4 Şubat 2013 Pazartesi

Feminen bir yüzde bıyık biraz eğreti durmuyor mu?!!

Bir eşcinsel, eşcinsel haklarına nasıl karşı olabilir ki?

Toplumsal cinsiyet anlayışına göre Feminen bir yüzde bıyık biraz eğreti durmuyor mu?!

Bir eşcinsel eşcinsel haklarına nasıl karşı olabilir ki? Evlilik de bir eşcinsel hakkıdır, çocuk sahibi olmak da. Benim cinsel yönelimim sevgi paylaşımıma engel değil ki. Eşcinsel olarak doğduysam, kendimi eşcinsel olarak hissediyorsam ve bu durumun da bana bir zararı yoksa, hiç kimseye zararı yoksa, neden ben, neden eşcinseller heteroseksüellerle eşit haklara sahip olmasınlar ki? Evliliği sadece iki kişinin birlikteliği olarak görüyorsa, arkasında sosyal haklar olarak da eşcinsellerin menfatini koruduğunu düşünemiyorsa, o eşcinsel ne kadar bilinçlidir ki eşcinsellik konusunda?

İnsanların kanunlar önünde eşit olabileceğine inanıyor ama doğada, mesela kadınlarla erkeklerin eşit olduğuna inanmıyor. Eşitlik veya eşitsizlik anlayışı sadece fizikten ibaret sanırım. Doğası gereği kadınlar feminen, erkekler maskülenmiş, yani farklılarmış ve bunu da korumaları gerekiyormuş. Ama lafı nereye getiriyor. Gene basit fiziksel güç anlayışına. Çünkü kadınlar korunmaya muhtaçmış, korunmaya ihtiyaçları varmış. Kimden acaba? Güvendiğimiz dağlara kar yağmıyor mu? Bütün kötülükler güvendiğimiz erkeklerden gelmiyor mu? Güvendiklerimize karşı bizi kim koruyacak acaba? Biz diyorum, çünkü kendimi erkeklik sınıfında hiç görmedim, görmeye de niyetim yok. Devlet de maskülen yani heteroseksist, o da erkeklerin tarafını tutuyor. İnsanların kendisinden başkasına güvenmeyip, kendi başlarının çaresine bakmasından başka bir çıkar yol var mı?

Kadınlık ve erkeklik konusuna bir açıklama getirmek istiyorum. Ben bir insanın cinsiyet kimliğinin belirleyicisinin hormonlar olduğuna inanmıyorum. Bu eşcinselimiz kadın ve erkeklerin hormonlarının farklı olduğunu belirtip, erkeklik ve kadınlığı bir anlamda hormonlara göre tanımlamıştı ama "Hangi erkeklik ve hangi kadınlık?" diye sormak gerekiyor. Hormonların biyolojik cinsiyetin belirleyiciliğine bir katkısı olabilir ama benim kendimi erkek veya kadın hissetmemle, biyolojik yapımın hiçbir alakası yok ki. Erkek bedenindeki kadınlar, kadın bedenindeki erkekler ne olacak peki? Ama şöyle ilkel bir heteroseksist anlayış ve dayatma mevcut. Bir erkek bedensel olarak erkekse erkektir, kadınsa kadın. Hissettiğin yapınla, bedensel yapın birbirini tutmuyorsa, toplumsal cinsiyet algısıyla örtüşen biyolojik-bedensel cinsiyeti doğru bulacaksın ve ona göre cinsel kimlik takınacaksın. Mesela ben biyolojik olarak erkeğim, hormonlarım da erkeklik hormonu, hatta bunun göstergesi olarak kıllı-mıllı ve kel bir erkeğim. Niye  biyolojik ve toplumsal cinsiyetlerden birine hapsedeyim ki kendimi? Hiçbirine ait hissetmiyorum çünkü. Hiçbirine uygun da giyinip davranmıyorum. Kendimi ne maskülen, ne de feminen hissediyorum. Ben şahsıma münhasır olmak istiyorum. Böyle olmayınca benim toplum içine çıkma hakkım yok mu? Ama  bazıları hem toplumsal cinsiyete aykırı giyinip, davranıyor, hem de başkalarından toplumsal cinsiyete uygun davranış bekliyor. Bunun adı çelişki değil de nedir? Muhafazakarlık eşcinselliğe karşı çıkarken, hem nasıl muhafazakar eşcinsel olunur onu da anlayabilmiş değilim. Muhafazakarlığın benim bilmediğim esnek bir tarafı, eşcinsellere ve eşcinselliğe bir toleransı mı var? Biz eşcinseller muhafazakarlıktan muzdarip değil miyiz? Bazı eşcinsellerin ayrıcalığı mı var?!

Aslında bu eşcinselimiz heteroseksizmi çok derinden içselleştirmiş ve heteroseksist yapıyı doğal zannediyor ve de doğayı, heteroseksist yapıyı, eşitliği, eşitsizliği birbirine karıştırıyor sanırım. Çünkü "kadın kadınlığını bilmeli, erkek de erkeklğini bilmeli"ye getiriyor lafı. Çünkü feminen kadın severmiş, süslü erkekleri beğenmezmiş. Bu eşcinselimiz acaba eşcinsel falan değil de, cinsiyet kimliğiyle barışamamış heteroseksist bir transseksüel kadın mı? Eğer sen eşcinselsen ve süslü erkekten hoşlanmadığına göre sen neden süslüsün? Yoksa sen de eşcinseller arasındaki içselleştirilmiş toplumsal cinsiyete mi inanıyorsun? Yani gizli eşcinseller erkek rolünü oynasın, transseksüelliğiyle barışamayan AÇIKTA kalmış eşcinseller de kadın rolünü oynasın.  Eğer heteroseksist bir transseksüel değilse, erkek eşcinsel de pek süslü olmaz ve beraber olduğu kişinin cinsiyetinin ambalajına-kılığına-kıyafetine kafayı takmaz.

Her çocuğun biyolojik olarak erkek veya kadına anne-baba demesi hakkına gelince. Sen çocuğu şartlı yetiştirirsen, sadece heteroseksist sistemi normal karşılayıp desteklersen, bunun dışında kalanlar elbette sıkıntı yaşar. Tıpkı senin yaşadığın gibi iki arada bir derede kalır. Toplumsal cinsiyetle doğası arasında çelişki yaşar, gel-gitler yaşar ve tam anlamıyla kimliğiyle barışamaz. Çünkü insanların cinsiyet yapı ve cinsel yönelimlerine terzi gibi toplumsal cinsiyete göre kıyafet dikersen, bunun adı heteroseksizme maruz kalmaktan dolayı içselleştirilmiş homofobidir. Bırak insanlar mavi ve pembe kimlikler dışında da varolabilsinler. İstediğiyle evlenip, istediği rolü oynasınlar.

Eğer eşcinsel evliliği yanlış buluyorsan, senin de gözönünde bulunman bir yanlışlık teşkil edebilir. Çünkü söylediklerin eşcinsel haklarına karşı şeyler ve sen eşcinsel olarak varolmaktan kendini alıkoyamıyorsun. Ya eşcinselliğe kulp takmayacaksın, ya da eşcinselim diye ortaya çıkmayacaksın. Çünkü senin heteroseksizmle çelişkili bir eşcinsel kalıbın var. Mesela feminen bir yüzde bıyık biraz eğreti durmuyor mu?

Unutmadan... Bir eşcinsel hala heteroseksist bir dille eşcinsellerin doğuştan sahip oldukları bir yönelime tercih diyebiliyorsa, metroseksüellikle heteroseksüelliği birbiriyle karıştırabiliyorsa, cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği gibi ayrıntılar ilgili olarak çok şey beklememek gerekir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder