Bu düşünce bana ait değil ama aksesuar niyetine eşya taşıyan erkeklerin bastırılmış veya gizli eşcinsel olduğuna inananlardanım ben de. Eşcinsellik normal karşılansaydı inanmazdım. Çünkü o zaman insanların kendilerini dolaylı yoldan ifade etmelerine ihtiyaçları olmazdı.
Şimdi gene bir çok eşcinsel, eşcinselliğin belli kalıplar içersine sıkıştırılmasına karşı çıkacak ama bu sıkıştırılmışlık değil, bastırılmışlığın dışarıya yansıması, dolaylı açılımı. Bu şekilde dışavurumun kendini içsel olarak gerçekleştirme gibi işlevinin yanısıra, ihtiyaçtan iletişim aracı olma durumu da söz konusu.
Heteroseksist bir kültür eşcinsel protiplerinin oluşmasına sebep olduğu gibi, bu protipleri toplumsal cinsiyete göre de şekillendiriyor ve eşcinselliği doğal anlamının dışına itiyor. Aslında bilinçli eşcinsellerin karşı olduğu da şekilenmiş bu tip eşcinsellik.
Eşcinselleri eşcinsellikleriyle barıştıramadığımız ve onlar da eşcinselliği toplumla barıştıramadıkları sürece eşcinseller bu cinsiyet şekilciliğinden payını alacaklardır.
Burada tartışılması gereken, eşcinselliğin heteroseksist toplumlarda her türlü görünürlüğü eşcinselliğin varoluş mücadelesine mi dahildir, yoksa eşcinselliğe önyargılı bakış açısını mı beslemektedir?
Bu sorunun cevabı da tek olacağı ve ikinci şık düşünülmesine rağmen kültürel ve paralelinde özgürlük farklılıklarından dolayı görecelidir.
Bizim gibi geleneksel erkeklik görevlerini yerine getirebilen erkeklerin erkek sayıldığı kültürlerde, kendini hiçbir şekilde belli etmemek ne yazık ki eşcinselliğe olan önyargıları yok etmediği gibi, eşcinselliğin tamamen yok sayılmasına da sebep olabilir. Kim kendini olduğu gibi ifade edebilecek? Hatta toplumsal rol kalıplarının belli olduğu kültürlerde, erkek gibi görünen bir eşcinselin eşcinsel yaşam tarzı erkekliğe ters olduğu için, erkek düzeni daha da rahatsız edebilir. Feminenlik bir nebze kadınlığın taklidi sayıldığı için dalga geçilse de hoş görülebilir, öyle de oluyor zaten.
Hep bahsediyorum; Toplumsal cinsiyete endekslenmiş biyolojik erkeklik görevini yerine getiren eşcinsellere eşcinsel gözüyle bakılmıyor ve bunların eşcinsel olduklarını ifade etmeleri, erkekleri ve erkek geçinenleri rahatsız ediyor. "Eşcinsellik böyle bir şeyse ben ne oluyorum?" sorusunu akıllara getiriyor. Çünkü eşcinselliğin feminenliğine, pasifliğine, teslimiyetçiliğine öyle şartlanılmış ki, erkekliğin çok baskın olduğu kültürlerde protipsiz bir eşcinselliği kabul ettirmek hiç de kolay değil.
Tabi ki de doğal bir eşcinsellik için mücadele edilmesi en doğrusudur ama bunun için heteroseksizmi içselleştirmemiş doğal bir eşcinsel kitle gerekiyor. Bu da, bağnaz bir toplumda eşcinsellerin sadece cinselliklerini yaşadıkları eşcinselliklerinden mahrum olmak demektir. Çünkü bu kültürde erkek-erkeğe beraberliğe daha inanılmıyor. Bu kültür daha kendini erkek sınıfına sokan eşcinsellerle, kadın sınıfında kendini gerçekleştirebilen eşcinsellere izin veriyor. Kadın eşcinselliğiyse heteroseksüellerin en fazla fantezisi ne yazık ki.
Eşcinseller olarak bu konuda yapmamız gereken tek şey, eşcinselliği heteroseksizmin etkisi altındaki toplumsal rol kalıplarından bir an evvel kurtarmak.
Eşcinsellerin aksesuar yoluyla kendilerini ifade etmelerine aslında çok örnek verebiliriz. Mesela eskiden normal karşılanmamasına rağmen şu anda çok olağan hale gelmiş, erkeklerin olmazsa olmazlarından biri küçük el çantalarıdır. Bildiğim kadarıyla eskiden erkekler böyle çanta taşımazlardı. Çünkü çanta kadınlara mahsus, hatta kadınlığın sembol eşyalarından biriydi. Sonra batıdan "freebag" denilen bel çantası kullanımı ithal edildi. Zamanla bu çantalar omuzlara asılmaya başladı. Sonra da sadece omuzlara asılanlar üretilmeye başlandı. Şimdi de sokakta çantasız bir erkek görmek mümkün değil. Artık kimin eşcinsel, kimin heteroseksüel olduğunu bile anlayamıyorsun. Eşcinseller heteroseksüelleride mi özgürleştirdi, herkesin içindeki eşcinselliği mi ortaya çıkardılar bilemeyeceğim artık.
Doğal eşcinselliğe dönüşüm toplumsal cinsiyetin ters-yüz edilmesi ve birbirine karışmasıyla mı gerçekleşecek acaba? Bütün bunları göz önünde bulundurduğumda, "Toplumsal anlamda bir eşcinselliğe biraz esnek mi olmalıyız?" diye düşünmeden de edemiyorum. Çünkü dinin geleneksel bir yaşam tarzına dönüştüğü heteroseksist bir topluma, "batı" tarzı eşcinselliği "pat" diye kabul ettirmek devrim yapmak gibi bir şey olur sanırım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder