26 Mayıs 2012 Cumartesi
Gece Yatmadan Önce Süt içen Erkekler Gay midir?
Gene sözlüklerden birinin tartışma konusu. Neden eşcinselliği diline dolar bu kadar erkekliğiyle övünen bir millet, o da ayrı bir mevzu; Bastırılmış eşcinsellikten başka bir şey olabilir mi? Benim konu etmemin sebebiyse eşcinselliğin böyle protipleştirilmesine karşıtlık falan veya klişeleşmiş önyargılara, dalga geçmelere karşı eşcinselliği savunmak falan değil, eşcinselliğimle aşırı barışık olmamdan dolayı hoşuma gitmesinden belki. Çünkü bu klişeler önyargılara sebep olsa da eşcinselliğin üstünü açıyor, görünür olmasını sağlıyor, heteroseksist bir dünyada da belki insanların gerçeklerle yüzleşememeleri eşcinsellikle dalga geçme şeklinde gösteriyor kendini. Çünkü eşcinsellikten bu kadar korkulan ve nefreet edilen bir ortamda, insanın eşcinsellikle sempatik veya gerçekçi bir şekilde "açık" olarak kontak kurması kolay olmasa gerek. Eşcinselliğin konu malzemesi yapılıp, ardından da eşcinsel olmadığının söylenme ihtiyacı bile ne kadar heteroseksist yetiştirildiğimizin bir göstergesi. Durum böyle olunca da eşcinsel olunsun veya olunmasın, nasıl eşcinselliğe sağlıklı bir şekilde yaklaşılsın ki. Erkekçe yetiştirilince, toplumsal erkekliğin dışındaki bir yaşam tarzı süt içmek örneğinde olduğu gibi ne kadar sağlıklı olursa olsun, bedensel bir erkekliğe yakıştırılamaz, dolayısıyla da o erkeklik erkekliğin en karşısındakiyle örtüştürülür. Böyle koşullu bir bir erkeklik anlayışının hakim olduğu bir dünyada da süt içen heteroseksüeller bile, eşcinselliklerinden şüphelenebilirler, süt içmeyi bırakacaklardır da büyük ihtimal. Zaten cinsiyetçi erkeklik anlayışı çocukluktan itibaren içselleştirildiği için, daha küçük yaşlardan itibaren nasıl davranılacağı şekilleniyor. Belli bir yaştan sonra ne kadar sakıncalı olsa da toplumsal erkekliğe dair alışkanlıklar aileler tarafından bile görmezlikten gelinebiliyor. Mesela sigara içmek ne kadar sağlığa zararlı olursa olsun, erkekliği tamamlayan bir unsurmuş gibi normal karşılanıyor. Zaten 18-20 yaşından sonra da erkek oldukları için, zararlı erkeklik alışkanlıklarına müdahale edilmiyor. Aynen şiddet konusunda olduğu gibi. Şiddet erkekliğin gücüdür namusu, ahlakı koruyan, namusu temsil edenlerin sığındığı. Neyse konuyu dallandırıp-budaklandırmayalım. Erkeklik süt içmeyi değil, alkol içmeyi gerektirir ne kadar muhafazakar bir toplumda yaşasak da. Yasaklar meşrulaştırılmadıktan sonra da çiğnenmesi erkekliğin vazifelerinden biridir. Nasıl olsa eninde-sonunda heteroseksizmin ailesine katılacak, tövbeye gelip kurallara uyacaktır. Erkekliğin bir görevi de önce deli-kanlı olup, sonra uslanmasıdır. Heteroseksist bir yaşam tarzından da herkes etkilenecek, toplumsal cinsiyeti, toplumsal rolleri benimseyecektir varolabilmek için. Tabi tam tersi davranan erkekliğin dışında kalanlar da olacaktır ama onlar da kıyıda kalanlardır, ya da erkekliğe özenip erkekliği yüceltip besleyenlerdir. Heteroseksist bir toplumda gerçek anlamda kendin olmak ve içinden geldiği gibi yaşamak heteroseksizmi karşına almayı gerektiren büyük bir cesaret işidir. Eşcinselliğiyle barışmış olanların tabi ki bu klişelerle işi olmadığı için bu tür söylemlere uyuz olacaklardır. Onlar süt de içebilirler, alkol de alabilirler. İnsanın hazım konusuyla alakalı metabolizmasının cinsel yönelimle ne alakası olabilir değil mi? Bu bir hayata bakış meselesidir, hayattan nasıl keyif alacağınla alakalıdır. Bu keyfiyatta içinde yaşanılan kültür ister-istemez belirleyici olabilir ama bunun gene de cinsel yönelimle alakası yoktur tabi. Ben mesela sütü 40 yılın başında bir içebilirim ama canım çok istese her gece de içebilirim. Yani çok ön planda değildir süt benim için. Bazen aylar geçer içmemin üstünden ama buna karşılık hiç alkol almam. Süt içmiyorsam alkol almalıyım gibi bir durum ortaya çıkabilir gece dışarıya falan çıkınca ama o da kesinlikle yok. E nasıl bağdaştırabiliriz değil mi o zaman süt içmekle eşcinselliği veya alkol almakla erkekliği. Toplumsal cinsiyet üzerinden yürütülen erkeklik kompleksi diyelim o zaman. Çünkü erkek adam süt içmez!
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder