"Bana ilişki teklif etti, alkolün etkisiyle beraber oldum. Sonra da o beni yapmak istedi. Ama kabul etmeyince beni zorladı. Çılgına döndüm ve masadaki bıçağı kaptım. Sonrasını hatırlamıyorum."
Bütün eşcinsel cinayetlerinde neden aynı sahne tekrarlanıyor hiç düşündünüz mü?
Belki gerçekten sadece pasif olduğu düşünülen eşcinseller de aktif olmak istiyordur. Öyleyse eşcinselliğin ne olduğunun bilinmemesi diyebilir miyiz buna? Yoksa biliniyor da bilinmezlikten mi geliniyor? Bence bilinmeme ihtimali daha yüksek. Çünkü aktif olduğun sürece erkeksindir öğrenildiği üzere. Arkanı korumak-kollamak da en önemli, hatta tek şartıdır erkekliğin. Ama eşcinsellerin, yani pasif olduğu düşünülen eşcinsellerin böyle bir arzuları olsa da, erkek geçinenlere böyle bir cesarette bulunabileceklerine pek ihtimal vermiyorum.
Eşcinsel cinayetleri keşke sadece eşcinselliğin tam olarak bilinmemesinden, yanlış anlaşılmalardan ve de homofobiden kaynaklansaydı. O zaman eşcinseller bu kadar kolay, sık ve çok öldürülmezdi. Çünkü insan bilmediği, yabancı kaldığı şeylerden uzak durur, nefret ettiği şeylere bulaşmak istemez.
Ama ne oluyor, bütün eşcinsel katilleri tıpış-tıpış kendi ayaklarıyla geliyorlar, gönül rızalarıyla erkek-erkeğe beraber oluyorlar, sonra da beraber oldukları kişileri yani eşcinselleri öldürüyorlar.
Tek sığındıkları nokta da kendi arkalarına dikilen göz, kendi namuslarını koruma bahanesi. Eşcinseller bu kadar namus meraklısı da, hiç mi erkeklerin, erkek geçinenlerin namuslarını kirletemiyorlar? Ben hiç katillerin anal muayenelerinin yapılıp da namuslarının kirletildiğini duymadım. Zaten onlar da hiç koruyamadıklarını söylemediler. Bu bile eşcinsellere, eşcinselliğe önyargılı bakış açısını, bu yüzden onlara her türlü kötülüğün yapılmasına sessiz kalındığını, namus bahanesiyle tahrik indirimine gidildiğini, bu indirim yüzünden eşcinsellerin daha bir hedef haline geldiğini, katillerin cesaretlendiğini, cinsellik bahanesiyle en çok da gasp edildiklerini göstermez mi?
Evet eşcinsellere cinsel ihtiyaç gideren seks meraklısı arsızlar, sapıklar, ahlaksızlar gözüyle bakıldığı kadar, daha çok da maddi çıkarlara alet ediliyorlar cinsel yoldan yaklaşılarak. Burada cinsel açlıklarını giderme konusunda ne kadar haklı olsalar da, eşcinsellerin cinayete kurban gitmelerinin haklı bir gerekçesi asla olmasa da bir öz eleştiri yapmanın sakıncasının olmayacağına ve homofobiyi besleyeceğine inanmadığım gibi, ne yazık ki bazı eşcinsellerin de ekonomik güçleri sayesinde eşcinsellerin sadece cinsel konuda değil, maddi konuda da gönüllü verici olacaklarına dair bir ön yargıyı beslediklerine inanıyorum.
Eşcinsel cinayetlerinin asıl kaynağı homofobinin olduğu bilinen bir gerçek ama homofobiyi besleyen ve homofobinin görmezden gelinmesine sebep olan unsurlar da homofobi kadar önemli. Eşcinsellerin mecburiyetten fedakarlıkları bunların yanında çok masum kalır. Eşcinsellik kabul edilse eşcinseller kendilerini riske atarlar mı hiç? Çelişkili gelebilir eşcinsellerin vericiliklerini eleştirip de, sonra mecburiyetten diye savunmam ama öyle değil mi?
Öldürülenlerin hep eşcinsel olması, hiç kendilerini savun-a-mamaları bile onların ne kadar masum, ne kadar potansiyel kurban olarak görüldüklerinin göstergesi sayılmaz mı?
Homofobiyi besleyen en büyük unsur tabi ki heteroseksist değerler ama katiller devletten-yasalardan, toplumdan cesaret almasalar bu kadar cesur olamazlar. Öncelikle anayasal dayanağımızın olması şart. Mücadele için de eşcinsellerin kendilerine inanmaları gerekiyor. Yoksa biz istemedikten sonra, şartları zorlamadıktan sonra, eşcinselleri insan yerine koyacaklarına inancım yok gayriinsani olarak görüldüğümüz üzere.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder