20 Aralık 2011 Salı

Gün Gelip Eşcinseller Bu Ayrımcılığının Hesabını Soracaktır

Kızılay'ın kan bağışlamadan önce kan verecek kişilere eşcinsel ilişkiye, (Erkek erkeğe ilişki dediğine göre kadınların eşcinselliğini görmezden geliyor sanırım veya hafife alıyor. Heteroseksizme kadın eşcinselliği erkek eşcinselliği kadar zarar vermiyor herhalde. Amaç gerçekten bulaşıcı hastalıklara karşı önlem almak olsa, cinsel yönelim , hatta cinsel yönelimler arasında cinsiyet ayrımı yapılmaz.) girip girmediğine dair form doldurtmasının basına yansıması yüzünden özrü kabahatinden büyük bir açıklama yapmak zorunda kalmış. Herhalde kan bağışının azalacağından korktu.

Gerekçesi kana bulaşan bazı bulaşıcı hastalıkların belli bir zaman geçmeyince antikorları yeterli seviyeye ulaşmadığı için sonuçlar negatif çıkabilirmiş. Bu durumda yapılacak tek şey de ön güvenlik açısından  hastalık bulaştırmada riskli bulduğu kesimlerin, eşcinsellerin kan vermesini engellemekmiş. Hem bütün dünyada bu kural uygulanıyormuş. Peki bütün dünya eşcinseller kan verebilir derse, Kızılay izin verecek mi acaba? Hem niye bütün dünyanın harekete geçmesini bekleyelim ki? Dünyayı, gelişmeleri, insan haklarını hep geriden mi takip etmek zorundayız, hep heteroseksizmin insan hakları için fırsatları değerlendirmesine sessiz kalmak mı zorundayız?

Eşcinseller hangi akla hizmet hastalıkları bulaştırmada risk gurubunda yer alıyor? İstatistikler AIDS dahil bulaşıcı hastalık taşıyıcı heteroseksüellerin eşcinsellerden daha fazla olduğunu söylemiyor mu? Eğer anal ilişkiyi hastalık bulaştırmada birinci derecede risk faktörü olarak görüyorsanız, bu ne eşcinsellerin korunmasız ilişkiye girdiğinin delilidir, ne de anal ilişkiye sadece eşcinsellerin girdiğinin kanıtı. Bulaşıcı hastalıkların bulaşmasında hiçbir cinsel ilişki şeklinin daha az veya daha fazla riskli olduğuna katılmıyorum. Hadi bakalım AIDS'li bir kişiyle hem heteroseksüel, hem de eşcinsel ilişki yaşansın. Şimdi eşcinsel ilişkide bulaşma riski fazla, heteroseksüel ilişkide az mı olacak?

Kızılay amaçlarının kişilerin cinsel kimliklerini sorgulamak olmadığını iddia etmiş. Her ne olursa olsun, bilimsel, istatiksel dayanaksız hiç kimsenin, birilerine cinsel yöneliminden dolayı ayrımcılık yapmaya hakkı yoktur, olamaz. Evet hiç kimse, "Erkek erkeğe cinsel ilişkiye girdiniz mi? Girdiyseniz kan veremezsiniz. Yalan söyleyip verirseniz hastalık bulaştırdığınız takdirde üç yıla kadar hapis cezası yersiniz." diye tehditte bulunamaz. Ben bu ülkede eşcinsel olarak kan veremiyorsam bu bir tehdit ve ayrımcılıktır.

Heteroseksizm denilen virüsün en belalısı egemenliğinden dolayı, fırsattan istifade nefretini çeşitli bahanelerle kendisine benzemeyenlere karşı kusarak güç yeterliliği ve ayrımcılık yapıyor. İdeolojisine kendisini kaptıranlar da elinden gelen hizmeti veriyor cinsel yönelim ve cinsiyet ayrımcılığına. Herkes "Ayrımcılık için görevde kaldığım sürece elimden gelen gayreti göstereyim de, sonrasında ne olursa olsun." diyor. Nasıl olsa şu anki ayrımcılık yapanlar gelecekte olmayacakları ve eşcinsellere karşı yaptıkları ayrımcılığın hesabı kendilerinden sorulmayacağı için pek de umurlarında değil insan-ların hakları, ayrımcılığa maruz kalıp acı çekmeleri. Ama gün gelip bu eşcinsel ayrımcılığının hesabı sorulacaktır heteroseksizm ve temsilcilerinden.

Kızılay'ın kanuni olarak kan bağışını reddetme hakkı mevcutmuş. Peki, "Sen eşcinselsin ve bizim gözümüzde hastalık riski taşıyan bir sınıftasın. Bu yüzden diğer insanlar kadar kan verme hakkını kullanamazsın." deme dayanağını kanıtlayabilir mi bana? Eşcinsellere karşı ayrımcılık ayrımcılık yapılmadığını iddia ediyorlar ama bu ayrımcılığın "Eşcinseller heteroseksüellere göre hastalık açısından daha risklidir" bahanesinden başka mantıklı bir açıklamasını yapabilirler mi? Hatta heteroseksüel ilişkiyi risk olarak görmüyor. Nasıl bir hijyen garantisi varsa heteroseksüel ilişkinin. Tabi onlar (sözde) aileye ve tek eşliliğe güveniyorlar.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder