28 Mayıs 2012 Pazartesi

"Kendini kadın hisseden herkes kadındır"

Heteroseksist bir dünyada transseksüel olmak kadar zor bir şey yoktur.

Amerika'daki Adalet Bakanlığı "Kendini kadın hisseden herkes kadındır" demiş cinsiyetini değiştirmek için sıra bekleyen trans bir kadının, üniseks yani erkek ve kadınların ortak kullandığı tuvalet olduğu gerekçesiyle kadınlar tuvaletini kullanma hakkına çıkartılan engelden dolayı. Bu sözü söyleyen ve kurumunun ülkesinin Amerika olması, bu sözün sadece Amerika'ya mahsus olması için gerekçe sayılamaz. Sonuçta nerede olursa olsun, nasıl yaşarsa yaşasın insan her yerde insandır. Bir insanın temel ihtiyaçlarını belirleyen gelenekleri veya inançları değildir, olmamalıdır da. Çünkü insan olmazsa, insanca yaşayamazsa geleneklerin ve inançların bir önemi ve anlamı olabilir mi? İnsan olmayınca gelenek ve inanç diye bir şey olmaz zaten. Homofobi ve transfobiye zaman, mekan ve manevi değerleri bahane etmek insan haklarıyla da bağdaşmaz. Demek istediğim Amerika'da transseksüel hakları varsa, Türkiye'de de olmalıdır. Üstelik Türkiye'de okullarda üniseks tuvaletler bile yok daha. Var mı bilmiyorum gerçekten?

İnsan, ayrımcılığa maruz kalan kimliklerin yerine koymazsa kendini, bu kimlik bir de erkek egemen bir toplumda trans olmaksa anlaşılması çok zor, ötekileştirilmesi de kaçınılmazdır. Hiç kimse farklılıkların yanında yer almazsa kim anlayacak onları veya olmayan, oluşturulmayan yasalar mı koruyacak? Çünkü yasalar herkesi koruyacak şekilde oluşturulmazsa, farklılıkların insanlık hakları da gözardı edilecektir.

Kimliklerin bedensel-biyolojik cinsiyete indirgenmesiyse, cinsiyet ve cinsel yönelim farklılıklarının işini daha da zorlaştırmaktadır. Önyargıların, ayrımcılıkların sebebi de cinsel kimliklerin tam olarak bilinmemesinden kaynaklanan yabancılıktır. Doğuştan bedensel kimliği ne ise, o kimliğe yüklenen öğrenilmiş toplumsal cinsiyet kimliği, o kimliğin erkek veya kadın tek kimliği oluyor, duyguların, hislerin hiçbir önemi kalmıyor. Duygularını ve hislerini doğuştan gelen bedensel kimliğine göre yönlendirmezsen hasta sayılıyorsun, sapık sayılıyorsun.

Burada heteroseksist sistemin bireylere toplumsal rollere dayalı toplumsal cinsiyeti dayatmasıyla beraber, trans kimliklerin de kendilerini ne hissetmelerinin dışında, toplumsal cinsiyetle bütünleştirilen bedensel cinsiyetle varolmaya çalışmalarından dolayı doğal yapılarını inkarı anlamında kusurlu gibi görünseler de, hem heteroseksizmin toplumsal cinsiyeti herkese dayatmasından dolayı bir çıkış yolu bırakmamasından, hem de herkesin hissettiği şekilde yaşama hakkından dolayı kimse transseksüelleri suçlayamaz ve de engelleyemez.

Heteroseksizmin, egemenliği için toplumsal cinsiyeti biyolojik cinsiyete dayatmasına rağmen, cinsiyet kimliğini biyolojik cinsiyetiyle bütünleştirmeye çalışan transseksüellere engeller çıkarması da tutarsızlığın-çelişkinin resmi kanıtıdır. Herkesi erkek veya kadın yapmaya çalıştığınıza göre, bırakın herkes cinsiyet kimliğini bedensel kimliğiyle bütünleştirsin. Transseksüeller de kendilerini tamamlamak için, işte bunun-erkek veya kadın olmanın gayretinde değiller mi? Ne tersini kabul ediyorsunuz, ne yönetini. Transseksüellerin elinden başka ne gelir ki!

Ama heteroseksizmi oluşturanlar ne transseksüellikle eşcinselliği ayırt edebilecek bilinçteler, ne de trans kadınlık veya trans erkekliğin, eşcinselliğin ne olduğunun bilincindeler, ne de öğrenilmesi taraftarılar. Doğduğun bedenle toplumsal bir erkek veya kadın gibi yaşamıyorsan, yanlış olan, kusurlu olan, bilgisiz olan sensindir ve her türlü engelle karşılaşmak engel çıkaranın sorunu değil, çoğunluğa uymayanın, engellenenin sorunudur!

Transseksüellerin tuvalet sorunu heteroseksist dünyada karşılarına çıkan engellerin sadece bir tanesi. Eşcinselliğe ne kadar karşıysa, transeksüelliğe de, LGBT'liğin hepsine de karşı heteroseksizm. Erkekliği, heteroseksüelliği sadece eşcinseller baltalıyor, diğerleri erkekliğe veya kadınlığa dahil diye bir tolerans yok. Onlara translıklarından dolayı hiçbir zaman tam bir erkek veya kadın gözüyle bakmıyorlar ki?

Kadın transseksüelliği travestiliğe indirgendiği için, travestiliğe toplumdaki önyargılı bakış açısı ve ahlakçılıktan dolayı çocuklarının transseksüel olmasından korkan, eşcinsel olmasına razı olan aileler bile var. Çünkü travestilik demek seks işçiliği demek. Çocukları seks işçisi olacağına, gizli bir eşcinsel olur daha iyi!

Oysa seks işçileri neden var diye bir düşünseler, ucunun kendi duyarsızlıklarına kadar uzandığını görecekler. Ekonomik bağımsızlığını kazanan kaç insan cinsiyet kimliği veya cinsel yönelimi ne olursa olsun, istemediği kişilerle seks yapar? Kaç insan toplumun cinsel ihtiyacını karşılamaya gönüllü olur? Varsa da bu seks işçiliğinin keyfi meslek olması anlamına gelmez ve bu bütün seks işçilerine genellenemez.

Bütün bunları gözönünde bulundurduğumuzda da, bedensel cinsiyetiyle toplumsal cinsiyeti birbiriyle örtüşmeyen bir insan heterosekist bir dünyada durduk yere transseksüel olmayı tercih etmez. Çünkü o kadın veya erkektir zaten. O kadar kolay ve de sadece düşünüldüğü gibi keyfi bir tercih meselesiyse, toplumsal cinsiyetiyle biyolojik-bedensel cinsiyeti birbirine uyan erkek veya kadınlar cinsiyetlerini değiştirsinler bakalım. Üstüne üstlük bir de iş arasınlar bulabilecekler mi acaba? Buyurun seks işçiliği sizi bekliyor, kolaysa bir de siz yapın! Ahlak bekçilerinin 24 saat ensenizde dolaşmasının ne demek olduğunu anlayabilir misiniz acaba o zaman? Bu işin ameliyatı da var üstelik. Yoksa bu dünya daha pipi kadınlarla, kukulu erkekleri kabul etmiyor.

Heteroseksizmin transseksüellere çıkardığı en büyük engel de cinsiyet değiştirme ameliyatları zaten. Yıllarca süründürüyorlar transseksüelleri ister hukuksal anlamda, ister tıbbi anlamda. Ameliyat sonrasında çıkartılan resmi veya toplumsal engeller de bir türlü yakalarını bırakmıyor. Ne okuduklarının hayrını görüyorlar, ne de yaşadıklarının. Şu hayatta transseksüel olmak kadar zor bir şey var mıdır acaba?

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder