29 Mayıs 2012 Salı

Eşcinsellere Eşitlik Sözle-Mözle Gelmez, İcraat Gerek Hemen!


Deseler ki bana, "Kendini yazıyla kısaca resmedebilir misin?". Evet, bundan kolay ne olabilir ki? Cinsel yönelimimden, eşcinselliğimden, ibneliğimden, topluğumdan dolayı heteroseksist dünyanın defalarca morarttığı suratım gelir aklıma. Vücuduma aldığım darbelerden dolayı aylarca çektiğim ağrılar gelir, kimsenin görmediği, bilmediği kırılan dişlerim gelir aklıma. İçimde yaşadığım ayrımcılık acısının fırtınasının şiddetiniyse kimse tahmin edemez. O gülen yüzümün arkasında hayata tutunma çabam, heteroseksizme teslim olmamak için kendi-kendime verdiğim cesaret yatar. Acıdan taşlaşmış yüreğimi yumuşak tutma, her şeye rağmen sevgimi kaybetmeme gayretim yatar. Duygusal ortamlardan kaçış nedenim birikmiş gözyaşlarımın boşalmaya hazır olmasındandır. Çünkü ağlayarak-sızlayarak biz eşcinsellere merhamet gösterilmeyeceğini bu yaşıma kadar fazlasıyla öğrendim. Eşit ve insanca yaşamanın yardım dilenerek mümkün olmayacağını, verilen sözlerin de yerine getirilmeyeceğini çok iyi biliyorum. 10 yıl önce Başbakan'ın eşcinsellerin de yasal güvence altına alınması gerektiğine dair söylediği sözlerin de benim için bir anlamı yok. İktidarların da insanların yaşamlarını daha iyileştirmek için geldiğine inanmak isterim ama bu iyileştirme kişiden kişiye değiştiği ve herkesi de kapsamadığı ve de bugüne kadar verilen sözler kişisel ideolojiler yüzünden havada kaldığı için sadece sözden ibarettir. Sözden ibaret olmasa bile bir tek benim haklarım görmezlikten geliniyorsa, sözlerin yerine getirilmesinin benim için hiçbir değeri ve anlamı olamaz. Ben  eşya mıyım da bana verilen hayatı insanca yaşamayayım? Sadece iktidarları suçlamıyorum. Benim gözümde o iktidarları oraya getirenler veya umutlarını yitirmiş kurbanlar da iktidarlar kadar suçlu. İktidarlar yönetmek için iktidar olurlar ama iktidarlara yön vermek insanların, vatandaşların, halkın (başka bir adı kaldı mı?), seçmenlerin, oy potansiyellerin görevidir. "Burası şu coğrafya, bu kültür" diyip de inançların, geleneklerin arkasına saklanıp hiç beklentisi olmayanlar benim gözümde en suçludur. İktidarlara insanları istedikleri şekilde kullanma cesareti veren onlardır. Benim canım yanıyorsa, bunun en büyük suçlusu sessiz kalan eşcinseller, eşcinsellerin öldürülmelerine seyirci kalan, duyarsız kalan herkestir. Başbakan da anlamaz bizi, Cumhurbaşkanı da, Milletin Vekilleri de. Çünkü onların çocukları cinsel yönelimlerinden dolayı şiddete maruz kalmıyor, cinsiyet kimliklerinden dolayı öldürülmüyor. Onların çocukları hem eşcinsel olmaz. Kazara olsa bile tedavi ettirirler! Onlar "bizim" vekillerimiz de değil. Sorun bakalım kaç tanesi "Ben eşcinsellerin de vekiliyim" diyebilecek. Eşcinsellik kelimesini ağızlarına bile yakıştıramıyorlar ama koltuklarında oturmasını çok iyi biliyorlar. Kimin için oturuyorlar o koltuklarda söylesinler bana. Benim vekilim nerede söyler misiniz? Beni kim temsil ediyor Mecliste veya temsil etmek isteyenlere müsade var mı? Kaç parti açık eşcinselleri seçilebilecek sıradan aday gösterebilecek? Eşcinsellerin de sağlıklı birer insan olduğuna dair inancınız yok sanırım. Meclisi hastalıklı, ahlaksız ve günahkarların kirletmesinden mi korkuyorsunuz? Hukuk önünde herkes eşitmiş. Nerede benim eşitliğim? Alırken iyi de, verirken mi kötü? Eşcinseller ve transseksüeller sırf cinsel yönelim ve cinsiyet kimlikleri yüzünden şiddete maruz kalıyorlar ve öldürülüyorlar. Bizleri neden nefret suçları kapsamına almıyorsunuz söyler misiniz? Neden bizi Anayasa'da tanımlamak istemiyorsunuz? Bahaneleri geçin lütfen! Eşcinsellik veya transseksüelliğe dair cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği kelimeleri bizi daha imtiyazlı hale getirmeyecek, bizlere herkesten daha fazla hak verilmesini sağlamayacak ki? Sadece bizler insanca yaşamak istiyoruz ama siz bizi insan yerine koymuyorsunuz. Özellikle kitlelere hitap eden medya veya iktidardaki kişilerin LGBT'leri, herkesin anlayacağı dilden eşcinselleri, transseksüelleri "ahlaksız ve hasta" diye hedef gösterirlerken hiç vicdanları sızlıyor mu acaba? Zannetmiyorum. Akan kanlarımızda, bizleri nefrete hedef gösterenleri nefret suçları kapsamında değerlendirmeyip cezalandırmayanların parmağı yok mu? Eşcinsellerin, transseksüellerin ve diğer LGBT'lerin de anlaşılması için, onların da politik dilden konuşmalarına izin verilmesinin zamanı gelmedi mi? Merhamet beklentisiyle, olmayan vicdanla eşitlik-meşitlik gelmeyeceğini eşcinsellerin de anlaması gerekiyor artık. Açık eşcinsel olarak herkesin anlayacağı dilden konuşmalıyız. Azla yetinmek falan çok saçma. Kimse-kimseden üstün değil. Herkesin inançları ve gelenekleri kendisini ilgilendirir ve kimsenin değerlerine saygısızlık etmediğim sürece de beni bağlamaz ama benim eşcinselliğim zaten onların inanç ve değerlerine ters değil mi? Ama bu benim insanca ve herkesle eşit yaşamamın önünde engel değil. Çünkü bu ülke bildiğim kadarıyla inanç, değer ve geleneklere göre yönetilmiyor, yönetilmemeli, yönetilemez de.

Herkes cinsel yöneliminden utandırılıp bunu saklayabilir ama heteroseksizmin bana yaşattığı acıları unutmam söz konusu bile olamaz. "İbneyim, topum" diye gururla haykırıyorsam, sırf cinsel yönelimim yüzünden insanlığımın hiç sayılmasındandır. Çünkü sırf eşcinsel olmam benim acı çekmeme, şiddete ve her türlü ayrımcılığa maruz kalmama, eşcinsellerin, transseksüellerin öldürülmesine sebep teşkil edemez. Bugün olmasa yarın, eşcinsellere yapılan haksızlıkların hesabı eninde-sonunda sorulacaktır. Çünkü yaşadığımız acılar çok haksız ve de çok büyüktür. İnsanın sevgisinin, aşkının kendi cinsine olmasından veya cinsiyet kimliğinin trans olmasından dolayı öldürülmesi kadar akıl dışı bir şey olabilir mi?

Fotoğraf yıllar önce maruz kalmış olduğum ve takipsizlikle sonuçlanmış şiddetlerimden bir tanesinin kendi-kendime ve şiddetten günler sonra çektiğim için iyileşmiş halimin resmidir. Bu bir teşhir değildir. Heteroseksist sistemin sırf eşcinselliğimden dolayı beni soktuğu ve korumadığı, korumaya da niyetinin olmadığının belgesidir. Çünkü hala eşcinseller, transseksüeller nefret suçları kapsamında değil ve de Anayasa'da tanımlanmamaktadır, tanımlanmamaları için de iktidar ve bazı muhalif partiler direnmektedirler. Biz eşcinseller de başımıza gelenleri sakladığımız sürece gasp edilen haklarımız iade edilmeyecektir. Bu mesele sokaktaki insan tarafında ayrımcılığa, şiddete maruz kalma, öldürülme meselesi değildir. Heteroseksist sistemin vatandaşından iktidarına kadar eşcinselleri görmezlikten gelme ve yok etme projesidir. O yüzden her şekilde görünür olmak ve haksızlıkları dile getirmek, "bakın bunlar da geldi ve geliyor başımıza" demek de boynumuzun borcudur eşcinsel ve transseksüel hakları, LGBT hakları için, haklılığımızın politikası için.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder