7 Aralık 2011 Çarşamba

Eşcinseller "Gay"dir!

Sabah programlarından birini açtım kahvaltı esnasında belki sevdiğim bir sanatçı falan konuk olur diye. Hiç alakam olmayan konuklar vardı. Türkücü türküsünün çığırırken kahvaltı hazırladığımdan konuya sebep olabilecek oynama görüntülerini kaçırmışım. Sunucunun dikkatini çektiği için mikrofon "o" seyirciye verildi. Yıllardır birlikte olduğu kadınla gelmiş programa. Sunucu önce afallıyor. Eşcinsel erkek ve yanında orta yaşlı kadın birlikteliğine. Birliktelikleri arkadaşlıktan ibaretmiş tabi ki. Eşcinsel sosyetelik olarak tanımlıyor bu eğlenceden-eğlenceye koşma hayatını. Köyde yaşıyormuş ve hiçbir iş yapmıyormuş. Bakımlıymış temizmiş, titizmiş ve kadın arkadaşlarıyla gün falan yapıyormuş. Kadın da onaylıyor onun bakımlılığını ve temizliğini. Eşcinsel kaş bakımını, cilt bakımını ihmal etmediğini söylüyor ve kaşlarının alınmışlığını göstererek ispat etmeye çalışıyor bu durumu. Sunucu ne zamandan beri kaşlarını aldığını soruyor. Evlenmek isteyip istemediğini soruyor. Ankara'dan gelen erkeksi türkücü de sunucuya eşcinseli kasdederek "İkimizi mi evlendireceksin?" diyip  başına peruk takarak işi şakaya vurdurmaya çalışıyor. Eşcinsel zaten evlilik programına çıkmış dedesiyle. Dedesi evlenmiş ama o evlenememiş. Eşcinsel uzun boylu, huyu-huyuna, boyu boyuna denk, karşılıklı oryantal yapabileceği, koluna takınca yakışacak, düşmanlarını çatlatabilecek güzellikte bir aday istiyor. Bu arada sunucu ünlü bir arabesk türkücümüzü de evlendirecekmiş ve şu anda elli talibi çıkmış. Eşcinsel de taliplerini bekliyor. İki de çocuk istiyor eşcinsel. (Bir şey dediğim veya eleştirdiğim yok. Sadece olayı aynen aktarıyorum.) Yabancı uyruklu manken oyuncu da eşcinselliği öyle kavramış ki, seyirci eşcinselin oryantal ritmi içindeki konuşmasının taklidini birebir yapıyor. Eşcinselliğin algılanışının ne yazık ki kültürü, coğrafyası yok. Eşcinselliğin kabul etsek de etmesek de, öğrenilmiş de olsa yapısal da olsa, değişmesi gerekebilir veya istesek de değişmeyebilecek inkar edemeyeceğimiz evrensel bir feminenliği var. Davranış uzmanı konuk da "her insan kadın doğar" diye bir kitap çıkarmış. Gerçekten öğrenilen, dayatılan erkeklik olmasın. Bence de öyle. En büyük gerçekse eşcinsellerin gerçekten birer "gay" olduğu. İçinde bulunduğu ortamı güldürüyor, eğlendiriyor. Herkesin ağzı kulaklarında ve kahkahalar içindeydi bu programda da. Bir eşcinsel olarak ben bile aynadaki görüntüm gibi gelip kısa süreliğine kendimde geçtim. Her ne şekilde olursa olsun eşcinsellik görünür olduğu sürece güzel bir şey be. O an sanki bütün dertlerden, sıkıntılardan uzaklaşıyorsun. Eşcinselliğimizi tam anlamıyla yaşayamamayı eğlenerek mi telafi ediyoruz, eğlendirerek mi kendimizi kabul ettirmeye çalışıyoruz bilmiyorum ama zorlayarak da ne kadar eğlendirici gibi olabilir ki insan. Eşcinselliğin pozitivizmin bir parçası olduğunu kabul etmek gerek. Bizi negatif yapanlar utansın. Kendi hayatlarını kararttıkları yetmiyormuş gibi bizim hayatımızı da mahvetti şu heteroseksizm denilen illet.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder