2 Aralık 2011 Cuma

Eşcinselliğin Teslimiyeti Değil, Temsiliyeti Lazım


İnternette kırmızı topuklu ayakkabı ve siyah boxer giymiş üç kişilik bir grubun ağdalı bacaklarıyla şarkı söylemeleri, içinde yaşadığım dünyanın hapis hayatı olduğunu hissettirdi. Biliyorum bazı şeriatçı ülkelerin eşcinsellere karşı nefretini, şiddetini, cinayetini ama az veya çok, öyle veya böyle bu ülkede de eşcinsel ayrımcılığı yapılıyor. Ne yani, her halükarda şükretmemiz mi gerekiyor? Bizim neyimiz eksik de heteroseksüeller kadar eşit haklara sahip değiliz? Artık lütfen geçin bu dünyanın heteroseksüellere ait olduğu ayaklarını. Midemi de bulandırıyor bu heteroseksizmden korkaklıklar.

Bir şeyler ileri gidebilir ama bir eşcinsel olarak beni tatmin etmiyor bu iki geri bir ileri gidişler insanca, eşit şartlarda yaşamadığım için. Sorun sadece açık bir eşcinsel olarak görünür olabilmek değil. Sorun mecliste, yaşadığımız her yerde temsiliyet hakkının verilmemesi. İyi ve doğru temsil edilmeyince eşcinsel hakları da ihmal ediliyor tabii. Eşcinsellere heteroseksüeller kadar haklar verilse bu görünürlüğe ihtiyaç duyulmayacak belki.

Neden Eurovision Şarkı Yarışması'nda ülkemizi eşcinsel şarkıcılar temsil etmiyor? Bizim Kuzey ülkelerinden, Doğu Avrupa ülkelerinden, Balkanlardan veya İsrail'den neyimiz eksik? Demokrasimiz eksik; Hem kağıt üzerinde yok-uz, hem de kafalarda, zihinlerde. Var olduğumuz biliniyor ama yok sayılıyoruz.

Bir çok ülke eşcinsel yürüyüşlerine falan izin verilmediği için daha homofobik gibi bir algı yaratıyor bizdeki homofobiklere de eşcinselliğin görünür olmaması için dayanak oluşturan ama ben hiç de öyle olduğunu zannetmiyorum. İstisna bir kaç homofobik olayı örnek gösterip homofobilerini haklı göstermeye çalışmaktan başka bir şey değil bu. Hem homofobi oralarda-Batı'da-gelişmiş ülkelerde olsa bile, "dünyada homofobi var" diye senin de mi eşcinsellikten, eşcinsellerden nefret etmen gerekiyor?

Benim tek derdim tabiki de Eurovision Şarkı Yarışması'nda sanatsal anlamda temsil edilmek değil. O sadece içimdeki parlamenter bazda temsiliyet sorunuma-yarama dokunan görsel bir örnek. Aslında ayrımcılığa uğrayanların varoluşunun kabulü için görünürlüğünün önemi bakımından hiç de hafife alınacak bir temsiliyet değil bu yarışma. Çünkü TRT eğer Eurovision Şarkı Yarışması'na eşcinsel bir temsilci gönderirse, bayağı bir yol gitmişiz demektir eşcinsellik konusunda. Kadınların temsiliyetini ahlaka dayandırdığı baldır-bacak gibi çıplaksal ilkel düşüncelerle engellemeye çalışıp, erkek hegemonyasına teslim ettiysek bu yarışmayı, gerçekten çok önemli bir durumdur bu yarışmada eşcinselliğin temsiliyeti. Sonuçta TRT devletin iletişim kurumu ve de insanların eşcinselliğe veya bir şeylere bakış açısını belirleyen, belirleyecek olan en önemli unsurların başında geliyor iletişim çağında.

Ben artık bir eşcinsel olarak beni heteroseksüellerin temsil etmesini istemiyorum. Bunun adına isteseniz "homoseksiszm" diyip, bütün heteroseksüellerin heteroseksist olmayabileceğini iddia edebilirsiniz, hatta öyle de olsun ama ben eşcinselliği eşcinsellerin temsil etmesini istiyorum. Bunda bir sakınca mı var? Eşcinsellerin kendi kesimini doğru bir şekilde temsil edebilme gücünün olmadığına mı inanıyorsunuz yoksa? Böyle bir düşünce homofobiden başka bir şey olamaz.

Ben eşcinselliğin, eşcinselliğimin bekletilmesini, heteroseksüel bir insan olmadığım için hayatımın ertelenmesini "demokrasi" diye bir şey varsa istemiyorum artık. Heteroseksist bir dünyadaysa bana öncelik verilmeyeceğini biliyorum, öğrendim. Heteroseksizme güvensizliğim konusunda yanılıyorsam eğer, eşcinsellere hakları eşcinsel olarak verilsin, insanca yaşayabilelim ki, inanayım, güveneyim.

Meclisteki internette eşcinsellik kelimesine engel kaldırılmış. Peki itiraz edilmeden önce akıllar neredeydi acaba? İnsan olduğumuz yeni mi anlaşıldı? Ben heteroseksüelliği normal karşılayıp, eşcinselliğe engel çıkartan heteroseksist bir meclisteki temsilcilere neden güveneyim? Ben her ne olursa olsun, eşcinselliğin açık bir şekilde temsiliyetini istiyorum. Bu sorun halledilmedikçe de, heteroseksist olmasalar bile eşcinselleri öncelikle eşcinsellerin temsil etmesini istiyorum.

TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu  Başkanvekili de şiddet konusunda sadece kadın-erkek beraberliklerindeki şiddetin değil, eşcinsel birlikteliklerindeki şiddetin de değerlendirilmesi gerektiğini söylemiş. Sevindirici bir gelişme. Bu bir anlamda dolaylı da olsa eşcinselliğin kabulünü ifade ediyor ama eşcinsellerin heteroseksizmin homofobisi ve ayrımcılığının mağduriyetine karşı korunması için öncelikli olarak cinsel yönelim ibaresinin yasalaşması gerekiyor. Ayrıntılardan önce ana maddenin yasalaşması şart. Yoksa heteroseksizm ve parlamentosuna güvenmem için bir neden yok.

Eşcinsellerin insanca değer görebilmesi ve yaşayabilmesi için Eurovision Şarkı Yarışması'ndan Meclis'e kadar yaşamın her biriminde açık bir eşcinsel olarak temsiliyeti şart.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder