylemesini istemiş. Ama üst üste kayıt yaparak değil de, sesini çatlatarak okumasını istemiş. Sezen Aksu'nun direktifine de bayıldım. Sonuç malumunuz. Herhalde Latin tarzda söylenmiş en güzel şarkıdır ülkemizde "Yasaksa Yasak". Programda Nükhet Duru'nun müzikal yolculuğuna sadece 3-5 albümüne değinildi. Oysa, bazı dönemleri anlaşılamamasından dolayı yok sayılsa da, müziğimizin ana damarıydı Nükhet Duru. 40 yıllık süreç öyle 3-5 albüme ve de yarım saate sığdırılamaz tabi ama bu programın kısalığından değil, müziğe sağlıklı bir bakış açısının olmamasından, bence!

Programda Mehmet Teoman'ın yıllar sonra tekrar Nükhet Duru ile çalışmasıyla ilgili olarak, '97 yılında "Mühür" albümünü yaptıktan sonra, eski başarılarının üzerine yeni bir şeylerin koyulamayacağını ve çıkılamayacağını anladığını söylemesine katılmıyorum yalnız. O albümde sözler, müzikler, yorumlar her şey yerli yerindeydi. Tek eksik düzenlemelerdi. Osman İşmen bu ülkenin en iyi aranjörlerinden bir olmasına rağmen, bu albümde şarkılarla düzenlemeler arasında bir uyuşmazlık vardı. Şarkılar Nükhet Duru için yapılmış Nükhet Duru şarkılarıydı ama Osman İşmen'in düzenlemeleri fazla pop ve alaturka kalmıştı. Eğer düzenlemeler şarkıların ruhuna uygun yapılsaydı, çok iddialı olacak ama yeni bir "Bir Nefes Gibi" veya "Melankoli" olabilirdi. Ben Nükhet Duru olsam, sırf bu albümün şarkılarından oluşan bir "unplugged" yapardım şarkıların hatırına.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder