Aradan daha bir hafta geçmeden bir kadın cinayeti daha işlendi aynı şekilde-sırtından bıçaklanarak. "Koca" denilen şahıslardan biri bu sefer 26 yaşındaki karısını ıssız bir yere götürerek karnından ve sırtından bıçaklamış. Öldürdükten sonra da bir çukura atmış. Cinayet işlediği bıçağı da olay yerinde bırakan koca aranıyormuş.
Kimin haberi oldu bu cinayetten. Buna benzer cinayetler hemen-hemen her gün işleniyor, medyaya da yansıyor ama olayın vahameti "Sırtından Bıçaklanan Kadını"ınki gibi gözler önüne serilmediği için üzerinde hiç durulmuyor. "Sırtından Bıçaklanan Kadın"ın görüntüsünden rahatsız olanlar acaba diğer cinayete kurban giden kadınlardan "Sırtından Bıçaklanmış kadın" görüntüsü kadar rahatsız oluyorlar mı? Hiç sanmıyorum. Olsalardı her cinayette gürültü-patırtı kopartılırdı. Hayatta hiç bir şey açık olmadığı sürece hiç kimseyi rahatsız etmeyecektir. Ta ki bıçak kendi kemiklerine dayanıncaya kadar.
Ne duyarsız bir dünyada yaşıyoruz! Cinayetten değil de görüntüsünden rahatsız oluyoruz. Bence cinayetin çıplak-vahşetin bu kadar açık görüntüsünden rahatsız olanların haklı gerekçeleri de aslında bahane. Galiba gerçeklerle yüzleşmek istemiyorlar. Acı gerçeklerle yüzleşmenin zamanı olmaz, heteroseksizm dünyaya hakim olduğu sürece o zaman hiç gelmez çünkü.
Kadın, trans ve nefret cinayetlerinin politik olduğu bir sistemde, heteroseksizmin devamlılığı için sorunların çözümünün yavaş olması veya çözülmemesi için görünürlüğün eleştirilmesi ve engellenmesi de bir politikadır ne yazık ki. En azından kurban sınıfında yer alanlar bu politikaya alet olmasınlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder