21 Ocak 2013 Pazartesi

Eşcinselleri en mutlu eden şey!

Bir araştırmaya göre insanları en mutlu eden şey yerde para bulmakmış. Normaldir. Çünkü ihtiyaçlarımızı o para denilen araçla karşılıyoruz. Ama paranın anlamı ihtiyaç karşılamaktan çok öte boyutta artık. Resmen koşullanmışız onun güzelliğine. Sihirli bir şey gibi artık paranın ışıltılı cazibesi.

Ne yalan söyleyeyim ben de çok seviniyorum yerde para bulduğum zaman. Ama o anda aklıma ilk gelen o parayla en çok sevdiğim şeyi bedava gerçekleştirmek aklıma geliyor. Yani gidip hemen bir müzik albümü almak. Tabi o anda üzülüyorum da bulduğum parayı düşüren için. Sahibini bulsam tereddütsüz teslim ederim tabi. Ben almasam başka birisi de alacak. Haram olduğunu ve fazlasıyla benden çıkacağını bile-bile de o parayı yerden almaktan alıkoyamadım bugüne kadar kendimi. Bazen de şanslı olduğumu düşünüp, hediye gibi de görüyorum o parayı.

Araştırmaya göre insanların paradan başka sevdiği şeyler de var tabi. Kadınların para bulma sevinci erkeklerinkinden % 10 eksikmiş.

Beni en mutlu eden şeye gelince... Biraz önce söyledim aslında. Para benim için sadece bir araç olduğu için müzik albümü satın alabilmek beni en çok mutlu eden şey. Kitapçıdan kitap almak da. İnternet yaygın olmadan önce en çok mutlu edenlerin başında gazeteciden dergi ve gazete almak en çok mutlu eden şeydi.

Benim için hayatta en büyük lüks müzik dinlemek ve okumak, sonra da bunları başkalarıyla paylaşmak. Onun dışındakiler zaten temel ihtiyaç, bir lüks ve keyif işi değil bana göre. İnsanlar kıyafet alış-verişini, lokantalarda pahalı yemek yemeyi, konforlu evlerde yaşamayı, ev veya araba sahibi olmayı bir keyif olarak algıladığı gibi, bir statü olarak da görüyorlar. Öyle olunca da hayat sorumsuz, duyarsız ve görgüsüzce yaşanıyor. Hangi insanlığa hizmettir ki hayvanların katledilerek kürk giymesi, canlı-canlı hayvanların pişirilip yenmesi, herkesin altında özel arabasıyla doğayı katletmesi, beton yığınlarıyla çevreyi kirletmesi.... Ben kıyafetleri tabiki de içinde rahat olabileceğim tarzda seçiyorum ama en ucuz olanı seçerim hep ve sezon sonu alış-veriş yapar, kalıcı olabilecek renk ve tarzda alarak da yıllarca giyerim. Yemek yemek de benim için arabanın benzin ihtiyacını karşılaması gibidir. Ev veya araba sevdam hiç olmadı. Ehliyetim bile yok. Yaşadığım yer de eşyasız büro tarzı. Bir arkadaşımın dediği gibi mahzen!

Beni mutsuz eden şeylere gelince... Çok saçma gelecek ama ben uç boyutta takıntılıyım ve en mutsuz eden şey de aldığım müzik CD'lerinin çizik çıkması, fotoğraflardaki parmak izi, kitaplarıma-dergilerime dokunulması. Onun dışında mutsuz olduğum bir şey yok. Çünkü her şey hayata dair. Önemli olan buna hazırlıklı olup, sağ duyuyla yaklaşabilmek, yaklaşamıyorsan da, yaklaşabilmeyi öğrenmek gerek. İnsanlardaki adaletsizlik, yapılan ayrımcılıklar, şiddet, nefret falan tabiki de benim kişisel sevdiklerim ve sevmediklerimle karşılaştırılamayacak önemli şeyler ama bunlardan mağdur olan da, mağdur edilen de, kendi duyarsızlıklarının, kendi sorumsuzluklarının kurbanı değil mi? Tamam hayvanların başına gelenler hayvanların suçu değil ama, doğayı katleden insanlar, bunun cezasını eninde sonunda çekecekler. Tabi bunu düşünemezler. Çünkü yaşama bir bütün olarak bakamıyorlar. İnsanlığın bugününü düşünüp, yarınını düşünmüyorlar. Yani katlettiğimiz canlılardan bir farkımız yok hala....

"Eşcinselleri en mutlu eden şey ne?" diye soracak olursak, herhalde uzun vadeli bir aşk yaşayacağı sevgilidir. Ona sahip olmak ve onun tarafından sahip olunmak. Oysa bu da heteroseksizmin bize öğretisinden başka bir şey değil.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder