30 Aralık 2013 Pazartesi

Kedim döndü ve kollarımda öldü

"Haydut" kedim

Artık kedileri çok iyi tanıyorum. "Kedim ölüme gitti" derken laf olsun diye söylemiyordum. Aynı iki yıl önceki kedim gibi ölmesine yakın döndü ve kollarımda 02:12'de öldü. Öldü demek gelmiyor içimden. Ruhu başka bir boyuta geçti. Onu çok sevdiğimi bildiğine inanıyorum ve tüm sevdiklerim gibi onunla da tekrar karşılaşacak ruhlarımız başka bir boyutta.

Hayatı, bahşedilmiş bir hediye olarak düşündüğüm için bütün mutsuzluklara rağmen hayatla barışık olmaya çalışıyorum ama sevdiklerimi benden almasından dolayı ona hem kızgın, hem de küskünüm. Bir adaletsizlik var ama nerede çözemedim. Bir kedinin hayatı 7-8 ay olmamalı. Burada belki hayatın değil de biz insanların suçu var. Öyleyse tokatını vursun bize hayat da, aklımız başımıza gelsin, bu hayvanlar da yaşama haklarını kullansınlar. Burada beni öfkelendiren sevdiğimi kaybetmenin acısı falan da değil, hayvanların yaşama haklarının ellerinden alınması.

Bu yaşanılanlar doğanın olağan şeyleri mi bize ders veren, ama bizim anlayamadığımız, veya bizi acılara karşı dayanıklı hale getiren... Zannetmiyorum, hayat kendi parçalarından biri olan insanlar için diğerlerine ayrımcılık yapmaz, yapıyorsa da böyle hayat olmaz. Daha iki gün önce hoplayan zıplayan kedim şimdi yok. Resmen kabus gibi.

"Haydut" kedim adı gibi haydutluğunu bana yaptı, beni Haydut'suz bırakarak. Daha yavruydu o. Mamasını verirken nasıl sabırsızca mızmızlanırdı. Kendini  gönlü olunca sevdirenlerdendi.

"Niye bu kadar üzülüyorsun, alt tarafı bir hayvan ve de hayatın kaçınılmaz sonu" diyenler olabilir. Tamam, kedileri çok seviyorum beni hayata bağlayan yaratıklar oldukları için ama insan sevdiğinden çok hayatı paylaştıklarını kaybedince üzülür. Ve ben hiçbir zaman onlara hayvan gözüyle bakmıyorum. Ben ne isem, onlar da o. Ve ilk defa bu seneki kedilerim benim gözümün önünde doğmuş, gözleri açıldığında da, açmalarına ben yardımcı olduğum için annelerinden önce beni görmüşlerdi. Kedilerimle ben başka şekilde bağlanıyoruz birbirimize. Onlar da beni kendilerinden biri olarak görüyorlar ve başkalarını ben gibi zannederek herkese sevgiyle yaklaşıyorlar. Kötülüğün ne olduğunu, başka insanların kötü davranışıyla görüyorlar öncesinde bilmedikleri için ve bazen "Kedilerimi çok severek onlara kötülük mü yapıyorum?" diye düşünüyorum. Belki hayata bensiz hazırlansalar, kötülüklere karşı daha hazırlıklı olurlar.

Tanıdıklarım anlayamıyor beni hayatı onlarla eşit bir şekilde paylaşmamı. Oysa bunun tek tarifi var sevgi. Belki kediler benim onlara baktığım gibi bakmıyor olabilirler ama onlar da bakış açılarına göre sevgiyle bakıyorlar işte.

Kedilerimin kollarımda ölmeleri acı veriyor ama uzaklarda benden habersiz ölmeleri çok daha acı. Kedim kollarımda öldü ama en azından vedalaştık. Kaç kedim evden çıktıktan sonra dönmüyor insanların kötülükleri yüzünden. Evet insanlar kötülük yapıyor hayvanlara trafikle, vesaire sorumsuzluklarıyla, sanki bu dünya sadece onlarınmış gibi.

Bugün eve döndüğünde yaşaması için umudumu hiç yitirmedim ama 2'ye kadar vaktimiz olduğunu biliyordum. Tahmin ettiğim gibi 2:12'de vedalaştık. O zamana kadar da kollarımdaydı.

Seni seviyorum Haydut'um. Görüşmek üzere...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder