12 Ekim 2011 Çarşamba

Yenildim

Siz hiç "Çiçeklerim susuz kalacak." diye Bayram'da memleketinize gitmekten vaz geçtiniz mi?

"Kara" kedim zehirlenip Öldükten sonra tekrar bir hayvanla hayatı paylaşabileceğimi zannetmiyordum. Çünkü sevdiklerimi kaybedince bunun acısına dayanabilme cesaretim yok benim. Yalnızlığı sevme ve tercih etme sebebim de belki bu yüzden.

Her neyse bir gece sokakta sürekli miyavlayan bir-iki aylık simsiyah bir kedi yavrusuyla karşılaştım. Sadece gözleri yeşildi. Çok da zayıftı, bakımsızdı. Ayrılık acısını o anda geri plana itip onu eve getirdim. Bana geldiğinde ishali vardı. Ara-ara nüksetse de düzelmişti. İkibuçuk ayda bayağı tombişleşmişti. Bir çoğuna abartılı gelecek ama imkansızlıklara rağmen ona kendimden daha iyi bakıyordum. Dün akşamdan itibaren ishali tekrar başladı ve en şiddetli şekilde. Durmuyordu dışkısı artık.

En yakınımızdaki veterinere gittim bilgi almak için. Tedaviye ihtiyacı olduğunu söyledi ama para karşılığı yapabileceğini söyledi. Ben durumumu anlatınca Belediye Veterinerliğinin numarasını verdi. O numara da sürekli meşgul. Yıllar önce de gene hayvan tedavisi için lazım olmuştu veteriner ve aynı numara o gün de akşama kadar meşgul olunca vaz geçmiştik. Yıllar sonra da değişen bir şey olmamış. Belediyenin veterineri var ama telefonu sürekli meşgul.

Belediyeyi aradım. Sağlık İşleri Müdürlüğünden biri veterinerlik numarasının çalıştığını kendilerinin ulaşabildiklerini ama şu anda meşgul olabileceğini ve aramaya devam etmemi istedi. Başka bir belediye birimi de numaranın çalıştığını ve ulaşılabildiğini ama şu anda bir arızanın söz konusu olabileceğini söyledi. Yönlendirildiğim şikayet birimi telefon numaramı almasından iki dakika sonra veterinerlikten beni aradılar adres almak için. Bir-iki saat içinde Belediye'den bir ekip geldi hayvanı teslim almak için. Teslim ettiğime ve her türlü şartı kabul ettiğime dair de imza attırdılar. Çünkü tedavisinden sonra kısırlaştırma yapılıyormuş ve ameliyat sırasında ölme riski varmış. Veterinerliğe teslim etmek için alıp götürdüler simsiyah kedi'mi.

Koskoca adam gene hüngür-hüngür ağladım ve bu kadar duygusal zayıflığımdan dolayı çok utanıyorum kendimden. Sanki onu ölüme göndermiş gibi hissediyorum. Yanımda dursa hasta-hasta çok daha kötüydü. Belki tedavisi yapılır ve hayat döner umarım.

İnsanlar bana neden siyah kediye baktığımı soruyorlar. Çünkü siyah kedi uğursuzluk getirirmiş. İnsanın siyahını da o yüzden mi sevmiyorlar acaba? Ben özellikle siyah olsun diye sokakta siyah kedi aramıyorum ki bakmak için. O gece o denk gelmişti.

Alın işte simsiyah kedi'm yok artık. Rahatlarsınız belki. Bu öfkem aslında hiç kimseye değil, çaresizliğime. İmkanlarım olsaydı, bir tane hayvan barınağım ve kliniğim olsaydı, üzüntümden dolayı bu öfkem olmazdı hiç kimseye.

Buraya kadarmış, ne diyelim. Unutmam gene zor olacak galiba. Kendimi telkin edemiyorum çünkü.

Hayvanlar konusunda bir şeyleri eksik ve yanlış mı yapıyorum da böyle oluyor bilmiyorum. Onları doğasına bırakmak gerek ama bakıma ihtiyaçları olduğu için evime alıyorum. Yoksa mutlu yaşamlarından onları koparmak gibi bir düşüncem söz konusu bile olamaz.

Karşı apartmanımızda Kürt bir teyze var. Sürekli seslenir bana dördüncü kattan. Zaten bana eşcinselliğim yüzünden samimiyetle yaklaşan başka kimse yok ki. Kedi olayına o da şahit oldu. Onun da bir akvaryum balığı varmış ama balık o kadar hızlı büyümüş ki, bir gün akvaryumdan dışarıya çıkarak ölmüş o evde yokken. O da üzüntüsünden dolayı bir daha hayvan beslememiş. Şimdi sadece çiçekleri varmış. Ama onları da düşündüğünden Bayram'da memleketine gitmek istemiyor ya susuz kalırlarsa diye. Ben de bana bırakabileceğini söyledim.

İnsanlar birbirlerine karşı dininden, dilinden, renginden, ırkından dolayı ayrımcılık yapıyorlar onların yüreklerinin kendilerininkinden daha güzel olabileceğini hiç akıllarına getrimeyerek. Siz hiç "Çiçeklerim susuz kalacak." diye Bayram'da memleketinize gitmekten vaz geçtiniz mi?

2 yorum:

  1. Benim /kara/ kedim dünyadan giderken iki tane yavru bıraktı bana hiçbiri kendisine benzemeyen. Hayvanlar da kabul göremediklerini anlayıp türünün devamı için en makul adayla mı çiftleşiyorlar bilmiyorum ama çirkin ve zayıf kızımın iki tane tombul, açık renk yavrusu oldu.
    Oysa ben senin aksine o kediyi siyah olduğu için seçip almıştım, o sebeple tüm hayvanları sevdiğimden daha çok seviyordum. Şuanda da iki sarı kedi yavrusuna bakarken annelerini özlüyorum aslında. (bu arada kedi sevgisi, daha doğrusu hayvan sevgisi lanet belalı bir sey, zaaf resmen)

    YanıtlaSil
  2. Sadece kedi sevgisi değil, sevgi denilen şey en güzel şey olmasına rağmen, aşırı duygusal olanların belalısı. Empatisi kuvvetli olanların duyarlılığından dolayı sevgisi de çok yoğun, hastalıklı oluyor galiba. Yapı meselesi tabi ki.

    YanıtlaSil