4 Şubat 2013 Pazartesi

Dansçılar ahlaksız, penisli heykeller put olursa!

Dansın çocuğun gelişimini olumsuz etkilediğini düşünürsen, heykelleri eşcinseller yapıyor diye put ilan edersen, bizim Avrupa Birliği'nde ne işimiz olabilir ki?


RTÜK, yani Radyo Televizyon Üst Kurulu az kalsın bir televizyon kanalındaki dansözlü sahneye ceza kesecekmiş. Sonradan çocukların gelişimine olumsuz etki etmeyeceğine karar verilerek cezadan vazgeçilmiş.

Gerçekten nasıl bir zihniyettir ki, sanattan, kadın faliyetlerinden bu kadar uzak kalabiliyor insanlar? Onlara-kadınlara-dansçılara o şekilde bakmanın sadece heteroseksistçe bir erkeklik bakış açısı olduğunu nasıl düşünemezsiniz, düşünmeyiz ki? Bir beden bez parçasıyla örtülünce mi ahlaklı oluyor, ahlak sadece et parçasında mı? Kadınlar dans falan etmeyip hep erkeklerine mi hizmet etsinler? Dans etmek istiyorlarsa da sadece kocalarına mı dans etsinler? Hem ayrıca dans dediğin nedir, sanat dediğin nedir ki? Olsa da olur, olmasa da!

Aslında hedef gene heteroseksist yapıyı sağlam tutmak. Şimdi dans ahlaksızlık olarak tanımlanıp ceza kesilmezse, meşrulaşır ve herkes dansöz olmak isteyebilir alimallah ve ahlak anlayışı kökten sarsılır. Dans edenleri ahlaksız, yarı çıplak kadınlar olarak ötekileştirelim ki, herkes bu şekilde öğrensin ve kimse dansçı olmaya kalkmasın. Dansçı olmaya kalkanlar da ahlaksız olarak hedef gösterilmeyi göze alsınlar denmek istiyor. Yanılıyor muyum? Yanılıyorsam, TRT'de oryantal dans olsun öyleyse.

Heteroseksist yapıların kurumları kendi çıkarlarına uygun ahlak anlayışıyla ahlakçılık yaparken, aslında bir anlamda geleceğin suçlularını yaratıyor. Kimler mi onlar? Sanat düşmanları. Evet dans bir sanattır ve heykel put değildir. Dindar bir belediye başkanı da Avrupa şehirlerinden birinde heykelleri görünce, her yeri putların işgal ettiğini söylemiş ya. Hatta heykeltraşların da eşcinselliklerinin altını çizmiş. Hem bir heykelin nasıl penisi olurmuş? Böyle düşünenlerin ve böyle düşüncelerin, böyle ahlakçılığın kaynağı heteroseksizmden başka bir şey olabilir mi?


Herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekiyorsa, eşcinselleri de olduğu gibi kabul etmek gerekmez mi?

Şimdi "Bizi Avrupa Birliği'ne niye almıyorlar?" diye sormanın alemi var mı? Önce ülkendeki vatandaşlarına haklarını vereceksin, ondan sonra onlara-Avrupa'ya dahil olmaya çalışacaksın. Eşcinselliği ahlaksızlık, günah, hastalık olarak gören bir kitleyi, eşcinselliği normal karşılayan ve onlara haklarını veren ülkeler niye aralarına alsınlar ki? Kendi vatandaşları daha fazla homofobiye maruz kalması için mi? Yok öyle "Bizi olduğumuz gibi kabul edin" demek. Herkesi olduğu gibi kabul etmek gerekiyorsa, sen de başkalarını olduğu gibi kabul edeceksin. Mesela eşcinselliği tanıyacaksın, eşcinsellere haklarını vereceksin, onları koruyacaksın ama eşcinsel olarak koruyup haklarını vereceksin. Çünkü biz heteroseksüel değiliz ve heteroseksist yasalar eşcinselleri korumuyor, haklarını da karşılamıyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder