18 Mart 2013 Pazartesi

Korkunç olan farklılıklar değil, nefrettir

Katıldığım aktivitelerde, genellikle payıma yabancı uyruklular, ötekileştirilmişler düşüyor diyeceğim ama, sanırım ben böyle olmasını istiyorum. Nedense de daha kolay kontakt kurabiliyorum onlarla. Bu durumun adı doğduğum topraklarda yabancı olmak mı oluyor şimdi? Yalnız bende farklı bir ortam, yabancı bir ülkedeki gibi o ürkeklikten eser yok tabi, eşcinselliğe bakış açısı ters olmasına rağmen. İnsan zamanla homofobiye de alışıyor ve önlemlerini ona göre alıyor.

Bu akşam mesela 10-15 kişilik çocuk yaşta diyebileceğim bir gençlik grubu girdi spor yaptığımız salonun izleyici bölümüne. Isınma hareketleri yaparken sürekli, küfür veya hakaret olmasa da eşcinselliğim doğrultusunda sözlü saldırıya maruz kaldım ama hiç üzerime alınmadım. Spor hocalarından birisi bir sıkıntı olup olmadığını sordu, ona da hiçbir şey anlamıyormuşum numarası yaptım. Çünkü ailecek herkesin geldiği ve belediyenin bünyesinde bir aktiviteydi. Kimsenin huzurunu bozmak istemedim. Çünkü serserilerin ne yapacağı belli olmaz ki. Zaten 10-15 dakika sonra tepki vermeyince çekip gittiler. Oysa eşcinselliğimi belli eden ne bir davranışım oldu, ne de giyim-kuşam olarak bir dikkat çekiciliğim vardı. Açık eşcinsel olduğum için internet üzerinden falan tanıyorlar mı bilemeyeceğim. Ama zannetmiyorum. Dışarıdan zaten söz konusu değildir. 5-6 yıldır ödemeler, alış-veriş, spor gibi mecburi ihtiyaçlar dışında dışarıya çıkmıyorum çünkü. Her zaman diyorum, bir insanın suratına dikkatli bakarsan, cinsel yönelimini anlayabilirsin. Tabi anlaşılmayacak tarzda, "Bear" sınıfındaki eşcinseller de var ama, bir de suratında az veya çok kadın siması olan eşcinseller var işte. Ne kadar düz davranırsan davran anlaşılıyorsun. 

Bilmiyorum, belki ben de az veya çok bir transsesküelim. İçinde bulunduğum ortamın, benim de cinsiyet kimliğime baskı yapmasından dolayı, sadece cinsel yönelimimle idare ediyorum kimliğimi. "Kendimi hiçbir cinsiyet kimliğine ait hissetmiyorum" derken yalan mı söylüyorum acaba? Ama hissetmiyorum gerçekten. Kendimi erkek cinsiyetinde hissetmiyorum ama, kadın cinsiyetim var da utandığım için içimde mi uyutuyorum acaba?

Her neyse, geçen gün İranlı bir arkadaşla badminton oynadım, bugün de gene yabancı bir öğrenciyle oynadım. Belki eşcinseldi, belki değildi ama sonuçta o da bir farklılıktı ve ne tuhaf ki doğduğum şehirde ancak farklılıklarla yalnız hissetmiyorum kendimi.

Yazının başlığına gelince. Bulunduğum ortamda ne ülkeleri farklı olanların bir zararı vardı, ne de eşcinsellerin heteroseksüellere bir zararı. Ama içlerinde nefret barındıranlar, farklılıklara karşı nefretle yetiştirilenler, farklılıklara karşı patlamaya hazır birer saatli bomba gibiler.

Katıldığım aktivitelerde dikkatimi çeken bir güzelliği paylaşmadan edemeyeceğim. Haliyle her aktif ortamda eşcinseller de oluyor. Ama ne yazık ki eşcinselliğimizi kendi aramızda bile paylaşamıyoruz dikkat çekmemek için. Ama aramızda uzaktan da olsa dostça çok güzel pozitif bir elektirik oluşuyor. Bu ötekileştirilmişliğin getirdiği yalnızlık duygusuna karşı geliştirilen bir ılımlılık da olabilir tabi. Dikkatimi çeken güzellikse şu. Eşcinseller o kadar uyumlular, o kadar insancıllar ki... Biliyorum cinsel yönelimin insanın kişiliğiyle alakası yok ama ötekisi olmak nereye kadar, ne zamana kadar insanı uyumlu, eğlenceli ve pozitif olmaya iter ki?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder